Güncelleme Tarihi:
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji ve İmmünoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur ile aynı bölümde görevli ve Ulusal İnfluenza Referans Laboratuarı Koordinatörü Dr. Meral Akçay Ciblak, konu ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Grip aşısı olmak için doğru zaman
“Eylül ayında grip aşısı olmadım. Sonrasında aşı olunmaz” düşüncesi doğru değildir çünkü grip aşısı sezonu kasım ayının başlangıcından nisan ayının sonlarına kadar uzayabiliyor. Önerilen ‘sezon’ başlamadan aşı olunmasıdır yani Ağustos ayı sonlarıdır. Çünkü grip aşısı etkinliğini gösterebilmesi için 10—15 gün kadar bir süre geçmesi gerekir. Salgın döneminde aşı olduğunda bu süreç geçmezse bağışıklık oluşamadığı için gribe yakalanma riski olabilir.
Grip aşısında deri-içi uygulama sistemi
Deri bağışıklıkta önemli bir rol oynar. Daha güçlü ve kolay bağışıklık sağlamak için önemli bir enfeksiyon hastalığı olan gribe karşı deri-içi aşı geliştirildi. Mevsimsel Grip Aşısı uygulama oranları, bazı yaş gruplarında hala beklenenden düşük düzeyde kalıyor. Yeni, kullanımı kolay ve iğnesi yok denecek kadar küçük bir grip aşısı kullanımının daha yüksek aşılanma oranları için destek sağlayabilmesi olası bir yeniliktir. Bu açıdan yeni deri-içi grip aşısı geliştirilmiştir. Sadece küçük bir dokunuşla gripten korunmak artık mümkündür.
Kimler mutlaka aşı olmalı?
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık otoriteleri kendi ülkelerinde ‘gribe yakalandığı zaman risk oluşturacak grupları’ belirler. Diyabet, astım, kalp, tansiyon ve kronik hastalığı olan, 65 yaş üstü kişiler gripten sağlıklı kişilere oranla daha fazla etkilenecek riskli gruplar arasındadır. İşte bu kesimlerin aşılanması hem Türkiye’de hem Avrupa ülkelerinde ücretsiz uygulanıyor. Ancak bu konuda 2004 yılından bu yana yeterli başarı elde edilememiş. Yapılan anket çalışmalarında bu insanların ancak %10’nun aşılandığı saptanmış. Özellikle risk gruplarından 100 kişiden 10‘u kendisine ücretsiz aşı olanağı sağlandığını bilmiyor ya da önemsemiyor. Böyle bir imkanın Sağlık Bakanlığı tarafından kendilerine sunulduğunun farkında bile değiller. Bu sebeple hekimlerin de bu konuyu büyük ölçüde önemsemesi, halkı bilgilendirmesi gerekiyor.
Gribe karşı mucizevi bir tedavi yok
Grip salgını olduğu dönemlerde diğer solunum yolları enfeksiyonları da gündeme geliyor. Grip semptomları başladıktan sonraki ilk 48 saat içinde tedavide antivirallerin ilaçların kullanılması gerekiyor. Antiviraller oldukça kısıtlı ve karşı direnç gelişimi hızlıdır. Dünyanın herhangi bir yerinde antiviral ilaçlara karşı direnç kazanmış bir virüs bütün dünyada yaygın hala gelebilir. Bu durumda elimizde olan antiviraller etkinliğini yitirdiği için çok dikkatli olmak gerekiyor. Bunun için de Dünya Sağlık Örgütü, antivirallerin ancak hastaneye yatan ağır vakalarda, riskli bireylerde uygulanmasını uygun görüyor.