Güncelleme Tarihi:
Hamilelik süreci anne adayında fiziksel, nörolojik ve psikolojik birçok değişikliğe yol açabiliyor. Özellikle hafıza problemleri bu sorunların başında geliyor. Hafızanın hamilelikte bozulması normal kabul edilse de anne adayının bazı önlemler alması gerekiyor. Eğer unutkanlık problemi ciddi boyutlardaysa bellek bozukluğu yapabilecek hastalıkların araştırılması gerekiyor.
Hafıza bozukluğunun derecesi her hamile kadında aynı olmaz. Hafıza sorunları bazı kadınlarda daha belirgin iken, bazılarında daha hafif olabilir.
Hamilelik sırasında kadın vücudunda birçok organ gibi beyin de etkilenir. Hamilelikte sadece hafıza sorunları değil konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği de görülebilir. Yapılan araştırmalarda hamilelik sırasında kadınlarda yüzde 68 oranında hafıza değişikliği görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca konsantrasyon güçlüğü ve buna bağlı olarak gelişen dikkat eksikliği yüzde 54, kısa süreli hafıza kayıpları ise yüzde 52 oranında olduğu belirtilmiştir. Genellikle hamilelikte ciddi boyutta hafıza kaybı olmamaktadır. Hafızanın hamilelik nedeni ile bozulması genelde normal olarak kabul edilir.
Hafıza sorunları bazı kadınlarda daha belirgin iken, bazılarında daha hafif olabilir. Hamilelikte en çok yakın bellek etkilenir. Yakın bellek bozukluğunda yeni yaşanan olaylar hafızada tutulmakta zorlanılır. Bunlar genellikle; arabanın park edildiği yer, anahtarların konulduğu yeri hatırlamama ve alışverişe gidildiğinde nelerin alınacağının unutulması gibi durumlardır.
Hamilelikte hafıza bozukluğunun nedenleri arasında genellikle; steroid yapılı seks hormonları olan östrojen ve progesteron dengelerinin değişkenlik göstermesi sorumlu tutulur. Hamilelik boyunca progesteron seviyesinde artma olduğundan bu durum unutkanlığa yol açabilir. Ayrıca, glukokortikoid denilen hormonların artması da unutkanlığa sebep olabilir. Hamilelikte hafızayı etkileyen diğer bir durum ise uyku bozukluklarıdır. Genellikle hamileliğin ilk ve son 3’er aylarında uyku problemleri yaşanabilir. Bu durum da anne adayının hafızasında bozulmalara neden olabilir.
İlk 3 ayda yaşanan bulantı-kusma ve hamileliğin verdiği endişe durumları anne adayında gerginliğe ve depresyona yol açabilir. Bunların yanı sıra hamileliğin son 3 ayında doğumu ve bebeğin gelmesi ile oluşacak sorumlulukları düşünmek de anne adayını depresyona sokabilir.
Hamilelikte görülen hipotiroidi de (tiroid bezinin az hormon üretmesi durumu) hafızada bozulmalara sebep olabilir. Bu nedenle hamilelikte tiroid hormon düzeyleri düzenli olarak takip edilmelidir. Anne adayının gebelik öncesi herhangi bir tiroid bozukluğu olmasa bile tiroid hormon düzeylerine mutlaka bakılmalıdır. Hamilelik boyunca anne adaylarında görülebilen demir eksikliği ve buna bağlı oluşan hemoglobin azalması kansızlığa yol açabilir. Bu durum da kanın oksijen taşıma kapasitesinin azalmasına sebep olur ve hafıza bozukluğu yaşanabilir. Ayrıca paratiroid (tiroid bezinin arkasındaki 8-10 adet mercimek boyutunda, vücuttaki kalsiyum metabolizmasını düzenleyen yapılar) bezlerinin hamilelikten etkilenmeleri sonucu D vitamini ve kalsiyum düzeylerinde değişikliklere bağlı olarak hafıza etkilenmesi de görülebilir.
Şeker hastası anne adaylarında hamileliğin bazen bu hastalığı olumsuz etkilemesi sonucu hafıza bozuklukları yaşanabilir. Kandaki şeker seviyesinin yükselmesi bellek bozukluğuna neden olabilir. Bu nedenle anne adaylarının şeker kontrollerinin düzenli yapılması önerilir. B12 ve folik asit gibi vitaminlerin eksikliği de hafıza bozukluğuna yol açabilir. Hamilelik süresince anne adaylarında bu vitaminlerin kandaki düzeylerine bakılması gereklidir.
Yapılan çalışmalarda hamileliğin son 3 ayında kadın beyninde yüzde 4 oranında küçülme olduğu gözlemlenmiştir. Ancak bu endişe edilecek bir durum değildir. Çünkü küçülme beyinde hücre kaybına sebep olmaz. Bu nedenle, beyindeki küçülmenin hafızayı etkilemediği düşünülmektedir. Doğumdan sonra beyin, eski orijinal boyutlarına en geç 6 ay içerisinde dönebilir. Beyin çoğunlukla birkaç ayda eski boyutlarına ulaşmış olur. Doğum sırasında ve emzirme döneminde salgılanan oksitosin isimli hormon da hafızada azalmaya yol açabilir. Bu hormona bağlı hafıza bozuklukları da emzirme devam ettikçe giderek azalır.
Hamilelikteki hafif hafıza bozuklukları geçici bir durum olduğundan tedavi gerektirmez. Hafıza problemleri doğumdan sonra ve emzirme döneminde giderek azalarak kaybolur. Hamilelikteki ciddi olmayan boyutlardaki bellek bozukluklarında herhangi bir ilaç verilmesi önerilmez. Çünkü hafıza bozukluğunu tedavide kullanılan ilaçların bebeğin gelişimini olumsuz etkilemesi ve anne karnında gelişmekte olan bebekte sakatlık yapma olasılığı bulunabilir.
Hamilelikte görülen anksiyete ve depresyonun da ilaçla tedavisi bebeğin anne karnındaki gelişimini etkileyebilmesi ve bebekte sakatlıklara yol açabilmesi nedeniyle önerilmez. Ancak çok ciddi psikiyatrik durumlarda risk kategorisi düşük depresyon ilaçlarını vermek zorunlu olabilir. Özellikle organ gelişim dönemi olan hamileliğin ilk 28 gününde anksiyete ve depresyonda kullanılan ilaçlardan kesinlikle kaçınmak gerekir. Bir dönem hamilelikte yaşanan anksiyete durumunda kullanılan ilaçların, bebeklerde ellerin omuzdan çıkması ve kolların olmaması şeklinde anormalliklere yol açtığı da bilinmektedir.
Emzirme döneminde de ilaçların süte geçebilme olasılığı nedeniyle depresyon, anksiyete ve hafıza bozukluğunun ilaçlarla tedavisi önerilmemektedir. Bu ilaçlar süte geçtiklerinde bebekte aşırı uyku haline ve zaten tam gelişmemiş olan karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına yol açabilir. Böyle durumlarda psikoterapi yararlı olabilir. İlaç kullanımının zorunlu olduğu hallerde uzman hekim kontrolünde süte geçme oranı en düşük olan ilaçlar seçilmelidir.
Anne adaylarının hamilelikte yaşanabilen hafıza bozuklukları için bazı önlemler alması fayda sağlayabilir. Örneğin yapılacak işler için küçük notların alınabilir. Sık kullanılan objelerin hep aynı yere konulması ve sık yer değişikliğinin yapılmaması da aranan eşyaların kolay bulunmasına yardımcı olabilir. Hamilelik sırasında eğer ciddi boyutta hafıza sorunları yaşanıyorsa, hamilelik dışındaki bellek bozukluğu yapabilecek hastalıkların da araştırılması gerekir.