Güncelleme Tarihi:
Nezle veya soğuk algınlığı; hapşırık, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, öksürük, yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi gibi belirtilerle ortaya çıkan üst solunum yollarının viral enfeksiyon hastalığıdır. Erişkinlerde genelde ateş görülmez. Bir hafta sonra şikayetler azalır.
Grip ise daha ağır şikayet ve bulgularla seyreden bir enfeksiyondur. Hastalarda ateş, şiddetli halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı, öksürük gibi şikayetler vardır. Yine grip infeksiyonunda boğaz ağrısı, nezle, burun akıntısı veya tıkanıklığı gibi bulgular da görülebilir. Gribal enfeksiyonlarda korkulan tablo hastalarda sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre gibi komplikasyonların ortaya çıkmasıdır.
Antibiyotikler viral enfeksiyonlarda etkili değildir. Kullanılmasının bir yararı yoktur. Antibiyotiklere grip enfeksiyonunda eğe bakteri kaynaklı durumlar (sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre gibi) eklenmişse faydalı olur ve kullanılmalıdır. Gribin tedavisinde ağrı kesici ve ateş düşürücüler, bol sıvı alımı ve yatak istirahati şikayetlerin azalmasında yardımcı olur.
Yeterli miktarda su tüketin: Havaların soğuması ile azalan sıvı tüketiminizi arttırmayı ihmal etmeyin. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini tutmazlar ve hatta vücudunuzun ihtiyaç duyduğu su gereksiniminin artmasına bile neden olurlar. Bu sebeple, su içmek için susamayı beklemeyin. Her gün 10-12 bardak su içmeye özen gösterin ve bunu 4 mevsim alışkanlık haline getirin.
Hijyen-el hijyeni: Nezle ve gribin bullaşmasını önlemede sık sık sabun ve suyla el yıkamak, enfekte materyele değdikten sonra elin ağız, burun gibi baş bölgesine götürülmesinden önce yıkanması bulaşmayı önlemede çok önemlidir.
Meyve ve sebze yemeye özen gösterin: Mevsimine göre pazara çıkan taze sebze-meyveyi yeterli miktarda ve çeşitlendirerek tüketin. İçinde bulunduğumuz sonbahar ile beraber doğal olarak sebze ve meyve çeşitleri azalmış olsa da bu dönemde çıkan ürünler bağışıklık sistemimizin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Patlıcan, havuç, ıspanak, taze fasulye, kırmızıbiber, karnabahar, kereviz, portakal, nar, greyfurt, ayva, armut, elma, kivi gibi sebze ve meyveleri sofralarınızdan eksik etmeyin.
Haftada 3 kez balık tüketin: Bağışıklık sisteminiz için yeterli Omega-3 alımına özen gösterin. Omega-3 tüketimi bağışıklık sisteminizi güçlendirirken aynı zamanda sizi sonbahar depresyonuna karşı da korur. Haftada 2-3 kez balık yemek ve her gün herhangi bir ara öğününüzde 2 tam ceviz tüketmek sağlığınıza ve mutluluğunuza katkı sağlayacaktır. Eğer yeterli düzeyde Omega-3 alımınız yoksa uzman bir hekimin önerisi ile Omega-3 takviyesi alabilirsiniz.
Yeterli ve kaliteli uyuyun: Düzensiz ve az uyuyanların özellikle çocukların vücut direnci zayıfladığı için hastalıklara daha kolay yakalanırlar. Beyin, karaciğer, akciğerler hatta kaslarının bile sorunsuz çalışabilmesi için sıcaklığı kontrol edebilmesi ve hormonları salabilmesi gerekmektedir. Uykusuz kalmak vücudun bunları yapmasını zorlaştırır.
Gereksiz ilaç kullanımından kaçının: Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyonları tedavi eder. Gereksiz şekilde antibiyotik almak sağlığınız için tehlikeli olur ve antibiyotiğe karşı olan direncinizi yükseltir. Doktor önerisi olmadan, gereksiz antibiyotik kullanmayın.
Stresten uzak durun ya da stresi yönetmeye çalışın: Stresliyken vücut stresi yok edebilmek için maddeler üretir ve dengesini şaşırır ve immün sistemde çöküş meydana gelir. Bu nedenle stres dönemlerinde hepimiz daha sık hasta oluruz.
Protein bağışıklığı güçlendirir: Protein alımı bağışıklık sistemini güçlendirir. Yumurta en güçlü proteindir. Eğer doğal bulabilirseniz haftada 3-4 gün tüketin.
Güne güzel bir kahvaltı ile başlayın: Her yeni güne düzenli yapılan bir kahvaltı ile başlamak çok önemli. Özellikle kahvaltıda kaliteli proteinlerin yer aldığı yumurta, peynir gibi besinler tabağınızda bulunmalı.
Düzenli egzersiz yapın: Hafif tempolu, haftada 4-5 kere ortalama 30 ila 45 dakika egzersiz yapmayı ihmal etmeyin ve spor yaşam tarzınız olsun.