Güncelleme Tarihi:
Tüketim çılgınlığının ciddi boyuta geldiği günümüzde, artık lüks tüketimin temel tüketim anlayışının önüne geçtiğini yetişkinlerde olduğu kadar çocuklarda da gözlemlemek mümkün. Acaba çocukların tüketim çılgınlığı içerisine girmelerinin nedeni ne? Eğitim ve Aile Danışmanı Nurten Aydın, çocukların doyumsuzlukları, alışveriş merkezlerinde sinir nöbetleri yaşamaları, çalışan ailelerin çocuklarının her istediklerinin yapmaları ve ailelerin bu gibi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini sizler için anlatıyor.
Çocuklar neden doyumsuz?
Doyumsuzlar çünkü ihtiyacı olsun olmasın sürekli bir şeyler alınıyor. Çocuklar artık ihtiyaç kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Çocuklar ne görürlerse istiyorlar ve anne-babalar “Aman üzülmesin, ağlamasın, mağaza da öfke nöbeti geçirip beni zorda bırakmasın” diye alıyorlar.
Toplum olarak öyle bir noktaya geldik ki sahip olunan maddi imkanlar kişinin mutlu olmasında önemli bir faktör. Çocuklarının da sahip oldukları ile mutlu olacağını düşünen aile çok fazla. Çocuklar bundan on yıl öncesine kadar daha korunaklıydılar. Artık onlar da bu çarkın içerisine girdiler, sahip olduklarıyla mutlular ve bunları bir prestij olarak görüyorlar. Son günlerde televizyon kanallarında bir reklam dönüyor. Reklamın spot cümlesi ise “Sizin arabada bundan var mı?“ Aslında çok güzel bir anlatım. Artık bu tür kurgular bile çocuklar üzerinden yapılıyor. Bu gün bir çocuğa sana bir sürprizim var dediğinizde ilk olarak “Bana ne aldın?” diye soruyor. Gerçekten bir şey aldıysanız ya “Bundan benden zaten var” deyip hiç ilgilenmiyor ya da onunla kısa bir süre mutlu oluyor. Artık bir çok evde çocukların odasında bir oyuncakçı dükkanı olabilecek kadar oyuncak, küçük bir mağaza olabilecek kadar kıyafet var.
Anne babalar neden çocuklarına sürekli bir şeyler alıyorlar?
• Çünkü çocukları ile çok fazla zaman geçiremediklerini düşünüyorlar. Çocuklarına aldıkları yeni şeylerle onları mutlu edebileceklerini düşünüyorlar. Gece geç saatlere kadar çalışan, o hafta çocuğunu göremeyen bir baba çocuğuna aldığı kocaman bir bebek ya da araba ile bu açığını kapatmaya çalışıyor.
• Ebeveynler sürekli modaya uygun kıyafetler alarak çevrelerine karşı kendilerini çocuklarının her istediğini yerine getiren, çocuğu ile ilgilenen anne-baba olarak kanıtlamak istiyorlar.
• Kimi ailelerde çocuklarının arkadaşları tarafından dışlanıp yalnız kalmasından endişe duyuyorlar.
• Bazı ailelerde kendi çocukluklarından kalan özlemlerini, çocuklarında gidermeye çalışıyorlar.
Çalışan anneler neden çocuklarının her istediklerini yapmak isterler?
Çünkü çocuklarına bir ev kadını kadar vakit ayıramadıklarını, onlarla fazla ilgilenemediklerini düşünürler. Onların her istediklerini yaptıkları zaman aslında kendilerini rahatlatırlar.
Ancak hatırlatmak gerekir ki, yapılan araştırmalar çalışan annelerin çocukları ile daha az ama daha kaliteli vakit geçirdiklerini göstermekte. Çalışan annelerin bu suçluluk duygusundan kurtularak, çocuklarının her istediklerini yapmalarının onları daha iyi bir anne yapmayacağını önermek yerinde olur.
Anne-babalar neden "hayır" diyemiyorlar?
• Özellikle yoğun çalışan anne-babalar için suçluluk duygusu çocuklarına “Hayır” demeyi zorlaştırıyor. Çocukları ile geçirdikleri sınırlı vakitlerin sorunsuz geçmesini ve çocuğun mutlu olmasını istiyorlar.
• Hayır denildikten sonra kararlı olmak ve süreci devam ettirebilmek gerekiyor. Bu da bir anlamda mücadele etmek anlamına geliyor. Gün sonunda bazı anne ve babaların buna gücü olmaya biliyor.
• Ev ödevi biterse ödül verileceği gibi uygulamalar bir çok işin daha sorunsuz ve çabuk bitmesini sağlıyor. Bu da aile için ciddi kolaylık olarak algılanıyor.
• Anne ve babanın bu konuda farklı düşünmesi ve farklı davranması hayır demeyi engelleyebiliyor. Kendi küçüklüğünde istekleri yerine getirilmemiş bir ebeveynin kendi çocuğuna tutumu bu noktada daha tavizkar olabiliyor.
“Hayır” diyebilmek neden önemli?
Burada atlanmaması gereken çocukların yaşları ile birlikte isteklerinin de büyüyebileceğidir. Anne-babalar çocuklarının bir gün istediklerini yapamayacaklarını düşünerek, ileride mutsuz olmasına neden olabilecek zeminler hazırlamamalıdır.
Hayır diyebilmenin önemi:
• Her istediği yapılan bir çocuk büyüdükçe daha farklı sosyal ortamlar içerisine girecek ve herkes onun isteklerine cevap veremeyecektir. Bu çocuk için hayal kırıklığı anlamına gelecek, yenilgi ve reddedilme duygusu yaşayacaktır.
• Temel ihtiyaçların yanı sıra anne babalar tarafından çocuğa sunulacak fırsatlar tabi ki olmalıdır. Ancak bunların abartılmadan ve zamanlamasının çok yerinde olmasına dikkat etmek gerekir. Yoksa yaşanılan doyumsuzluk sorumsuzluğa doğru gidecektir.
• Sınır koymak gerçek ihtiyaçlarını belirleyebilmesini öğretir. Bu ilerideki yaşantısında bütçesini ayarlayabilmesine, imkanların sınırsız olamayacağına anlamasını sağlar.
• İstediği bir şeyi alamadığında da mutlu olabileceğini, mutluluğun maddiyatla eş değer olmadığını öğrenir.
• Küçükken her istediği karşılanan bir çocuğun büyüdükçe isteklerinin karşılanamaması anne babaya karşı güvensizlik yaratır. Artık eskisi kadar sevilmediğini, değer verilmediğini düşünmesine yol açar.