Güncelleme Tarihi:
Yumurta hücresi yalnızca 12-24 saat canlı kalır. Bu yüzden gebe kalabilme şansını artırmak için yumurtlama döneminde birden fazla sayıda cinsel ilişkiye girmek önemlidir. Cinsel ilişkiye, tahmin edilen yumurtlama döneminden bir-iki gün önce ve yumurtlama gününde girmek iyi fikir olabilir. Bu şekilde yumurtayı, yumurtalıklardan bırakıldığında yumurtalık kanallarında onu döllemek için bekleyen pek çok sperm bulunacaktır. Yumurtlama zamanını tam olarak belirlemek çok mümkün değildir. Bu biraz da adet düzenine bağlı bir durumdur.
Bilinenin aksine iki adet kanamasının ortasında değil, adet kanamasından önceki 14. güne denk gelir. Eğer 28 günde bir adet görüyorsanız, o zaman iki adet kanamasının ortasında olacaktır. Ama 35 günde bir adet kanamanız oluyorsa yumurtlama zamanınız 17. günde değil, 21. günde olacaktır. Kadınlar yumurtlama zamanlarını fark edebilirler. Ancak bazı kadınlar hiçbir değişikliği hissedemezler. Eğer gebe kalmayı istiyorsanız birkaç ay adet düzeninizi takip edin. Yumurtlama dönemindeki bazı belirtiler şöyledir:
• Memelerde hassasiyet
• Karnınızda hafif rahatsızlık hissi
• Yumurta akı gibi sulu ve artmış vajinal akıntı
• Bazal vücut ısısında hafif artış
Çoğu kadın bir yılda genel olarak 12 kez adet kanaması yaşar. Ancak bazen atlanan aylar, kanamanın olmadığı aylar olabilir. Sıkıntılar, ağır egzersizler, aşırı kilo alma veya verme nedeniyle bu durum olabilir. Adet kanama düzeni ne kadar bozuksa yumurtlama zamanını tahmin etmek o kadar zordur. Yumurtlama zamanını takip ederek hangi zamanlarda gebe kalma şansınızın olduğunu tahmin etmeniz kolaylaşır.
Diyelim ki, birinci ay 28 gün sonra kanamanız oldu, sonraki ay 21, daha sonraki ay ise 32. Birkaç ay bu şekilde adet kanama aralıklarınızı bir yere kaydedin. En kısadan 17, en uzundan 11 çıkarın. Çıkan iki sayı arasındaki günlerde, gebe kalma şansınız yüksek demektir. Eğer adetleriniz düzensiz ve 35 günden fazla aralıklarla oluyorsa buna neden olacak polikistik over sendromu, yumurtalık yetmezliği, tiroid bozukluğu, aşırı zayıflık veya yüksek prolaktin seviyesi gibi nedenleri tespit edebilmek için uzman bir doktora gitmeniz gereklidir.
Elbette ki, karmaşık hesaplar yapmanıza, vücut ısınızı her gün ölçmenize gerek yoktur. Hatta hamile kalmak için orgazm olmanız da gerekmez. Haftada en az iki kez cinsel ilişkiye girmeniz hamilelik için yeterli olacaktır. Doğal olarak kadınlarda yaş ilerledikçe doğurganlık özellikleri de azalacaktır. Bunun nedeni sadece yaşlılık değil, aynı zamanda yumurta sayısındaki azalmadır. Bu yüzden 50-60’lı yaşlardaki kadınların, genç bir kadının yumurtasıyla gebe kalabilme şansları vardır.
Kız çocukları, yumurtalıklarının içinde, hayatları boyunca kullanacakları yumurtalarla beraber doğarlar. Yani bunun anlamı, yumurta hücreleri de kadının yaşıyla aynı olgunluktadır. 1-2 milyon arasında değişen sayıda yumurta öncü hücresi bulunur. Bunlar henüz yumurta hücresi haline gelmemişlerdir. Ancak koruyucu bir tabakanın içinde, ergenlik döneminde onları uyandıracak olan hormonal uyarının başlamasına kadar bir çeşit uykudadırlar. Zaman geçtikçe yumurtalar sürekli olarak ölürler. Ergenliğe ulaşan kız çocuğunda 300.000-500.000 yumurta kalır. Diğerleri doğal yoldan vücut tarafından yok edilmişlerdir.
Hamile kalma oranını artıran özel bir cinsel pozisyon yoktur. Belki spermlerin rahim ağzında yığılmasını sağlayan bazı pozisyonları duymuşsunuzdur. Ancak bunları destekleyen çalışmalar yoktur. En önemli konu uygun zamanda cinsel ilişkiye girilmesidir ki, yumurtlama zamanından bir-iki gün önce ve yumurtlama gününde cinsel ilişkiye girmek, hamile kalmak için yeterli olacaktır. Bazı insanlar, eşinin boşalmasıyla birlikte orgazm olan kadınların daha çabuk hamile kaldığına inanırlar. Bunun da hiçbir dayanağı yoktur. Gebe kalmak için kadının orgazm olması gereken bir şart değildir. Fakat rahimdeki kasılmalar, spermin yumurtalık kanallarına doğru ilerlemesine yardımcı olabilir. Tıpkı yumurtlama zamanında cinsel ilişki olmadan da ağrısız kasılmaların istemsiz olarak gerçekleşmesi gibidir.
Bunun bir fark yarattığına dair çalışma yoktur. Ancak yapması zor bir şey değildir. Cinsel ilişkinin ardından 15 dakika yatar pozisyonda kalmak, vajinada daha fazla miktarda meninin kalmasını sağlayacaktır. Her boşalma sırasındaki menide milyonlarca sperm bulunduğu için, boşalmanın hemen ardından ayağa bile kalksanız vajinanızda pek çok sperm zaten kalacaktır.
Eğer bir yıl veya daha fazla süredir gebe kalmaya uğraştığınız halde (bu sınır 35 yaş ve üzeri için üç ile altı ay arasındadır) kalamıyorsanız veya adet kanamalarınız düzensiz oluyorsa sizin için en iyisi bir doktora başvurmaktır. Herhangi birisi için ne kadar sürede gebe kalabileceğini söylemek oldukça zordur. Kişinin yaşı, genel sağlık durumu, üreme organlarının çalışması ve cinsel ilişkiye ne zaman girildiği gibi belirleyici pek çok faktör vardır. Ancak yine de ne kadar zaman alacağına dair genel istatistiksel bilgiler yok değildir. Üreme dönemindeki çiftlerin her siklüsteki gebe kalma şansı %25’tir. İlk yılda gebe kalma oranı ise %75-85 arasındadır. Bu durumda sağlıklı olduğu halde gebe kalamayan çiftler halen var demektir.
Gebe kalmak için kadındaki ilk hazırlık yumurtalıklarda başlar. Rahmin her iki yanında iki adet yumurtalık bulunur. Bunlar kadının yumurta deposu gibidir. Her kız çocuğu her bir yumurtalığında yaklaşık bir milyon yumurtayla doğar. Bundan sonra yumurta üretimi hiç olmaz. Ama bu miktar tüm hayatı boyunca gerekeceğinden çok daha fazladır. Hatta çoğu hemen ölmeye bile başlar. Fakat endişelenmeyin, üreme dönemi boyunca size yetecek kadar pek çok yumurta kalacaktır. İlk adet kanamasından başlayarak menopoza gireceğiniz 45-55 yaşlarına kadar yaklaşık 400 yumurta kullanılacaktır. İki adet kanamanızın ortasında bir zamanda, yaklaşık 12-16. günlerde iki yumurtalığın birinden bir yumurta olgunlaşır ve yumurtalıktan bırakılır.
Buna yumurtlama adı verilir. Daha sonra bu yumurta, en yakındaki yumurtalık kanalının lale şeklindeki açılma yerinden emilir. Bu kanallar, rahim ile yumurtalıklar arasında uzanırlar ve yaklaşık 10 cm uzunluğundadırlar. Eğer yumurta, rahme doğru ilerlerken sağlıklı bir sperm ile karşılaşırsa, burada yeni bir hayatı oluşturmak üzere birleşebilirler. Eğer spermle karşılaşmazsa yolculuğu rahimde son bularak, burada yok olur veya vücut tarafından emilir. Gebelik oluşmadığında, yumurtalıklardaki gebeliğin devamını sağlayacak olan östrojen ve progesteron üretimi durur, kalınlaşmış rahim duvarı, adet kanaması şeklinde dışarı atılır.
Kadınlar ayda sadece bir yumurtanın olgunlaşması için uğraşırken, erkekler sürekli olarak milyonlarca sperm üretimini devam ettirirler. Spermin tek amacı, hayatı boyunca yüzmek ve bir yumurtaya girebilmektir. Kız çocukları hayatı boyunca kullanacakları yumurtalarla birlikte doğarlarken, erkek çocukları hazır spermlerle doğmazlar. Bunu düzenli bir şekilde üretmek zorundadırlar. Yeni bir sperm hücresinin üretimi 64-72 gün arasında sürer. Bir spermin ortalama ömrünün yaklaşık bir hafta olduğu ve her boşalma ile 30-300 milyon spermin dışarı atıldığını düşünürsek, bu üretim işinin sürekli devam ettiğini tahmin etmek zor olmaz.
Sperm üretimi testis adı verilen yumurtalıklarda başlar. Vücutta iki adet bulunan testis, penisin altındaki keseye yerleşmişlerdir. Vücudun dışında tutulmasının nedeni ısıya karşı çok hassas olmasından dolayıdır. Sağlıklı sperm üretimi için normal vücut ısısından biraz daha düşük sıcaklık gereklidir. Üretilen spermler, meninin diğer kısmıyla karışıncaya kadar testisin belli bir yerinde depo edilir. Her boşalma ile atılan milyonlarca sperm olmasına rağmen bunlardan sadece birisi yumurtayı dölleyebilir. Bebeğin cinsiyetini belirleyen de spermin taşıdığı cinsiyet kromozomudur. Sperm eğer Y kromozomu taşıyorsa erkek bir bebek, X kromozomu taşıyorsa kız bebek oluşacaktır. Kız veya erkek bebek sahibi olma konusunda pek çok tavsiye ve senaryolar olmasına rağmen, bilinenin aksine bebeğin cinsiyeti tesadüf olarak ortaya çıkar.
Cinsel birleşmeden sonraki ilk birkaç saat içinde döllenme gerçekleşebilir. Bundan beklemekten başka yapacağınız fazla bir şey yoktur. Bazı yerlerde kalçanızın altına yastık koyarak 20-30 dakika yatmanız ve yerçekiminden faydalanarak spermlerin yumurtaya ulaşmasını kolaylaştırmanız gibi öneriler yazabilir. Milyonlarca spermin kendi yumurtasını arıyor olması kolay bir yolculuk değildir. Spermler için ilk engel vajinadaki asit seviyesi olur. Burası, spermler için öldürücü olabilir.
Ardından vajinal akıntı gelir. Bu akıntı spermler için geçilemeyen sıkı bir ağ gibi olabilir. Ancak mucizevi bir şekilde bu ağ gevşer ve güçlü yüzücüler buradan geçebilirler. Fakat hepsi bu kadar da değildir. Spermin daha kat edeceği çok yolu vardır. Rahim ağzından rahme girip yumurtalık kanalına kadar yaklaşık 15-20 cm’lik bir mesafeyi geçmesi gereklidir. 10 dakikada bir santimetre ilerlediği düşünülürse gerçekten de bunu bir seyahat olarak düşünebiliriz. En hızlı sperm, en erken 45 dakikada yumurtayı bulur. Yavaş bir sperm için bu süre 12 saate kadar çıkabilir. Eğer bir sperm yumurtalık kanalına geldiği halde yumurtayı bulamazsa burada 72 saate kadar bekleyebilir. Burada yumurtayı dölleyebilecek sperm sayısı yalnızca birkaç düzine kadardır. Çünkü diğerleri ya yolda tuzaklara takılmışlardır, ya kaybolmuşlardır, yani yanlış yumurtalık kanalına gitmişlerdir ya da yolda ölmüşlerdir. Ancak yumurtaya ulaşabilen şanslı spermler için yarış henüz bitmemiştir. Yumurtanın dış kabuğunu delerek diğerlerinden önce içeri girmeleri gerekecektir. Bir tanesi içeri girmeyi başardıktan sonra yumurtanın kabuğu hemen değişir ve diğer spermlerin girişine izin vermez.
İlk sperm içeriye girdikten sonra yumurtanın üzeri, tıpkı koruyucu bir kalkanla kaplanır. Asıl mucize bundan sonra başlayacaktır. Yumurtadaki genetik madde ile spermdeki genetik maddeler ilk 24 saat içinde birleşerek döllenecek ve yeni bir hücre oluşarak hızla çoğalmaya başlayacaktır. Embriyo olarak bilinen bu yeni hücre kümesi, yumurtalık kanalından aşağıya doğru yolculuğuna başlayacak ve rahim duvarında bir yere tutunacaktır. Bu yolculuğun son kısmı üç veya biraz daha fazla gün sürecektir. Fakat sizin gebe kaldığınızı anlamanız için birkaç hafta daha geçmesi gerekecektir. Eğer adet kanamanız gecikir ve gebeliğin diğer belirtilerini de hissederseniz evde yapılan gebelik testlerini uygulayabilirsiniz. Artık bir gün gecikmeye bile hassas olan gebelik testleri vardır ve bu yolda çok ufak bir adım bile atılmış olsa anlayabilirsiniz.