Görünmez Tehlike: Radyoaktivite!

Güncelleme Tarihi:

Görünmez Tehlike: Radyoaktivite
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2010 12:40

Çocuklar için hayati tehlike oluşturan radyoaktivite hakkında ne kadar bilinçliyiz?

Haberin Devamı

Annya; 1990 yılında, Çernobil felaketinden dört yıl sonra, radyoaktiviteyle ciddi derecede kirlenmiş Zakopytye köyünde dünyaya geldi. Dört yaşında ortaya çıkan kanserli bir beyin tümörü Annya’nın çocukluğunu bitirip acı ve hastalık dolu bir hayata başlamasına neden oldu. 2006 yılında 15 yaşında ve yatağa bağlı olan Annya, bütün hayatını hastane ve ev arasında, yaşam destekleri ile geçirdi. Geceleri her 15 dakikada bir, acıyı ve yatak yaralarını önlemek için yatakta çevrilmek zorunda kalınan bir hayat, aynı zamanda Çernobil Felaketi’nin nesiller boyunca devam edecek kötü mirasıydı…

Annya, Çernobil Felaketi’nin 20. yılında Greenpeace tarafından yayımlanan ‘Çernobil Sertifikası No:000358’ adlı kitapta yer alan Çernobil ve Mayak gibi nükleer felaketlerin mağdurlarından sadece biri...

Nükleer tesislerde yaşanan kazalar, Japonya’ya atılan atom bombaları ve nükleer silah denemeleri insanlığın hiçbir zaman unutamayacağı ve tekrar tecrübe etmek istemeyeceği izler bıraktı. Ancak daha da kötüsü, yapılan son araştırmalar konu nükleer santraller ve radyasyon olduğunda büyük felaketler olmadan da bu kötü mirasın gelecek nesillere aktarıldığını gösterdi.

Örneğin, daha önce New Mexico’daki (ABD) ve Le Hauge’deki (Fransa) nükleer tesislerin yakınında bulunan yerleşim yerlerindeki yüksek kanser oranlarındaki nükleer bağlantısı, 2006 yılında Almanya’da gerçekleştirilen bir araştırma ile bilimsel olarak da kanıtlandı. Bulgular bir nükleer santralin 5 km’lik çapı içerisinde yaşayan 5 yaş altı çocuklarda lösemi vakalarının görülme olasılığının diğer bölgelere oranla iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Bebeklerin Radyoaktivite Kaynaklı Riskleri Daha Fazla

Çocuklar ve doğmamış bebekler hızlı hücre bölünmesi yaşadıkları için, radyoaktivite kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalma riskleri yetişkinlere oranla daha fazla. Bu riskler; kanser türlerinden özellikle lösemi, lenfoma gibi kan kanserleri, akciğer kanseri ve birçok büyük tümör radyoaktivite ile doğrudan ilintili. Down sendromu da dahil olmak üzere doğum anomalileri, yarık damak ya da dudak, doğuştan şekil bozuklukları, omurga sorunları, böbrek ve karaciğer sorunları da doğrudan radyasyonla bağlantılı ortaya çıkabilecek sorunlar arasında.

Alınan önlemler ise bölgede bulunan okulların, hastanelerin, kamu binalarının, hatta yerleşim yerlerinin sokak sokak tasfiye edilmesiyle sınırlı.

Ya Anne Karnındaki Bebek?

Ancak ne yaparsak yapalım tasfiye planı oluşturamadıklarımız da var. Onlar annelerinin karnında bulunan, gerçekten de yaşananlarda hiçbir sorumluluğu olmadığı halde en büyük cezayı çekmek zorunda kalan bebekler. Bugüne dek dünyada yaşanan nükleer felaketler sırasında anne karnında bulunan çocukların bir kısmı için dram doğumla birlikte, bir kısmı içinse, doğumdan belli bir süre sonra başladı.

Birinci grupta bulunan, anne karnında radyoaktiviteye maruz kalan çocuklar, bedensel anomalilerle doğdular. Beyinsel özürler, kalp kapakçık sorunları, büyüme hormonu eksikliği kaynaklı sağlık sorunları ve diğer anomalilerle doğan çocuklar genellikle hamileliğin 8. ve 15. haftaları arasında radyasyona maruz kalanlardan oluşuyordu.

İkinci grupta bulunan talihsiz çocuklar hamileliğin daha ileri evrelerinde veya –oranla- daha düşük dozlarda radyasyona maruz kalanlardan oluşuyor. Anne karnında radyasyona maruz kalmak bedensel anomalilere sebep olmasa dahi yeni doğanların ileriki yaşlar için kanser riskini artırıyor.

Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu
Korol Diker

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!