Güncelleme Tarihi:
Elmanın içeriğinde bulunan antioksidan ve antimikrobiyal ajanlar nedeniyle tarihte şifa kaynağı olarak kullanıldığını belirten ‘Amasya elmasının 2014 yılındaki antioksidan ve antimikrobakteriyel aktivitesinin tespiti’ projesi danışmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gül, “Antioksidan özelliği nedeniyle antik Yunan’da kadınların güzelleşmek için elma yediği kaynaklarda görülmüştür” dedi.
Diğer sebze ve meyvelere göre elmanın daha güçlü bir antioksidan deposu olduğunu anlatan Gül, “En önemli antioksidanlar A, C, E vitaminleri ve Selenyum’dur. Bu kimyasallar vücuda alındıklarında metabolik faaliyetler sonucu oluşan serbest radikallerin oluşumunu önler. Serbest radikallerin hücreye zarar vermesini engelleyen antioksidanlar böylece yaşlanmanın olumsuz etkilerini de geciktirici özelliğe sahiptir. Antioksidanlar serbest radikallerin sebep olabileceği tüm rahatsızlıklara karşı vücudu korur. Özellikle kalp rahatsızlıkları, diyabet, makula dejenerasyonu ve kanser gibi hastalıklar başta olmak üzere bulaşıcı özellik gösteren hastalıklara karşı da koruyucu önlem teşkil eder. Antioksidan bu rahatsızlıkların tedavisinde değil, bu rahatsızlıklara yakalanmamak için koruyucu önlem olarak kullanılmalıdır. Serbest radikaller hastalıklara yol açtığı gibi ileri yaşlarda ortaya çıkması beklenen bazı hastalıkların da daha erken yaşlarda ortaya çıkmasına sebep olur. Bu bağlamda, antioksidanların yaşlanma belirtilerini de geciktirdiği çok rahatça gözlemlenebilir” diye konuştu.
Projede Kübra Çetin, Gözde Turan, Meltem Ekici, Burçin Karahan, Havva Karakoca ve Rümeysa Şahin ile birlikte görev alan Kimya Teknolojisi Programı öğrencisi Mine İnce, beyin, karaciğer ve mideye çok olumlu etkileri olan elmadan yatmadan önce bir tane yenilmesi halinde uyumaya yardımcı olduğunu belirtti.
İHA