Güncelleme Tarihi:
Diyetisyen Gülşen Kadri, “Çölyak veya gluten intoleransı olmayan kişilerde gluten, vücuttaki “iyi” bakterileri besleyen bir prebiyotik olarak karşımıza çıkıyor. Arabinoxylan oligosakkarit ve buğday kepeğinden meydana gelen bir prebiyotik olup, bağırsaklardaki probiyotiklerin (iyi bakteriler), bifidobakterilerin aktivitesini artırmaktadır. Bu bakterilerin normalde sağlıklı bir insan bağırsağında bulunması gerekir. Onların miktarındaki veya aktivitesindeki değişiklikler, inflamatuar bağırsak hastalığı, kolorektal kanser ve irritabl bağırsak sendromu gibi bağırsak hastalıkları ile ilişkilendirilmiştir.
Glutenin vücut için yararlı mı zararlı mı sorusunun cevabına gelince; glutenin aslında sadece kendisine olumsuz tepki verenler için bir problem olduğuna dikkat etmek önemli. Harvard Üniversitesi, yayımladığı yazısında buğday ve gluten üzerindeki medyanın olumsuz yaklaşımlarının, kişilerde sağlıklı bir diyette yer almaları ile ilgili şüphe duyulmasına neden olduğunu fakat bu iddiaları desteklemek için çok az yayınlanmış araştırma olduğunu vurgulayarak aslında yayınlanan araştırmaların da bunun tersini öne sürdüğünü söylüyor.
Aslında birçok insan, olumsuz yan etkileri olmaksızın gluten içerikli besinleri tüketebilir. Çölyak hastalığı olmayan 100.000'den fazla katılımcının bulunduğu başka bir araştırma, uzun süreli glutensiz diyet uygulayan kişilerde tam tahıl tüketimini azaltma potansiyeli nedeniyle kalp hastalıkları riskini artırabileceğini vurgulanıyor” diyor.
Diyetisyen Gülşen Kadri, “Gluten tüketimi bazı bireylerde ciddi yan etkilere neden olabilir. Bu bireylerin vücut sistemi gluteni bir toksin olarak algılayıp bağışıklık hücrelerini uyarır ve glutene karşı bir tepki oluşturur. Gluten hassasiyeti olan kişi gluten tüketmeye devam ederse, bu zamanla iltihapla sonuçlanan vücutta bir tür savaş zemini yaratır. Yan etkileri arasında hafif şiddetteki durumlar için yorgunluk, şişkinlik, kabızlık ve diyare, daha ciddi etkilerde ise istemsiz kilo kaybı, yetersiz beslenme, bağırsak hasarı gibi etkiler görülebilir.”
Normalde gluten, sindirim sisteminde kolaylıkla sindirilebiliyor ancak bazı insanlarda gluten hassasiyeti ortaya çıkabiliyor. Her yaşta ortaya çıkabilen gluten hassasiyeti vücutta şişkinlik, kabızlık, büyüme geriliği, cilt problemleri, yorgunluk gibi pek çok rahatsızlık yaratmasına rağmen kişilerce farkına varılmamış ve teşhisi konmamış olabiliyor.
Çölyak hastalığı, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus adı verilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir alerjik sindirim sistemi hastalığı. Başka bir tanımla çölyak hastalığı yaşam boyu süren gıda alerjisidir. Çölyak hastalığının tek tedavisi glutenden uzak sıkı bir diyettir.
Ülkemizde Çölyak hastalığı görülme sıklığı yüzde 1 iken ancak yüzde 10 gibi bir orandaki kişiye tanı konulmuş olması ne kadar çok kişinin risk altında olduğunu gösteriyor. Diğer bir yandan yapılan birçok araştırma, çölyak hastalığı olan kişilerin, osteoporoz, anemi, kısırlık, sinir bozuklukları gibi hastalıklara karşı daha yüksek risk taşıdığını gösteriyor. İyi haber şu ki, gluteni diyetten çıkarmak zararı tersine çevirebilir. Glutensiz diyet, çölyak hastalığı için birincil tıbbi tedavidir. Ancak, gluten içermeyen katı bir diyetin anlaşılması ve takibi zor olabilir. Hangi gıdaların gluten içerdiğini öğrenmek ve glutensiz alternatiflerden yeterli besinlerin elde edilmesini sağlamak için bir diyetisyenin rehberliğinde ilerlemek önemlidir.