Güncelleme Tarihi:
Göz Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Opr. Dr. Şehvar Nefesoğlu, erken teşhis ile tedavi edilebilen keratokonus hastalığı hakkında merak edilenleri anlatırken, korunma yollarını da paylaşıyor.
Keratokonus korneanın incelmesi, dikleşmesi ve öne doğru bombeleşmesi olarak tanımlanan göz hastalığı olarak biliniyor. Korneanın şeklinin bozulduğu ve sivrileşerek görüşe zarar verdiği keratokonus hastalığının, kalıtsal yollarla da geçtiği görülebiliyor. Çoğu hastada farkında olmadan bulunan keratokonus hastalığı, daha çok ergenlik çağında görülmeye başlanıyor. Genellikle 20’li yaşlarda farkına varılan hastalıkta erken müdahale edilmediğinde, kornea nakli gerekebiliyor.
2000 kişide bir görülen keratokonus hastalığı, genetik olarak taşınma olasılığı olan hastalıklardan biridir. Bu nedenle yakınları arasında keratokonus bulunanların, düzenli doktor muayenesine uğrayarak kontrol altında tutulması gerekiyor. Keratokonuslu her 10 kişiden 1’inin anne-babasından birinin hastalığı taşıyabileceği biliniyor. Belirtileri 16 – 24 yaşları arasında ortaya çıkmaya başlayan hastalığın, diğer göz hastalıklarıyla benzer belirtilere sahip olduğu için fark edilmesi zorlaşabiliyor. Göz alerjisi bulunan kişilerin düzenli doktor kontrolüne gitmeleri, hastalığın teşhisinin koyulmasında büyük önem taşıyor.
Keratokonus hastalığı, bulanık ve çarpık görüş, görüşte azalma ve gece görüş sırasında yaşanan sıkıntılarla anlaşılabiliyor. İlerleyici olduğu bilinen hastalıkta, düzensiz astigmatizma yani sıklıkla çarpık görüş yaşanabilirken, miyop hastalığında da artış görülebiliyor. Hastalarda en sık karşılaşılan şikayetse sık sık gözlük değiştirilmesi, ancak bütün gözlüklerin görüş için yetersiz kalması durumu olarak biliniyor.
Hastalığın teşhisi, hastanın şikayetleri doğrultusunda, doktor muayenesinde karşılaşılan bulguların saptanmasıyla koyuluyor. Kornea topografsi ile görüntülemeye alınan hastada, göz yapısını oluşturan kornea üzerinde oluşan dikleşmenin ve incelmiş alanların tespit edilmesi gerekiyor. Hafif, orta ve ciddi olarak 3 evrede değerlendirilebilen hastalığın her evresi için farklı bir tedavi yöntemi uygulanıyor.
Hastalığın başlangıç noktasında gözlükle tedavi yöntemi kullanılırken, ilerleyen zamanlarda görme kalitesinin yükseltilmesi için hastaya kontakt lens kullanması öneriliyor. Kontakt lens kullanamayan hastalardaysa kornea içi halka uygulaması alternatifler arasında yer alıyor. Kornea içerisine açılan kanalların üzerine eklenen halkalar, kornea şeklini düzelterek görüşteki kırma sorunun önüne geçilmesine yardımcı oluyor. Hastalık ilerledikçe kontakt lenslerin yeterli gelmediği durumlar görülebiliyor. Bu gibi durumlarda göz ameliyatı olmak da tedavi yöntemleri arasına girebiliyor.
Keratokonus hastalığınız varsa ya da hastalığa genetik yatkınlığınızın olabileceği bir aile grubunda bulunuyorsanız, gözlerinize oldukça dikkat etmeniz gerekiyor. Keratokonus hastalığına yatkın olan kişilerde gözleri ovuşturmak bile korneaya zarar verirken, hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de etkili olduğu hastalıkta, alerji sahibi olanların gözlerini kaşımamaya dikkat etmesi gerekiyor. Gözlerinden lazer tedavisi olanlar ve kornea yüzeyi doğuştan ince bir yapıya sahip kişilerin doktor kontrollerini ihmal etmeden düzenli muayeneye için doktorlarına görünmeleri şart hale geliyor.