Güncelleme Tarihi:
Önceleri hamilelikte tıbbi bakım, hamilelik başladığı andan itibaren verilirdi. Bu şekilde de hamilelikle ilgili tüm etkenlerin kontrol edildiği düşünülürdü. Ancak hamilelik süreci "daha iyi bilindikçe" hamilelik öncesi dönemin de sağlıklı bir hamilelik, doğum ve doğum sonrası için oldukça önemli olduğu anlaşıldı. Bu yüzden yeni yüzyılın anne adaylarından beklenilen, hamile kalmayı planladıklarında kadın doğum doktorlarına başvurup gerekli tetkik ve tedavileri yaptırmalarıdır.
Çocuk sahibi olmaya karar vermek dünyanın en büyük sorumluluklarından biri dir. Hamilelik kararı almadan önce,eşlerin özellikle de kadınların kendilerini ruhsal ve fiziksel olarak mutlaka hazırlaması gerekmektedir.
Hamilelik sonrası rutin kontrollerin devam etmesi konusunda toplum genelinde bir hassasiyet var. Bu konuda bilinç düzeyi oldukça yüksek. Çünkü toplum, sağlıklı bebek için annenin doğum öncesi düzenli hekim kontrolünden geçmesi gerektiğini biliyor. Bu kontrollerde bebekteki başta Down sendromu olmak üzere çeşitli anomaliler belirlenebiliyor. Hamilelik sonrasında dikkatle muayeneye gidilirken maalesef hamilelik öncesi kontrol düşünülmüyor. Hamilelik öncesi gerçekleştirilen kontrole prekonsepsiyonel vizit adı verilir. Bu muayenede amaç, anne adayının gebe kalmadan önce olası risk faktörlerini belirlemek, var olan hastalıklarını tedavi etmek ve olası problemleri öngörebilmektir.
Hamilelik öncesi çiftler, özellikle de anne adayı kendisini fiziksel ve psikolojik olarak kendisini hazırlamalıdır. Bunun için de genel bir sağlık kontrolü ve bazı testler yapılması gereklidir. Çünkü gebeliğin kendisi bazı annelerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir veya var olan sağlık problemlerini arttırabilir. Hamilelik planlanmasından en az üç ay kadar önce hekime danışılırsa daha doğru olacağını düşünüyorum.
Hamilelik öncesi değerlendirme de ilk olarak anne adayı ve eşinin bu konudaki fikirlerini ve tereddütlerini öğreniyorum, kaygılarını gidermeye çalışıyorum. Psikolojik olarak hazır olduklarında artık tıbbi incelemeye geçiyorum.
Bu ilk görüşmede, anne adayı ve eşinin ailesinde kalıtsal bir hastalığın olup olmadığını öğrenmek önemli. Böyle bir durum söz konusu ise genetik danışmanlık öneriyorum.
Annenin daha önce geçirdiği hastalıklar ya da operasyonlar ile hamilelik sırasında sorun oluşturabilecek rahatsızlıkların olup olmadığı da büyük önem taşıyor. Bu sırada; annenin kullandığı ilaçlar, sigara ya da alkol tüketimi, iş ortamındaki kimyasal maddeler ya da enfeksiyon ajanları, önceki hamilelikleri ile ilgili bilgileri de öğreniyorum. Özellikle önceki hamileliklerde düşükler veya ölü doğum varlığı, erken doğum, gelişme geriliği, anomalili bebek veya doğum travması olması veya annede önceki hamileliklerde gelişen problemlerin değerlendirilmesi çok önemli.
Tabii ki. Karşılıklı gerçekleştirilen sohbet sonrası jinekolojik muayene ve transvajinal ultrasonografi ile genital organların değerlendirilmesine geçiyorum. Muayene sırasında jinekolojik enfeksiyonlar varsa öncelikle bunun tedavisi gerçekleştirilmeli. Bu arada, anne adayı son 1 sene içinde smear testi yaptırmadıysa, smear örneği alıyorum.
Ayrıca, hamilelik sırasında sorun yaratabilecek myom, yumurtalık kisti ve rahim anormallikleri araştırılmalı. Gerekirse de tedavisi sağlandıktan sonra gebe kalınmalı.
Son olarak da hamilelik sırasında oluşacak değişimleri daha iyi takip edebilmek için boy, kilo ve tansiyonunu ölçerek kaydediyorum. Özellikle gebe kalmadan önce hastanın kilo problemi varsa çözülmesi gerekir. Gebeliğe kilolu başlamak başta yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olmak üzere pek çok hastalık için risk oluşturur. Muayene sonrasında da laboratuar incelemelerine geçmek gereklidir.
Kan grubu, tam idrar tahlili, tam kan sayımı, rutin biyokimya yani açlık kan şekeri, üre, kreatinin, SGOT ile SGPT, kanama profili adı verilen ve kanama ile pıhtılaşma zamanlarını ölçen test, APTT, PTT, fibrinojen, kısaca TORCH testleri dediğimiz toxoplasma, kızamıkçık, sitomegalovirüs, Hepatit B ve herpes ile son olarak ve şayet gerekirse serum B12 ve folik asit düzeyleri olarak söylenebilir. Ancak burada altını çizmek istediğim bir husus var, o da önceki hamileliklerde bazı problemler yaşanmışsa ya da anne-baba adaylarının önceden sistemik bir rahatsızlıkları varsa daha özel testler de istediğimiz oluyor. Özellikle anne adayı kızamıkçık geçirmemişse gebe kalmadan en az 3 ay önce aşılanması gerekir.
Anne ve baba adayları ile onların ailelerinde kalıtımsal bazı rahatsızlıklar varsa, daha önceki hamilelikte anomalili çocuk öyküsü varsa veya akraba evliliği ise muhakkak araştırılması gerekir. Böyle bir durumda çiftin genetik danışma alması uygun olur.
Ayrıca, anne adayının küçük de olsa diş problemi varsa hamilelik öncesi bu rahatsızlığını aşmasını öneriyorum. Çünkü hamilelikle birlikte diş rahatsızlıklarında artış yaşanıyor.
Ayrıca hamilelik öncesi hemoroid, anal fissür gibi makatla ilgili problemleriniz varsa bunların önceden giderilmesi gebeliğiniz süresince anneyi rahat ettirecektir.
Gebe kalmadan yaklaşık 3 ay önce başlayıp gebeliğin en az ilk 3 ayı boyunca kullanılan folik asit hapları, bebeğinizi olası beyin ve omurilik rahatsızlıklarından büyük ölçüde koruyacaktır. Bu yüzden hamilelik öncesi folik asit içeren hapları kullanmanızda fayda var. Kullanım şekli ve dozları konusunda hekime danışılmalıdır. Bu arada anne adayının vejetaryen olması durumunda ise B-12 ve D vitaminleri kullanılmalıdır.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Esra Ayşin TONGUÇ