Gençler, masa başı işleri sıkıcı buluyor ama...

Güncelleme Tarihi:

Gençler, masa başı işleri sıkıcı buluyor ama...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2014 12:40

Meslek seçimi yaparken gençlerin en çok yaşadığı sorunlar.

Haberin Devamı

Meslek seçiminin ilk adımları lisede branş seçerken yapıldığı için çoğu genç tam olarak ne istediğini bilmeden bir yola giriyor. Gençler, hangi mesleği yapacaklarına karar verirken kararsız da kalabiliyor. Yetenekli olduğunu düşündüğü bir hobisini işe çevirmek isteyebiliyor veya öncelik olarak çalışma saatlerini, çalışma şeklini seçebiliyor. Yaşam Tasarım Merkezi’nden NLP Öğrenci Koçu Oğuz Akyıldız gençlerin meslek seçerken kararsız kaldıkları konular hakkında bilgiler verdi.

Gençlerin meslek seçiminde kararsız kaldığı konular bu şekilde sıralanabilir;

Gerçekten yetenekli miyim?

Okulun en iyi basketbol oyuncusu olabilirsiniz, yaptığınız bestelere arkadaşlarınız bayılıyor olabilir ama gerçekten iyi olup olmadığınıza karar vermek zordur. “Yeteneğim mesleğim olabilir mi yoksa hobi olarak mı kalmalı?” sorusu, gençlerin kariyer planını etkileyen sorulardan biri. İnsan ne kadar iyi olduğunun kararını kendisi veremez ama ne istediğinizin kararını da sizin yerinize başkası alamaz. Yetenekleriniz, çevrenizde beğeni toplasa da kendi disiplini içerisinde değerlendirildiğinde bir şey ifade etmeyebilir. Bu karmaşayı çözebilmek için hem okul ile ilgili çabanızı sürdürmeli hem de yetenekleriniz üzerinde çalışmaya devam etmelisiniz. Önemli olan bireysel yeteneklerinizi, hayattan keyif aldığınız zaman dilimleri haline getirmek. Gitarist olmayı hayal eden bir genç, başka bir meslek yapsa bile müziğe devam edebilir.

Aile şirketinde çalışmak istemiyorlar

Aile şirketinde çalışmak herkese uygun değildir. Her gencin hayalleri ve yetenekleri aile işine uygun olmayabilir. Bu tür işleri sürdürmek istemeyen gençlerin birçok sebebi var. En sık karşılaşılan sebep ise aile fertleriyle uyum sağlayamamak. Kişi babasını, amcasını sevebilir ama birlikte çalışmak hem iş hayatını hem özel hayatı etkileyen bir seçim. Gençler özgürce hareket edemeyeceklerini düşündükleri için aile işletmelerinde bulunmayı tercih etmiyor. Diğer bir faktör ise aile işinin tüm yorucu yanlarının bilinmesi nedeniyle diğer mesleklerin daha cazip görünmesidir. Kişi sevdiği işte başarılı ve mutlu olacağından gençleri istemedikleri alanlara zorlamak uzun vadede kimseyi mutlu etmiyor.

Para mı, idealler mi?

Toplumsal başarı kriterleri gençleri gereğinden fazla etkiliyor. Çok kazandıran, saygınlık getiren meslekler yerine kendi ideallerinin peşinde gidebilmek cesaret istiyor. Gençler, her konuya mantık çerçevesinde yaklaşıp hislerini bastırıyor. En güvenilir buldukları işe, çok para kazanılan mesleklere, maddiyat ve prestije yöneliyorlar. Tek amaç risksiz bir hayat ve başarı anlayışımız ise tamamen maddiyat üzerine kurulu.

Para ve güvence odaklı gelecek planlarında atlanan bir nokta var. O da kendi yeteneklerine, hayallerine uygun bir meslek seçen kişilerin parayı kazanabilecekleri. İdeali olan ve bu amaçtan ödün vermeyen insanlar, sadece bu cesareti gösterdikleri için bile daha mutlu olabilir.

Masa başı işlerde çalışmak sıkıcı geliyor

Gençler masa başı işlerde çalışmak fikrini sıkıcı buluyor. Serbest çalışılabilen kreatif işler daha heyecan verici görülüyor. Fotoğrafçılık, tasarımcılık, yazarlık, yönetmenlik gibi meslekleri hedeflerken madalyonun diğer yüzünü de hesaba katmakta yarar var. Sadece elde edilebilecek imkanlara değil, kendi yetenekleri ile uyumluluğa odaklanmak gerekiyor. Bu noktada önemli olan, bir işi neden istediğinizi bilmek. Eğer sadece ünlü ya da başarı kazanmış birinin etkisinde kalıyorsanız yapacağınız iş sizi tatmin etmeyecektir. Ama kendi yeteneklerinizin farkındaysanız başarılı olabilirsiniz.

Zengin dayı örneği

Meslek seçimi aşamasında; zengin enişteler, başarılı dayılar da devreye girer. Ailenin en çok kazananı kimse onun mesleği gençlere örnek gösterilir. Çocuk da içerisinde yetiştiği ailenin bakış açısıyla hareket ediyorsa bu yöntem başlangıçta işe yarayabilir. Karar aşamasındaki genç iyice araştırarak bu mesleğe yönelebilir. Ama genç ile ailenin bakış açısı aynı olmadığında sorun başlıyor. Gençleri, seçimlerinde özgür bırakmak ve verdikleri kararlarda destekleyici olmak en doğrusu. Ailelerin kendi doğrularını dayatarak ya da “Biz ona söylemiştik, kafasının dikine gitti” yaklaşımı ile sağlıklı karar alınamaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!