Göz tansiyonu (glokom) nedir? Kimler risk altında?
Güncelleme Tarihi:
Dünyada ve ülkemizde oldukça yaygın olan göz tansiyonu (glokom), gizli ilerleme özelliği taşıyor. Tedavi edilmediğinde körlükle dahi sonuçlanabilen göz tansiyonu, görmede zayıflık ve bulanık görme gibi belirtilerle ortaya çıkıyor.
Glokomun genetik geçişli olabildiğini de belirten Göz Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Opr. Dr. Şehvar Nefesoğlu, “Göz tansiyonu her yaşta görülebiliyor. Ancak 40 yaş ve üzeri hastalarda görülme sıklığı artabildiği için kişilerin sık sık göz tansiyonu ölçümü yaptırmaları gerekiyor“ dedi, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
Göz tansiyonu neden olur?
Gözün ön kısmında biriken sıvı nedeniyle ortaya çıkan göz tansiyonu, göz içi basıncının artmasına yol açıyor. Artan göz içi basıncı sebebiyle göz sinirleri zarar görürken, glokom hastalığı oluşabiliyor. Optik sinire hasar vererek görme kaybına neden olabilen göz tansiyonu, anormal derecede yükselen tansiyon sonucunda ortaya çıkıyor.
Göz tansiyonu nasıl tespit edilir?
Düzenli aralıklarla göz tansiyonunun ölçtürülmesi, glokomun erken teşhis edilmesinde büyük rol oynuyor. Belirtilerin incelendiği tanı ve teşhis sonrasında yapılan ikinci muayenede öncelikle göz içi basıncı ölçülüyor. Ayrıca yapılan göz dibi muayenesiyle birlikte göz sinirlerinin hasar alıp almadığı da inceleniyor. Muayene tamamlandıktan sonraysa, hastanın ihtiyacına yönelik tedavi yöntemleri belirleniyor.
Göz sıvısı biriktiğinde göz içi basıncı artıyor
Sağlıklı bir gözde devamlı olarak üretilen göz sıvısı, aynı zamanda göz tarafından emilerek boşaltılıyor. Göz içi basıncının normal düzeylerde seyretmesine neden olan bu durumda gelişen problemler, göz tansiyonuna zemin hazırlayabiliyor. Damarlarda oluşabilen bu tıkanıklık, üretilen göz sıvısının boşaltımını engelliyor. Böylece biriken göz sıvısı gözün içindeki basıncın artmasına yol açıyor. Artan basınç da zamanla göz sinirine zarar verirken, körlüğe kadar uzanabilen görme kayıplarına sebep olabiliyor.
Ailenizde glokom varsa risk daha fazla
Gizli seyreden göz hastalıklarından glokom, aynı zamanda yavaş ilerlediği için fark edilmesi güçleşebiliyor. Erken dönemlerde bulanık görme, göz ağrıları gibi belirtileri olabilen bu hastalık, genellikle görme kayıpları yaşanmaya başladığında fark ediliyor. Glokom genetik olarak aktırılabildiği için ailesinde glokom hastalığı geçmişi olan kişilerin düzenli olarak muayene olması gerekiyor. Aynı zamanda ilerleyen yaşla ortaya çıkabilen şeker hastalığı, kortizon tedavisi, göz yaralanmaları ve migren de göz tansiyonunun oluşma riskini artırabiliyor.
Göz tansiyonu nasıl tedavi edilir?
Çeşitli tiplerde görülebilen glokomun, ileri yaşlarda ve ani krizle ortaya çıkan tipi de bulunuyor. Dar açılı glokom olarak adlandırılan hastalık, görüşte azalma, ağrı, gözde kızarıklık gibi belirtilerin yanı sıra bulantı ve kusma gibi unsurlarla anlaşılabiliyor. Çocukluk veya bebeklik dönemlerinde de görülebilen glokom, ışık hassasiyeti, göz sulanması ve göz bebeklerinde büyümeyle ortaya çıkabiliyor. Glokom ani krizle ortaya çıktığında, lazer yöntemiyle tedavi uygulanabiliyor. Yan etkisi bulunmayan lazer tedavisiyle göz tansiyonunda, %20-30 oranında düşüş sağlanabiliyor.
Glokom hastalığı tamamen tedavi edilemese de doğru tedavi yöntemleri uygulandığında kontrol altında tutulabiliyor. Erken tanı konulursa görme kaybının da engellenebildiği göz tansiyonunda, ilk olarak ilaç tedavisi uygulanıyor. Glokom tipine göre cerrahi müdahalenin de yapılabildiği hastalık, kriz nedeniyle ortaya çıktığında acil tedavi edilmesi gerekiyor. Acil müdahalenin gerektiği durumlarda hastaya lazer tedavisi uygulanabiliyor. Fark edilmesi zor bir hastalık olan göz tansiyonuna yakalanmamak için mutlaka düzenli olarak göz tansiyonunu ölçtürmek gerekiyor.
Hürriyet.com.tr