Hamilelikteki Rüyaların Anlamı

Güncelleme Tarihi:

Hamilelikteki Rüyaların Anlamı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2010 16:31

Hamileyken görülen rüyaların bir anlamı var mı? Nasıl yorumlamalı?

Haberin Devamı

Rüya yorumlarını önemseyen ve özellikle hamilelik döneminde rüyalarının anlamını öğrenmeye çalışanlara Psikiyatr Dr. İlhan Nazlısöz’den bazı tavsiyeler var. Rüyaları dikkate almalı mıyız? Rüya yorumlatırken hangi kaynaklara başvurmalı?

“Karnında büyümekte olan yeni bir yaşamın varlığı hem mutlu hem de tedirgin edebilir. Gebelik varoluş kaygısının en yoğun yaşandığı dönemlerden biridir. Her gebe kadın hamileliği öğrendiği andan itibaren varoluşunu sorgulamaya başlar. Kendisi için ‘Kimdir, nasıl yaşamaktadır, mutlu mudur, nasıl bir anne olacaktır?’ gibi sorularla mücadele eder.

İstenen bir gebelik olup olmadığına, eş ile ilişkilerin niteliği ve niceliğine, anne-baba-kayınvalide-kayınpeder ile ilişkilerin nitelik ve niceliklerine göre gebenin benlik algısı değişim gösterir ve duygusal dalgalanmaları başlar. Bu süreçte yaşanan kaygı ve korkunun neticesinde özellikle ikinci üç aylık dönemde depresif bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu dönem öncelikli olmak üzere gebeliğin her döneminde duygusal duruma göre keyif veren ya da korkutan, bazen silik bazen çok canlı olabilecek düşler görülür. Çoğu gebe düşlerinde gördüklerinden etkilenerek bunları yorumlamaya ya da yorumlatmaya çalışır. Bu yorumlara göre de duygusal durumunu ve gebeliğe bakışını değiştirebilir.”

Haberin Devamı

Yorum Aradığınız Yerleri ve Yorumlayan Kişileri Özenle Seçin

“Düşerin yorumunda, özellikle gebelik döneminde yorumcunun iyi niyetli olması çok önemlidir. Düşünde, gözleri kapalı, kundakta bir bebeği gören kişiye yapılacak, “ölüm doğum” yorumu gebenin bütün korkularını alevlendirecek ve gebelik onun ve eşi için azap içinde geçeceği kesindir. Bunun yerine yapılacak, “sağlıklı ve huzurlu bir bebek” yorumu yapılması çiftin bütün korkuların kurtulmasına yardım edecektir.

Bu sebeple düşlerinizi önünüze gelen her adama yorumlatmayınız. Ya da interneti, kitapları açıp da yalan yanlış yorumlara kendinizi inandırmayınız. Çünkü düşün yorumu, sahibinin sosyokültürel yapısına, dünya görüşüne, yaşadığı olaylara ve ilişkilerindeki yapıya göre yapılmalıdır. Çünkü bir düş herkeste aynı anlamı ifade edemez. Her düş, her ne olursa olsun, sahibine özgüdür. Bir başkasının aynı düşü görmesi farklı yoruma neden olacaktır.”

Haberin Devamı

Rüya ve Rüya Yorumlarına Tarihsel Bakış

“Düşlerin yorumu tüm toplumlar için önemli olduğu kadar, psikoloji bilimi açısından da önemlidir. Düşlerin yorumuna ilk önem veren Sigmund Freud olmuştur ve düş yaşantısının duygusal duruma etkisi olduğu kadar duygusal durumunda düş yaşantısına etkisi olacağını bildirmiştir.

Düşlerin yorumuna toplumların yaklaşımı değişim göstermiştir. İlkel çağlarda düşlerin yorumu doğaüstü bir güç olarak görülmüş, tanrı ya da yarı tanrı varlıkların mesajlarını içeren özel yaşantılar olduğuna inanılmıştır. Bu sebeple en çok düş gören bireyler de şaman olarak görülmüştür. Yapılacak bir savaşın kazanılıp kazanılamayacağı, o sene bereketin olup olmayacağı gibi konularda hep şamanların gördükleri rüyalara başvurulmuştur.

Haberin Devamı

Düşlerin yorumuna benzer yaklaşım hala görülmektedir. İstiare rüyaları bu maksatla başvurulan bir kaynak olmuştur. İnsanların inanç düzeyine göre bu yaklaşım az ya da çok değer bulmaktadır. Buna “geleneksel düş yorumu” denir. Bu maksatla pek çok kitap yazılmış, internette bu amaçla kurulmuş pek çok site bulunmaktadır. Tabi böyle bir konunun bu kadar ayağa düşmesi insanların bu konuya inanma ihtiyaçlarının doyurulamamasına neden olmaktadır. Çünkü aynı rüyayı birkaç sitede yorumlattığınızda farklı farklı sonuçlara ulaşılmış olması inancı sarsmaktadır. Bu da bu eserlerin sahiplerinin gerçek düş yorumcusu olmamasından kaynaklanmaktadır.

Düşlerin geleneksel yorumunda yorumcunun kişisel özellikleri önem arz eder. Örneğin; rüyasında kendini yere kapaklanmış olarak gören bir komutana verilecek cevap, “savaşı kaybedeceği “ olduğunda bu komutanın kazanma motivasyonu azalacağı gibi, “ hiçbir zaman sırtının yere gelmeyeceği” söylendiğinde bu komutan savaşı kazanacağı inancı ile savaşa çıkacaktır. Aynı rüya iki farklı ve tamı tamına zıt iki yorum, hayatı ve tarihi nasıl değiştirebiliyor, değil mi?

Haberin Devamı

Bilimsel gözlemelere dayalı düş yorumunda kavramlar çok farklılaşır. Örneğin hatırladığı düşü tam uyanma esnasında gören biri bunu başka dünyalara bir yolculuk olarak algılayabilir. Düşler konusunda önemli bir bilen olarak kabul edilen Burdach’a göre; düşlerde, günlük yaşamın zahmetleri ve hazları, sevinçleri ve acıları, asla yinelenmez. Tersine düşlerin başlıca amacı bizi onların yükünden kurtarmaktır. Hatta aklımız bir şeylerle dopdolu olduğunda, derin acılarla perişan olduğumuzda ya da tüm zeka gücümüz bir sorun tarafından emildiğinde bile bir düş, bizim duygusal durumumuza bürünüp gerçekliği simgelerle temsil etmekten başka hiçbir şey yapmayacaktır. Ancak buna karşı çıkan yazarlar da vardır.

Haberin Devamı

Weygant bir makalesinde, “düşlerin bizi olağan yaşantıların yükünden kurtarmak yerine sürekli oraya götürdüğü gözlenir demektedir. Aynı durum iki ayrı yazar tarafından farklı değerlendirilmiştir. Tıpkı komutan örneğinde olduğu gibi, burada da biri yapıcı yaklaşım sergilerken, diğeri yıkıcı bir yaklaşım sergilemiştir. Maass ise “Yürekte uyuklayan tüm bedensel arzu ya da itilmişlikler, eğer bir şey onları harekete geçirirse, kendilerine eşlik eden düşüncelerden doğan bir düşe neden olur ya da zaten var olan bir düşe bu düşüncelerin katılmasına neden olur” demektedir. Burada da düşlerin yorumunda kişinin iç dünyasında yaşananların önemli olduğuna dikkat çekilmektedir.

Bütün bunların ışığında, düşlerin yorumunun üç farklı yapıya dayandığını anlıyoruz. Bunlar; geleneksel yorumlama, bilinç dışı yaşantıların içeriğine ya da gündelik yaşamın yansımalarıdır.” 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!