Güncelleme Tarihi:
Boyun omurgası toplam yedi omur kemiğinden oluşmaktadır. Bu omur kemikleri birbirlerine ön taraflarında disk dokusu ve ligamanlar, arka taraflarında ise faset eklemleri ve ligamanlar ile birleşerek eklem yapmaktadırlar. Ön ve arka eklemler arasında ise omuriliğimizin geçtiği omurilik kanalı bulunmaktadır.
Boyun omurlarından ikincisi ila yedincisi arasındaki herhangibir bölgedeki disk dokusunun omurilik kanalına taşması sonucunda omuriliği veya bu bölgeden çıkan sinir köklerini fonksiyonel anlamda etkilemesi sonucunda ortaya çıkan durumdur.
Boyun omurları arasındaki disk dokusu viskoelastik bir materyel yapısındadır. Disk dokusunun viskoelastik materyel yapısı zaman içerisinde özellikle su içeriğini kaybedip deforme olmasıyla artık süspansiyon görevini yerine getiremeyip dejenerasyon olarak tanımlanan sürece girmektedir. Dejenere disk dokusunun omurilik kanalına doğru taşması (fıtıklaşma) bazı durumlarda aniden olabileceği gibi bazı durumlarda yavaş yavaş olmakta ve beraberinde küçük kemikleşmeler de oluşturmaktadır. Fıtıklaşan disk dokusundan sinir dokusunun fonksiyonel etkilenmesi durumunda; kol/ön kolda geçmeyen ağrı, uyuşukluk tarzında değişik his kusurları, refleks azalması/kaybı ve/veya kuvvet kaybı ile klinik olarak bulgu verebilir. Klinik bulgular, ani şekilde ortaya çıkabildiği gibi değişik zaman dilimleri içerisinde birbirleri üzerine eklenerek de ortaya çıkabilir. Ancak bazı boyun fıtıkları da yalnızca mekanik boyun ağrısı kliniğine sebep olabilir. Boyun fıtığına bağlı sinir kök veya köklerinin etkilenmesini ve varsa bu etkilenmenin düzeyini sinir ileti hızı ölçme tekniği olan elektromyografi (EMG) ile tespit etmek çoğu zaman mümkündür.
Günümüzde radyolojik tanı tetkiklerinden manyetik rezonans (MR), omur ve omurilik ile çevre yumuşak dokuların görüntülenmesi ile boyun fıtığı tanısında altın standart olarak önem taşımaktadır.
Boyun fıtığı cerrahi endikasyonu olduğu durumlarda, cerrahi teknik mikroskop altında disk dokusunun çıkarılması şeklindedir. Mikrodiskektomi olarak tanımlanan bu teknik bir çok olguda boyun ön tarafından girilerek yapılmaktadır. Bazı özellik arz eden boyun fıtıklarında (foraminal, ekstraforaminal) enseden yaklaşım ile fıtıklaşmış disk dokusunun kısmi olarak çıkartılması da mümkündür.
Boynun ön tarafından girilerek yapılan boyun fıtığı cerrahilerinde boşaltılan disk dokusu yerine hiç birşey koymayarak üst ve alt boyun omur kemiklerinin kendiliğinden füzyona yani kemikleşmeye gitmesini beklemek bir tercih iken bu tür girişimlerin uzun dönem sonrasında sinir köklerinin çıktığı foramen denilen çıkış yollarının zaman içerisinde daralmaya sebep olabilmesi ve cerrahi öncesi benzer şikayetlerin tekrar edebileceği görülebilmektedir. Bu sebep ile boynun ön tarafından girilerek yapılan fıtık cerrahilerinde boşaltılan disk dokusu yerine iki boyun omuru arasındaki yüksekliği idame ettirebilecek bir materyelin kullanılması ile uzun dönem klinik sonuçların daha olumlu olduğu da gösterilmiştir. Geçen zaman içerisinde değişen teknolojik imkanlar ile boyun omurları arasına uygulanmış materyeller şu şekilde sıralabilir; hastanın değişik yerlerinden alınabilecek kemik greftleri (otogreft), kadavra kemiği (allogreft), kemik yerine geçebilecek materyel kullanılması (hidroksiapatit ve diğer), değişik materyellerden yapılmış kafesler (karbon, titanyum, peek ve diğer). Boyun segmentinin normal hareket aralığının sağlanmasına yönelik daha yeni teknoloji ürünlerin (disk protezleri) kullanılması da gündemdedir.
Boyun fıtığı cerrahisi genel anestezi altında yapılan bir girişimdir. Boynun ön tarafından yapıldığı durumlarda disk dokusunun tamama yakını boşaltılabildiğinden aynı yerden tekrarlama olasılığı oldukça düşük orandadır. Olası görülebilecek komplikasyonlar mikro-cerrahi teknik kullanılması ile oldukça nadir olarak olasıdır; infeksiyon, damar yaralanması (karotis damarı), ses kısıklığı, sempatik sinir zincirinin etkilenmesi, omurilik veya sinir kökünün hasarlanması, omurilik veya sinir kökü kılıfını hasarlanması gibi...
Boyun fıtığı cerrahisi sonrasında aktif mobilizasyon aynı gün veya ertesi gün sağlanabilmektedir. Hastaların (travma dışında) cerrahi sonrası dönemde genellikle herhangibir boyunluk kullanmaksızın mobilizasyonu mümkündür. Tekrar işe başlama, araba kullanma gibi aktiviteler genellikle iki haftalık bir nekahat döneminden sonra yapılması uygun olmaktadır.
Boyun fıtığı cerrahisi sırasında amaç; sinir dokusu üzerindeki basının kaldırılmasıdır. Cerrahi sonrası dönemde etkilenmiş sinir dokusunun fonksiyonlarının normale dönmesi birçok olgulada kısa zamanda olabileceği gibi bazı olgularda (sistemik hastalıkların varlığı, nöropatik ağrı varlığı) normale dönme zaman alabilmektedir.