Güncelleme Tarihi:
Türkü dünyasının güler yüzlü solisti Arzu, 5 yıldır kendi gibi müzisyen olan Abidin Biter ile mutlu bir evlilik sürdürüyor. Birlikteliklerini güzelleştiren en önemli nedenlerden biri de 4 yaşındaki oğulları Bedirhan. Gözleri parlıyor Arzu’nun oğlundan ve eşinden bahsederken. Ama gelin görün ki bunun altında yatan zorlu ve bir o kadar da umutlu geçen bir süreç var.
Hikaye çok güzel başlamış aslında. Çok sevdiği Munzur Dağı’nda evlenme teklifi almış. Önceleri reddettiği bu teklifi kabul ederek hayatta aldığı en iyi kararın bu olduğunu düşünmüş sonraları. 2007 yılında Bedirhan dünyaya gelmiş ama pek kolay olmamış bu var oluş. Miyom sorunundan dolayı yüzde 80 düşük riskiyle karşı karşıya kalan Arzu, böylesine bir olumsuzluk karşısında pes etmemiş. Çok sayıda doktorla yaptığı görüşmelerde ameliyat olması gerektiği gerçeğiyle karşılaşmış. Son olarak gittiği doktoru Cemal Tamer Erel ise ona sahip olduğu umuttan daha fazlasını vermiş ve Bedirhan’ı beklemeye başlamışlar.
Nasıl geçirdiniz o sıkıntılı süreci?
Doktorum bir hastasını gösterdi, ardından illa ameliyat olmak istiyorsam yapacağını ama sadece düşük riskim için dikkatli olmamın yeterli olacağını söyledi. O kadar rahatlamıştım ki anlatamam. Tabii ben doktorumu kandırıp 7. ayıma kadar çalıştım hatta halay bile çektim (Gülümsüyor). Çünkü biliyordum, eğer ben düşük yapma olasılığıma odaklansaydım kesin düşük yapardım. Arkadaşlarım “Biraz naza çek kendini” diyordu bana ama ben çok rahattım; ne bulantı ne aşerme ile karşılaştım. Şanslı olduğum bir diğer konu da miyomun solda ve Bedirhan’ın ise sağda olmasıydı. Hamilelikten geriye kalan tek olumsuz şey aldığım kilolar oldu.
Doğum nasıl geçti peki?
Miyom nedeniyle epidural bir operasyon oldu, bir şey hissetmedim ama doğumu gördüm. Eşim de yanımdaydı. İkinci çocuğu da düşündüğümüz için miyomu doğum esnasında almadılar. Geçen yıl da miyomdan ameliyat oldum ve her şey normal. İkinci çocuk hazırlıkları başladı (Gülüyor). Annelik çok ama çok güzel bir duygu inanın.
“Aldığım kilolardan dolayı kıskançlık yapmaya başlamıştım”
Bazı anneler hamileyken bazıları ise bebeğini kucağına aldığında anneliğini hissediyor. Sizinki ne zaman başladı?
Ben kucağıma aldığımda hissettim. Belki de hamile kalışım sorunlu olduğu için böyledir. Çünkü her ne kadar takmamış olsam da içimde bir tedirginlik oluyordu. Hareket etmediğinde “Acaba bir şey mi oldu?” diye düşünüyordum ama kucağıma aldığım zaman her şey son buldu. O andan itibaren farklı bir boyuta geçtim.
Lohusalık döneminiz de sakin geçti galiba.
Evet ama sanırım aldığım kilolardan ötürü biraz kıskançlık yapmaya başlamıştım. Hiç kıskanç değilimdir normalde ama o dönemde belki kendimi eksik gördüğüm için telefonları bile karıştırıyordum. Eve kapanmış gibi hissediyordum kendimi, o yüzden sürekli dışarı çıkıyordum. Herkese de tavsiyemdir, eve tıkılmasınlar bu dönemde.
Bedirhan hala çok büyümüş sayılmaz ve siz çalışmaya devam ediyorsunuz. Bakımı zor olmuyor mu?
Elimden geldiğince vaktimi onunla geçirmeye özen gösteriyorum ama işim dolayısıyla bazı günler yetemiyorum oğluma. Annem, babam ve görümcelerim bakıyorlar sağ olsunlar. Şu anda da köyde Bedirhan. Orada olması beni rahatlatıyor çünkü temiz havada ve her şeyin doğalıyla büyüyor, toprak ve hayvanlarla iç içe. Mayıs ve ekim ayları arasında orada kalıyor, kreşe de gidiyor. Ben de sık sık gidip geliyorum. İstanbul’dayken dışarı çıktığında bile korkuyorum ve istemeden de olsa kısıtlamalar getiriyorum. Bedirhan çok seviyor zaten köyü ve oradaki kalabalığı.
“Bizim evde her türlü müzik çalar”
Sizi ve eşinizi gerek sahnede gerek televizyonda gördüğünde ne gibi tepkiler veriyor?
İlk zamanlar beni ya da babasını televizyondan gördüğü zaman ağlıyormuş. Sonra bir gün evde durmamış, annem de sahne aldığım yere getirmiş 10 dakikalığına. Beni gördü, kucağıma aldım ve o günden sonra ağlamadı hiç. “Annecim o seni görmeye geldiğim yere mi gidiyorsun türkü söylemeye” diyor.
Müzikle arası nasıl Bedirhan’ın?
Zurna, perküsyon gibi çalgıları çok seviyor. Davul alıyor eline bazen. Benim gönlüm keman çalmasından yana ama o ne yönde ilerler bilemiyorum. Doğduğu andan itibaren keman dinlettim hep. Bizim evde her türlü müzik çalar zaten. O yüzden türkü de dinliyor, klasik müzik de. Biz yönlendiriyoruz ama tabii kendi karar verecek.
“Eminim, 70 yaşında da sahneye çıkarsın sen”
Evliliğiniz nasıl gidiyor? Aynı işi yapıyor olmak tatlı da olsa rekabet yaratıyor mu aranızda?
Aramızda hiç öyle rekabet olmadı Allah'a şükür. Daha yolun başındayız ama çok güzel bir evliliğimiz var. Aynı işi yaptığımız için birbirimizi anlayabiliyoruz ve güveniyoruz birbirimize. Bunun yanı sıra Abidin sahnede olmayı çok sevse de daha çok besteci yönüyle ön plana çıkmak istiyor. Bestelerini de çoğunlukla benim seslendirmemi tercih diyor. Ben ise sahnede türkü söylemeyi çok seviyorum. “Eminim, 70 yaşında da sahneye çıkarsın sen” diyor bana hep.
Biz birlikte TV programlarına çıkmayız. Belki nazara inandığımız içindir, bilmiyorum. İstiyoruz ki küçük dünyamız hiç bozulmasın. Çok fazla gezmeyiz zaten. Arada bir arkadaşlarımızla toplanırız. Bizim işimiz zaten zor, yıpranmak istemiyoruz. Birlikte olmak bizi mutlu ediyor, Abidin için alışverişe gitmek dışında (Gülüyor).
Bir ev hanımı olarak nasılsınız peki?
Yorgun olsam da Abidin gelmeden önce çok basit yemekler bile olsa yapıyorum. Onu öyle ve güler yüzle karşılamayı seviyorum. O da bundan memnun. Birbirimiz için iyi birer eş olduğumuzu düşünüyorum, her ne kadar medya bizi altı ayda bir ayırsa da (Gülüyor). O kadar kaçmamıza rağmen sürekli ayrılık haberi çıkarıyorlar. Abidin de artık sıkılıp “Evet ayrıldık” demeye başlamış. Ne yapsın ne derse desin onlar bildiklerini yazıyorlar.
Gelelim yeni albümün çalışmalarına…
Son okumaları yapıyoruz, birkaç eser kaldı sadece. Birkaç ay içinde piyasada olacak. Çok sıkıştırmak da istemiyorum çünkü albümlerimde en çok sıyrılan eserler hep en son gelenler oldu. O nedenle aceleci davranmıyoruz.
Albümde Nurettin Rençber, Ahmet Kaya, Ali Nurşani, Adem Aslandoğan, Özgür Ata, Murta Korkmaz ve tabii Abidin Biter isimleri var. Ben yeterli görmediğim sürece kendi eserlerimi almak istemiyorum albüme ama bu albümde olacak.
Albüm sonrasında konserler artar mı? Nerelerde dinleyeceğiz sizi?
Konserlerimiz zaten çok yoğun. Eylül-Haziran arası yurt dışı konserlerimiz sürekli oluyor zaten. Hafta içi de programlarım oluyor. Bakırköy Ziya Türkü Evi’nde çarşamba günleri, Kartal Esinti Kır Evi’nde cuma günleri sahne alıyorum. Haziran döneminden sonra Türkiye’de konserler başlıyor. Bu yıl çok sıkı çalışacağım. Seneye de inşallah hamile kalırsam, bu kadar yoğun olamayacağım zaten.
Röportaj: Hanife Yaşar