Güncelleme Tarihi:
Domuz gribi, gergedan virüsü gibi farklı isimlerle duyurulan salgınlar şu günlerde birçok kişiyi olumsuz etkiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, "Domuz gribi salgınının ortaya çıktığı 2009 yılında, dünyada ve Türkiye’de her zamankinden daha fazla hasta gördük. Bugün artık, domuz gribi virüsüne karşı insanlarda bir bağışıklık gelişti. Ayrıca grip aşılarının içerisinde domuz gribinin virüsü var. Hastalığın eskisi kadar yaşamı tehdit etmediğini söyleyebilirim" diye konuştu.
Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, "Tehlike yaratan bir grup var. Onlar bağışıklığı iyi çalışmayan, 65 yaş üzerindeki kişiler, KOAH gibi akciğer hastalığı olanlar, solunum yetmezliği olan hastalar, kanser tedavisi gören kişiler ve gebeler. Bağışıklık sistemi iyi çalışmadığından hastalığın bu grupta yaşamı tehdit etme riski daha yüksek. Sağlıklı kişilerde ise artık çok fazla tehlike arz etmiyor" ifadelerini kullandı.
Risk grubundaki kişilerin aşılanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sönmezoğlu şöyle devam etti:
"İdeal olan, salgın başlamadan eylül, ekim aylarında aşılanmaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, aşı için şimdi de geç değil. Çünkü mart ayı sonuna kadar salgın azala azala devam eder. Şu an yapılacak aşı, hastalığa henüz yakalanmayan kişileri koruyabilir. Hamileleri özellikle vurgulamak gerekiyor. Çünkü düşük ve erken doğum riskiyle karşı karşıyalar. Grip buna neden olabiliyor. Hastalık, gebelerde yaşamı tehdit edebiliyor. Gebeliğini kış aylarında geçirecek kişilerin aşılanması gerekiyor. Gebeleri ve yeni doğum yapmışları aşılıyoruz."
Bağışıklık sistemini koruyan en etkili yöntemin yeterli uyku ve beslenme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sönmezoğlu, alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
Bunun için öncelikle uykuya ve beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Mutlaka, soğuktan korunarak, açık havada vakit geçirilmeli, stresten mümkün olduğunca uzak durulmalı. C vitaminden zengin narenciye tüketmek, hapşıran-öksüren kişilerden uzak durmak ve elleri sık sık yıkamak gibi hijyen önlemleri de almak önem taşıyor. Ayrıca, proteinden zengin beslenmeli. Yumurta, süt ürünleri, yoğurt, et, sebzeler ve meyveleri özellikle kış aylarında hiç ihmal etmemeli" dedi.
Enfeksiyonlara karşı koruyucu bir formül olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sönmezoğlu, şunları söyledi:
"Ilık su içine atılacak zencefil, limon suyu, zerdeçal son derece etkin. Hastalığın başladığını hissettiğiniz an bu karışımı kullanabilirsiniz. Her gün sabah kalktığınızda ılık bir bardak suyun içine taze sıkılmış yarım limon, bir çay kaşığı zencefil, bir çay kaşığı kadar zerdeçal koyarak içmek koruyucu etki yaratıyor. Aynı zamanda kuşburnu, ıhlamur, nane-limon son derece etkilidir.
Son zamanlarda Gergedan Virüsü olarak adlandırılan virüsün, nezle virüsü olduğunu söyleyen Sönmezoğlu, "Bu yeni bir virüs değildir. Bu birkaç günlük burun akıntısı, hafif baş ağrısı, kuru öksürükle geçer. Eğer burun kanalları açık tutulmazsa daha sonra sinüzite dönebilir. O nedenle bu enfeksiyona yakalanmış kişiler burnun açık olmasına dikkat etmelidir. Burun açıcı tuzlu sular burnun tıkanmasını engelleyecektir" dedi.
Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, "Solunum yolu enfeksiyonlarının çoğu virüslerle oluşur ve antibiyotikler onlara etki etmez. Ama ne yazık ki biz, ülke olarak antibiyotiklere çok güvendiğimiz ve onlardan çok şey beklediğimiz için, virüs olduğunu bilsek bile kullanıyoruz. Bu vücudumuzdaki yararlı bakterileri öldürüyor, ekosistemi bozuyor" diyerek antibiyotikler konusunda da uyardı.
DHA