Güncelleme Tarihi:
Her insanın; çocuk, büyük beden ve benlik sınırını koruma refleksi vardır. Bu sınıra birilerinin müdahalesine en sık görülen cevap öfke, ondan sonra da korku ve kaygıdır. İnsanoğlu özgür bir ruhla yaratılmıştır. Herkes kendi dürtü, istek, dileklerinin karşılanmasını ister. Sağlıklı bireylerde kadın veya erkek, iştah, uyku gibi cinsellik de ihtiyaçtır. İhtiyaçlarımızı karşılarken özgürlüğümüzü kullanırken, sorumluluk almaya hazırsak mesele yok. Ama tüm dünyaya özgürlükten dem vurmak kolay gelmiştir. Özgürlük heykeli var ama özgürlüğün sahibi sorumluluk heykelini henüz dikmeye cesaret eden olmadı. ‘‘Sorumluluk almadan davrananlar güdülmeye mahkumdur’’ diye az bilinen bir duvar sözü biliyorum. Sorumsuzca kullanılan özgürlüklerin bedeli bir ömür acı veya hastalık olabilir.
Çoğu insan iştahı ile kavga eder ve yeme üzerinde kontrolünü yitirir. Bazıları da cinsel dürtüleriyle kavga eder. Duygu ve dürtülerimizi kabul edeceğiz ama onları uygun zaman, uygun yerde sağlıklı bir biçimde doyurmaya çalışacağız.
Türk ceza ve medeni kanunda yeri olmasa da yazısız toplumsal kurallar vardır ve bunlara otomatik olarak uyulur. Örneğin pijama ile sokağa çıkılamayacağı gibi eşofmanla da ofise gidilemez. Yeme, içme, seks, kaygıdan arınma koşullarını da öncelikle oluşturmalıyız.
Bunları bastırmak için insanoğlu çeşitli yollar bulmuş. Bazıları güzelliklere bazıları da hastalıklara sebep oluyor, bağımlılıkların sebebi de bunlar. Son günlerde bağımlılıklar da oldukça çeşitlendi. Önceleri sigara, alkol, kumar bağımlılığı bilinirdi. Sonra esrar, eroin, kokain, amfetamin, uçucu maddeler, bonzai… Sayısız madde bağımlılığı ortaya çıktı. Daha sonra daha ayrıntılı değerlendirildiğinde internet bağımlılığı, seks bağımlılığı, insan bağımlılığı… Pek çok kişi bağımlılığını kabul etmez, karşıdan herkes açık seçik gördüğü halde… İki kişi size aynı şeyi söylüyorsa mutlaka dikkate almalısınız. ‘’Ben biliyorum, ben zeki ve eğitimliyim” demek zekânın beş boyutundan ve tecrübeden haberi olmamak demektir. Tüm toplumsal kurallar, insani çerçeveler, kültürel yapılar bin yıllar içinde toplumun tecrübe imbiğinden damıtılmışlardır. Enine boyuna düşünmeden kaldırıp atmamalıyız. Doğru alışkanlıklar; merdivenin trabzanları gibidirler, gerekli olduğunda bacağımızı veya boynumuzu kırılmaktan kurtarırlar.
Öfke, kaygı, korku gibi duygularımız suyun enerjisi gibidir. Kötü yönetilirlerse işsizlik, eşsizlik, eğitimsizlik, bağımlılık, hastalık, yoksulluk, mutsuzluğa, yalnızlığa yol açabilirler. İyi yönetilip işlevselliğe dönüştürülürse, iş ve eğitim, hobiye dönüştürülürse sanat, edebiyat, müzik, spor, alturizme yönlendirirsek de misyonerce toplumu güzelleştirecek işlere sebep olabiliriz. ‘’Bedenim benim istediğim gibi erkenden cinselliği yaşarım’’ dersiniz; insan papilloma virüsü (HPV) bulaşması çok kolay. Rahim ağzı CA (servis CA) oluşmuş olanların %98'inde HPV bulunmuş. Aşısı var, cinsellik yaşanmadan yaptırılırsa %70 koruyor. Cinsellikle bulaşan sadece AİDS değil, hepatit B ve C gibi hastalıklar çok yaygın. Tarihte de sifiliz, gonere gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar kasıp kavurmuş kıtaları bugün tedavisi olduğu için adını duymuyorsunuz.
Hastalıkların etyolojisine baktığımızda sağlıklı cinselliğin erişkinlikte ve tek eşli olarak yaşanması önermesi ortaya çıkıyor. Cinsel hastalıklara yakalanma ortalaması penis-vajina-anüs-oral yolla giderek artıyor. Her şekilde kurulan ilişkide mutlaka kondom kullanılması şart. Vajinada PH arttıran hücreler erişkinlikte sağlıklı çalışmaya başlıyor, çocukların vajinadaki bazik ortam sebebi ile mikrop kapmaları daha kolay bekaret denilen zar çocuğu mikroplardan korumak için yaratılmış yetişkin kadının PH yüksek vajinal ortamı kendini mikroplardan daha kolay koruyor. İstenmeyen gebelikler, erken ve hazırlıksız ebeveyn olmak o kişinin tüm hayatını mahkumiyete çevireceği gibi kürtajlar ve enfeksiyonlar, yapışıklıklar uzun vadede sterilite (kısırlık) ve dış gebelik sebebi olabilmektedir.
Erkeklerde ise erkenden yaşanan, hazırlıksız ilişkiler erken boşalma veya sertleşme sorunları öz güven kaybına ve psikolojik empotansa yol açabiliyor. HPV virüsünün kendine zarar vermediğini zanneden erkek, çeşitli prostat hastalıklarına yakalanabilir. Korunmasız ilişkilerde hepatit B, C yanı sıra AİDS gibi çok bilinen hastalıklar göründüğü gibi herpex simplex virüsünün cinsel bölgede yaptığı ömür boyu batıp çıkan hastalıkla da uğraşabilirler.
“Beden de, beyin de benim, alkolsüz eğlence olmaz” diyenlerdenseniz hiçbir bağımlı “Bir gün ellerim titreyerek bir büyük içecek duruma geleceğim” diyerek alkole başlamıyor, hepsi "Bir biradan bir şey olmaz” diye başlıyor", bilmelisiniz.
Her çeşit bağımlılık, mesleki performansta düşüklük, aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar, trafik ve adliyede başta olmak üzere toplumsal problemlere yol açıyor. Bağımlı; sosyokültürel alt basamaklara kaymak zorunda kaldığı gibi, madde bedensel ve ruhsal hastalıklara yol açıyor. Alkolün yaptığı karaciğer sirozundan bahsedilir. Alkolik hallusinosiz, hezeyanlı bozukluk, wernichke- korsakoff, delirium, demanstan söz edilmez, çünkü saklanır. Alkolün yaptığı gastrit, pankreatit, uyku sorunları cinsel fonksiyon bozuklukları konu bile edilmez. Eroin komasından tuvalette de ölenlerden bahsedilir. Kullandığı enjektör ile hepatit AİDS olup en sevdiklerine yaklaşamayanlardan söz edilmez.
“Atın ölümü arpadan olsun” atasözü çok bilinir de, “Okkayla giren dirhemle çıkmaz” sözü pek bilinmez. Yaşamınızda eğlence ve mutluluk ararken hemen bir çikolata demek yerine biraz sonra ama ziyafet sofrası demeliyiz.