Güncelleme Tarihi:
San Francisco’da karısı Linda ve oğlu Christopher yaşayan Chris Gardner, 1981 yılında pahalı ve çabuk demode olan bir teknoloji olan kemik tarayıcı ürünlerinin satışını üstlenir. Bu ürünlerin satışında başarı sağlayamaması üzerine karısı Linda tarafından terk edilir.
Maddi kazanç sağlamak için değişik alanlara yönelen Gardner Dean Witter’dan bir yönetici ile tanışır ve bir Rubik Küpü’nü çözerek onu etkiler. Tanıştığı yeni kişi sayesinde borsada sarraf olabilmek adına bir şans yakalar. Dean Witter’da stajyer olur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet gibi geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar.
Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder. Oğlunun da kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır.
Esra (Sedef Avcı) heyecanla evlilik hazırlıkları yaparken, en yakın arkadaşı Didem (Sinem Kobal) de kızlar arasındaki tek bekâr kişi olarak kalmaktan dolayı panikler ve sevgilisi Cem'I (Engin Altan Düzyatan) evliliğe ikna etmek için çeşitli taktikler uygulamaya başlar. Didem evlenme teklifi beklerken, Cem yeni filminde başrol oynadığı Gözde’yle (Özge Ulusoy) tanışır ve filmine konsantre olur. Bunun üzerine kıskançlık krizlerine giren Didem, Cem'i yakın takibe alır. Bu takip esnasında erkeklerin Antalya ‘Adam & Eve Otel’de bekârlığa veda partisinde olduklarını öğrenir. Böylece komik ve romantik bir macera başlar. Kızlar erkeklerin bekralığa veda partisinde neler yaptıklarını görmek için oryantal kılığında otele sızarlar.
Başarılı bir kardiyoloji cerrahı olan Maggie Rice başarılı giden bir ameliyat esnasında nedensiz yere hayata veda eden hastasını geri döndürmek için elinden geleni yapar ancak hastasını kurtaramaz. Bu acı olay sonrasında kendisine olan güvenini kaybeden kadın artık daha umutsuz, daha mutsuzdur. Bu sırada Los Angeles semalarında gezinen melek Seth, Maggie'nin bu çabalarını görmüş ve fazlasıyla etkilenmiştir. Maggie'nin üzülmesine dayanamayan Seth, güzel kadına çoktan aşık olmuştur. Vakit Maggie'yi yaşama döndürme vaktidir ve Seth aşkı için melekliğinden vazgeçecektir. Ancak bu karmaşık düzende insan olarak yaşamak zannettiği kadar kolay mıdır?
Vada, zamanının çoğunu en iyi erkek arkadaşıyla geçiren ve hastalıklardan korkan bir kızdır. Onbir yaşındaki Vada’nın hayatı, babasının yeniden evlenmeye karar vermesiyle bir anda kararır. En büyük yıkımı ise en yakın arkadaşını kaybettiğinde yaşayacaktır.
Film, 19. yüzyılda hızla değişmekte olan Londra'da başlar. Sihirbazların ileri derecede saygı duyulan ve gizemli kişiler olarak kabul edildikleri bu dönemde, Genç sihirbazlar olan Robert Angier (Hugh Jackman) ve Alfred Borden (Christian Bale) şöhret olma yolundadırlar. Angier'in eşi Julia Piper Perabo yaptıkları bir gösteri sırasında kaza sonucu ölünce, Angier olaydan Borden'i sorumlu tutar. Bu olay iki sihirbazın arasında ömür boyu sürecek olan düşmanlık ve rekabetin başlangıcı olur.
Kurt sürüsünün Bangkok'u birbirine kattığı o meşhur gecenin üzerinden iki sene geçmiştir. Phil, Stu ve Doug evlerinde kendi hallerinde, dertsiz ve 'olaysız' biçimde yaşamaktadırlar. Eski dosyalar kapanmış, dövmeler lazer ışınlarına teslim edilmiştir. Bela paratoneri Leslie Chow ise Tayland’da bir hapisanededir. Sürünün 3 erkeği neredeyse normal bir hayat sürerken, pek tabii Alan bu durumdan hiç memnun değildir.
Belalı gecelerden sonra Alan ilaçlarını almayı bırakmış ve kendisini doğasına bırakmıştır ki bu Alan için, sınırsız, sağduyusuz, filtresiz bir hayat demektir! Kişisel bir krizin ortasına düşen kahramanımız en sonunda yardım almaya karar verir ama en önemli sorumluluk en iyi 3 dostunun omuzundadır!
“Yes Man/Bay Evet”te Carl Allen (Jim Carrey) hayatı hiçbir yere varmayan biridir ta ki bir gün çok basit bir şeye, her şeye ama her şeye “evet” deme ilkesine dayanan bir kendi kendine yardım programına katılana dek. Böylece “EVET”in gücünü açığa çıkaran Carl’ın hayatı beklenmedik ve harika bir şekilde değişmeye başlar: İşte terfi almakla kalmaz, yeni bir aşka da yelken açar. Ama her fırsata kucak açma hevesi biraz fazlaca iyi bir şeye dönüşmeye adaydır.
Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.
Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.
Now You See Me', Atlas isimli son derece karizmatik ve etkileyici bir illüzyonistin liderliğini yaptığı, dünyanın en iyi sihirbazlarından oluşan 'Four Horsemen' ekibinin başından geçenleri konu alıyor. Ekip üstün sihir marifetlerini sadece sahne gösterileri için değil, soygun yaptıkları bankaların sistemlerine erişmek ve izleyicilerini soymak için kullanıyorlar. Bu adamlar izleyicileri önce başka bir kıtadaki bir bankayı soyarak, daha sonra beyaz yakalı bir suçlunun bankadaki milyon dolarlarını izleyicilerin banka hesaplarına aktararak şaşırtıyorlar. Bunun üzerine onları durdurmaya kararlı olan özel FBI ajanı Dylan bu çetenin peşine düşer ...
'The Transporter', 'The Incredible Hulk' ve 'Clash of the Titans' gibi epik filmleriyle tanıdığımız Louis Leterrier tarafından yönetilen filmin oyuncu kadrosu Jesse Eisenberg, Mark Ruffalo, Michael Caine ve Morgan Freeman gibi önemli isimlerden oluşuyor.
Felç kalmış eski bir denizci olan Jake, Avatar adlı bir programa dahil edilir ve Pandora isimli bir gezegene gönderilir. Başlangıçta bu görevin amacı gezegeni tanımaktır. Pandora çok farklı bir tabiata ve oldukça ilginç canlı türlerine ev sahipliği yapan bir gezegendir. Jake ve ekibi gezegende yaşayan Na'vi isimli bir halkla karşılaşır. İnsanların kendilerinden daha ilkel gördükleri Na'vilerin onlardan tek üstünlüğü fiziksel kapasiteleri değildir. Doğa ile iç içe ve onunla uyumlu bir şekilde yaşayan Na'viler insanların sahip olamadığı yeteneklere sahiptirler.
Türsel çeşitlilikle ilgili yaptıkları araştırmaların amacı aslında gezegende bulunan çok değerli bir madenle ilgilidir. Topraklarını terk etmek istemeyen Na'viler insanlarla çatışma halindedir. Jake onları uzaklaştırmak için kullanılan Aavatar adlı genetik deneye katılır. Sonuçta deney Jake'e yeniden yürüyebilmenin yollarını açmıştır, ancak hiçbir şey beklendiği gibi sonuç vermez.