Güncelleme Tarihi:
Haziran ayının sonlarında başlayan kavurucu sıcaklar etkisini sürdürürken, birçok ilde termometreler rekor kırıyor. Özellikle öğle saatlerinde plajların bile boş kalmasına neden olan sıcaklar, baş ağrısı, halsizlik, bulantı gibi belirtilerle kendini gösteren ve önlem alınmadığı takdirde hayati tehlikeye yol açan güneş çarpmasıyla sonuçlanabiliyor.
Bir yetişkinin ortalama vücut ağırlığının yüzde 55 - 75’i sudan oluşuyor. Bu ağırlığın yüzde 10’undan fazla sıvı kaybı yaşanması, halsizlik ve güneş çarpmasına sebep oluyor. Acil önlem alınmadığı takdirde kayıp artıyor ve yüzde 20’ye ulaştığında ise hayati tehlike arz ediyor. Bu nedenle özellikle sıcak havalarda susamayı veya terlemeyi beklemeden ortalama iki litre su içmemiz gerekiyor.
Suyun aynı zamanda derinin nemliliğini artırdığını ve vücut ısısının dengesini sağladığını belirten Diyetisyen Aksoy, vücut ısısının 40 derecenin üzerine çıkması ile oluşan güneş çarpmasının; cilt kuruluğu, kızarma, bulantı, nabız artışı, kramp, güçsüzlük, baş ağrısı ve bayılma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti. Güneş çarpmasının, kalp ve tansiyon hastaları, böbrek hastaları, beş yaş altı çocuklar, hamile ve emziren kadınlar, 65 yaş üstü kişiler, sporcular ve açık havada çalışanlar için daha büyük bir risk taşıdığını belirten Canan Aksoy, sıcak yerlerde çalışan kişilerin de, güneş çarpması ile aynı belirtilere sahip sıcak çarpması için önlem almaları gerektiği konusunda uyardı.
Güneş çarpmasının acil tedavi gerektiren tehlikeli bir durumdur. Güneş çarpması görülen hastayı, dinlenmesi ve sakinleşmesi için serin bir yere yatırın. Kıyafetlerini çıkartarak soğuk suya sokun ve eğer bilinci açıksa su içirin. Terleme ile kaybettiği sıvıyı yerine koymak için bir litre suya, bir çay kaşığı karbonat ve bir çay kaşığı tuz ekleyin veya maden suyu içirin. Vücut ısısı düşse bile hastaneye götürmeyi ihmal etmeyin.
Sıcak havalarda içtiğimiz suyun miktarı kadar sağlıklı olması da önem taşıyor. Sağlıklı ve taze içme suyunu elde edebilmenin en etkili ve basit yolu, arıtılmış içme suyudur. Saklama koşulları açısından en doğru yöntem ise, evde arıtılmış içme sularının cam şişelerde muhafaza edilmesidir. Bunun yanı sıra, su ve diğer içeceklerimizi soğutmak için kullandığımız buzların sağlıklı olması da çok önemli. Buzlar şebeke suyuyla değil, tükettiğimiz su ile hazırlanmalı ve sık sık yenilenmelidir.
Sıcak havalar, güneş çarpmasına maruz kalmayanlar için bile baş ağrısı ve halsizliğe yol açabiliyor. Uzman Diyetisyen Canan Aksoy’un yeşil smoothie tarifi, enerjiyi artırırken lezzetiyle de keyif veriyor.
Katı malzemeleri blender veya katı meyve sıkacağından geçirdikten sonra sütle karıştırıp buz ekleyin.