Güncelleme Tarihi:
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) tüm dünyada hızla yayıldığını ve toplum sağlığı açısından ciddi riskler oluşturduğunu hatırlatan Prof. Dr.Bozkurt, pandeminin beden sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin yanında toplumda korku ve endişe oluşturarak ruh sağlığını da etkilediğini belirtti. Bozkurt, ruhsal etkilenmenin ise kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğunun bilindiğini aktararak, "Kadınlarda bir de gebelik ve gebelik döneminin stresi eklenirse kaygı bozukluğu ve depresyon görülme sıklığı artmaktadır. Her ne kadar gebelik birçok kadın için mutluluk verici, heyecanlı ve hassas bir süreçse de ruhsal ve fiziksel değişimlerin bir sonucu olarak anneyi bebeği açısından endişeli bir ruh haline de sokmaktadır." diye konuştu.
Pandemilerin kişilerin sağlıkla ilgili endişelerini arttırdığını, sıkı önlemlerin strese, huzursuzluğa ve kafa karışıklığına yol açtığını anlatan Bozkurt, şu bilgileri verdi: "İçinde bulunduğumuz Kovid-19 pandemisi de yapılan araştırmalarda toplumun üçte birinde orta veya şiddetli kaygı ve strese neden olmuştur. Gebelik dönemini yaşayan anne adaylarında ise bu strese, bebeğin sağlığının olumsuz etkilenmesinden korkma kaygısı da eklenmektedir. Gebelerde karantina, izolasyon, sosyal mesafe, günlük hayattaki olağan dışı önlemler, sağlık merkezine Kovid korkusu nedeniyle başvurmaktan kaçınma, çevresinden beklediği desteği bulamama gibi nedenler de depresyon ve kaygı bozukluğu görülme oranlarını yüzde 30-50 gibi yüksek rakamlara çıkarmıştır."
Fetal programlama anne karnında başlıyor
Yapılan araştırmada gebeleri en çok enfeksiyonun bebeğe geçip geçmeyeceği noktasındaki belirsizliğin endişelendirdiğini aktaran Bozkurt, "Bu endişeyi en çok gebeliğinin ilk 3 ayında olan anneler yaşamaktadır. Gebelikte stres belirtileri iştahta değişiklik, uyku ve konsantrasyon bozuklukları, gebelik ve doğumla ilgili korku ve endişenin giderek artması şeklinde kendini gösterebilir. Annenin ruh sağlığındaki bozulmanın kendi sağlığına kısa ve uzun dönem riskleri olduğu gibi, bebeğin de fiziksel, algısal ve psikolojik gelişimine de olumsuz etkileri olabilmektedir." değerlendirmesini yaptı.
Savaş, doğal afet, bir yakının kaybı gibi çevresel stres faktörlerinin hem anne hem bebek sağlığını olumsuz etkileyebileceğinin uzun zamandır bilindiğini anlatan Bozkurt, bebeğin tüm hayatını kalıcı olarak etkileyecek olan fetal programlamanın anne karnında başladığını ve bireyin doğduktan sonraki sağlığını da belirlediğini söyledi. Prof. Dr. Özlem Evliyaoğlu Bozkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Annenin stresi kortizol hormonunu arttırmakta, bu durum yangısal bir ortam oluşturmakta ve salınan maddeler anne karnındaki bebeğin sinir sistemi ve davranışsal gelişiminde olumsuzluklara zemin hazırlayabilmektedir. Stresin kronik olması olumsuz etkileri daha da arttırabilmektedir. Bu olumsuzlukların çocukluk çağında depresyon, öğrenme problemleri, dikkat eksikliği, hiperaktivite, otizm, anti sosyal davranış bozuklukları erişkin yaşamda ise şizofreni ve depresyon ile ilgisini konu alan literatürde araştırmalar mevcuttur. Her ne kadar bu konu bilimsel açıdan netlik kazanmamış olsa da bu tür olasılıklar bile can sıkıcıdır. Gebelikteki kovid enfeksiyonu ile ilgili daha netleşmemiş pek çok konu varken gebelerimize fazladan yüklediği duygusal stresin bebekler üzerindeki kısa ve uzun dönem etkilerini elbette zaman gösterecektir. Olası olumsuz etkilerini önlemek için stresi iyi yönetmenin önemi tartışılmaz."
Gebelikte stres yönetimi için bu uyarılara dikkat
Bu dönemde gebelerin stresi daha iyi yönetebilmeleri için tavsiyelerde bulunan Bozkurt, şunları kaydetti: "Gebeliğinizi takip eden kliniklerden yardım alınız. İnternet üzerinden devam eden gebe eğitimlerine katılmak yalnız olmadığınızı görmek açısından da iyi gelecektir. Kovid-19 ile ilgili haberleri takip etmeyi kısıtlamalısınız. Günde sadece belli bir zaman dilimi ayırarak günceli takip edebilirsiniz. Tüm gün sosyal medya, internet ve medyayı takip etmek stresinizin artmasına neden olacaktır. Fiziksel mesafe koymak, sosyal mesafe koymanızı gerektirmez. Yakın çevre ve sevdiklerinizle sosyal iletişimi telefon veya telekonferansla devam ettirmek iyi gelecektir. Düzenli ve en az 7-9 saat uyku uyumaya özen gösteriniz. İyi bir uyku bağışıklık sistemini güçlendirmekle kalmaz ruh sağlığınıza da iyi gelir."
Prof. Dr. Bozkurt, ayrıca sağlıklı ve dengeli beslenmenin, yeni hobiler edinmenin ve düzenli egzersiz yapmanın da önemli olduğunu vurguladı. Aile fertlerinin özellikle eşin gözlemi ve desteğinin de önem taşıdığını ifade eden Bozkurt, annenin ciddi bir stres yaşadığı düşünülüyorsa mutlaka hekime başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.