Güncelleme Tarihi:
Hamilelik döneminde karşılaşılan sorunların başında düşük ve düşük tehdidi geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Müge Aksoy, düşük ve düşük nedenlerini anlattı.
Düşük Nedir?
Düşük tehdidi adı üstünde sağlıklı olduğu farzedilen gebelik kesesinin rahime tam tutunamaması ile geçekleşen kanamadır, genellikle gerçek bir düşükle devam etmez. Erken gebelik döneminde gebeliklerin yaklaşık yüzde 25’inde vajinal kanama vardır ve kanama olan gebeliklerin yaklaşık yüzde 25’inde düşük gerçekleşir.
Genetik Anomali Düşük Sebebi
Düşük genel anlamda 20. gebelik haftasından önce gebelik ve materyallerinin rahimden atılmasıdır. Çok sayıda sebep mevcuttur düşükte; erken gebelik kayıplarının yaklaşık yüzde 80’ninde yaratılıştan kaynaklanan ve yaşamla bağdaşmayan ağır kromozomal anomaliler sorumludur, ayrıca boş gebelik denilen embriyonun ultrasonografide haftalar ilerlemesine rağmen görülememesi de ağır bir genetik anomaliye işaret eder.
İlerleyen Gebeliklerde Düşük Sebepleri
İlerleyen gebelik haftalarındaki gebelik kayıplarında başka sebepleri araştırmak gereklidir, kromozom anomalileri daha az görülmekle birlikte yine de devam etmektedir ancak bu dönemde bebeğin tutunmasına engel olacak fiziksel rahim sorunları ki bölmeli rahim, rahim ağzı yetmezlikleri, myomlar, polipler bu nedenler arasında sayılabilir. Bir diğer nedende annedeki enfeksiyonlardır; toksoplazma, brucella, listeria gibi mikrobik enfeksiyonlarda anne karnında bebeği etkileyip düşüğe sebep olabilirler. Bazende annede varolan otoimmün hastalıklar başta SLE (Sistemik Lupus Eritematozus) olmak üzere anne kanında bazı antikor oluşumlarına neden olarak gebeliğin devamına izin vermezler.
Anne Kanı Pıhtılaşma Eğilimi Gebeliği Nasıl Etkiler?
Özellikle son 10 yılda önemli bir düşük nedeni kabul edilen trombofili başlığı altında değerlendirilen annenin pıhtılaşma profilini etkileyen genetik sorunlardan bahsetmek gerekir. Trombofili gebelikte pıhtılaşmaya artmış eğilim demektir, bu eğilimden kaynaklı özellikle plasentasyon aşamasında küçük damarlarda oluşan mikrotıkaçlar oluşacak bebeğin beslenmesine izin vermez. Annede mevcut Faktör 2, Faktör 5 ve MTHFR genetik mutasyonları aynı zamanda tekrarlayan gebelik kayıplarından da sorumludur.
Trombofili’ nin Anne Karnındaki Bebeğe Etkileri
Öyküsünde bu mutasyonları taşıdığı bilinen anne adaylarına tüm gebelikleri boyunca kan sulandırıcı iğneleri günlük olarak yapmak gerekir. Aynı zamanda trombofili gebeliğin ilerleyen dönemlerinde erken doğum riski, plasenta yetmezliği, preeklempsi, bebekte gelişme geriliği, anne karnıda bebek ölümü ve gebelikte anne adayında derin venlerde pıhtı oluşumu ve sonrasında hayati organlara pıhtı atımı gibi hem annenin hem de bebeğin hayatını tehdit edecek sonuçlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle trombofili, gebeliğin oldukça önemli ve titizlikle üzerine eğilinmesi gereken bir başlıktır.