Güncelleme Tarihi:
Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra bebek ve aile alanında çalışmalarını yürüten Oskay, sorunlar büyümeden önlemek noktasında ‘Pozitif Ebeveynlik Yöntemi’nin Türkiye’de yaygınlaşmasını sağlıyor.
Ünlü pedagog, uyku konusunda da “pozitif ebeveynlik” olarak adlandırılan ve otoriter olmayan, demokratik, evde mutluluğu sağlayan yöntemi ailelere aktarıyor. Gece uykusunu iyi alan bir bebeğin gün boyu mutlu olduğunu vurguluyor. Gündüz kaliteli zaman geçiren, mutlu oyunlarla enerjisini atan bebeğin ise geceleri daha rahat ve kolay uykuya daldığını söylüyor.
Bebeğin mutluluğu için ailelerin yapması gerekenlerden, bebek bezi kalitesinin uykuyu nasıl etkilediğine dair pek çok konuyu Pedagog Tansu Oskay’a sorduk. İşte, aileleri ilgilendiren çok önemli bilgiler…
Bebeklerin mutlu ya da mutsuz olduğu nasıl anlaşılır?
Mutlu bebek sinyallerini o kadar güzel veriyor ki… 18 aya kadar da bebek huzursuzluğunu ağlayarak belli eder. Bebeğin iletişim dilidir ağlamak... Aynı zamanda bebeğin beden diline, hareketlerine, iştahına bakarak da huzursuzluğu anlaşılabilir. Eğer kaygılı ve huzursuzsa uykuları bölünür, kendi kendine uykuya dalamaz, annesini daha fazla yanında ister.
Peki, bebeğin mutluluğu için aileler bebekleriyle nasıl vakit geçirmeli? Neler önerirsiniz bu konuda?
Öncelikle ebeveynlerin kendilerini mutlu hissetmeleri gerekli; çünkü anne mutlu olduğunda bunu samimi bir şekilde bebeğe de aktarır. Bebeğe mutluluğun aktarılması için bu çok önemli. İsterse bebekle en güzel aktivite yapılsın, anne ruhen orada değilse bunun hiçbir anlamı olmaz. Oyun oynarken bebekle mutlaka göz teması kurulmalı; anne, eğlendiğini bebeğe de hissettirmelidir. Bebekle ebeveynin ten teması kurabildiği oyunlar tercih edilmelidir. Bu tür oyunlar oynandığında zaten bebeğin mutluluk seviyesi de yükselir ve stresi azalır. Dokunarak oyun oynanan bebeğin stresi azaldığı için uykuya geçişi daha rahat olur.
Bebeğin mutluluğunda uykunun nasıl bir yeri ve önemi var?
Bebekler derin uykuya geçmeyi öğrenemezlerse, bir sıkıntıdan dolayı sık sık uyanırlarsa onlar için doyurucu bir uyku olmaz, bu durum hem kendilerini hem de annelerini olumsuz etkiler. Az uyuyan bebek, enerjisi olmadığından erken yorulur ve yemek yemez.
Kesintisiz gece uykuları için anne kaygı düzeyini kontrol etmelidir. Bebek uyanıp ağlar diye yatağın yanı başında beklemek yerine çeşitli önlemler alınabilir. Sık uyanan bebek, yatıştırılmak için anne tarafından fazladan emzirildiğinde, bebeğin tuvaletinin sıklaşmasına ve tekrar uyanmasına sebep olur. Uykusu düzenli olan bebek ise iyi bir bezle sabaha kadar deliksiz uyuyabilir. Anne bunların birbiriyle bağlantılı olduğunu bilmeli, bütünsel bir bakış açısı kazanmalıdır. Böylelikle annenin kaygıları da azalır. İyi uyuduğu zaman bebeğin hayatının düzene gireceği bilinmelidir.
Bebeklerin ne kadar uykuya ihtiyacı vardır? Bir anne bebeğinin yeterli uyuyup uyumadığını nasıl anlayabilir?
Sinyalleri takip eden her ebeveyn, bebeğin yeterli uyuyup uyumadığını anlayabilir. Ben saat verildiğinde annenin kaygısının arttığını düşünüyorum. Benim oğlum çok az uyuyordu ve o çizelgelere baktığım zaman çok moralim bozuluyordu. “Benim yaşadığım şeyi sizin yaşamanızı istemiyorum” diyerek, seminerlerimde de bu bana sorulduğunda aynen böyle anlatıyorum. Bazı bebek, o çizelgeden bir iki saat az uyuyabilir çünkü bebeklerin hepsinin kendine göre bir düzeni vardır. Uyku konusunda genel kriterlere dikkat edilmesi gerekir. Bebeklerin akşam geç yatmaması lazım. Uyku saati 20.30’u geçmemeli. 3 yaşına kadar böyle olmalı. Zaten bebek bu saatte yattığında sabah da makul saatlerde kalkar. Bu sağlandığında bebeğin uykusu da ayına göre dengeye oturur. Çocuklar 3 yaşına kadar gündüz uykusuna da devam etmelidir. Bazen aileler gündüz uykularını erken bırakıyor. Gündüz uyumayan çocuklar çok kötü bir öğleden sonra geçiriyor. Huysuzluklar ve öfke nöbetleri başlıyor.
Mutlu ve huzurlu uykular için neler yapılmalı? Bebeğin gece uykusunun bölünmemesi için neler önerirsiniz?
Gece sık uyanan bebek ebeveynlerine bir sıkıntısı olduğunu anlatmaya çalışır. “Bırakalım ağlasın, bakalım ne olacak…” bakış açısı psikolojide ‘bağlanma teorisi’ dediğimiz teorinin tamamen zıttı bir hareket. Anneler, ağladığında bebeğin yanında olmalı, ne olduğunu anlamaya çalışmalıdır. Ancak sağlığı ile ilgili endişe edici bir durum yoksa ve sadece yatıştırmak için bebeğin yanına gidiyorlarsa ışığı açmamalıdırlar. Kucağa alıp hafifçe okşamak, sevgi sözcükleri söylemek bebeği rahatlatacaktır. Bebeği hoplatmaya ya da evin içinde gezdirmeye hiç gerek yok. Mümkün olduğu kadar dokunarak bebeğe annenin varlığı hissettirilmeli, “İhtiyacın olduğu her an buradayım” duygusu bebeğe verilmelidir.
Bebeğin huzurla uyumasında bebek bezi de önemli değil mi?
Türk annelerinin kaygılanmaya, bebeği için endişelenmeye yönelik bir yapısı var. Lohusalık ve sonrasında daha hassas olunuyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da annenin kendi üzerine düşeni yapması ve kaygı düzeyini mümkün olduğu kadar dengelemesi gerekir. Uyku öncesinde fiziksel koşullar tam olarak yerine getirilmelidir. Odanın sıcaklığı iyi ayarlanmalı, terleten ve sıkan ürünler kullanılmamalıdır. Bebeğin fiziksel konforu sağlanmazsa psikolojik konforu da sağlanamaz. Bebek uyurken seçilen kıyafete ne kadar önem veriliyorsa, bebek bezine de o kadar özen gösterilmeli ve kaliteli olanı tercih edilmelidir.
Bebeğin bezi kirlendiğinde hemen mi değiştirilmeli? Ufak bir gecikme olduğunda problem olur mu?
Bebek, anne ile oyun esnasında tuvaletini yaptıysa hemen altını değiştirmeye gereksinim duyulur. Halbuki idrarı bebeğin teninden uzak tutan emici ve kaliteli bir bebek bezi ile oyun anını bölmenize gerek kalmaz. Oyun anını daha iyi yaşamak anne için de iyidir. “Aman acıktı mı?”, “Tuvaletini yaptı mı?” gibi düşüncelerle bebeğin oyun sürecini bölmemek gerekir. Annenin kaygısını kontrol etmek adına kaliteli ürünlerden destek alması mantıklı ve faydalıdır.
Peki, uyumayan bebek aileyi nasıl etkiler? Bebeğin huzurlu uyuması ebeveynlere de mutluluk getiriyor değil mi?
Bebekler uyumadığında aileler olumsuz etkilenir. Anne, “Ben bebeğimi neden uyutamıyorum?” diye düşünerek kendini yetersiz hisseder. Baba ise “Ben bu konuda yardımcı olamıyorum, hiçbir fonksiyonum yok” diye düşünerek kendini çaresiz hissedebilir. En son noktada bebek uyumadığı için ebeveynler bebeği sallar veya kucakta gezdirir. Bebekleri uyumadığı için ebeveynler de saatlerce uykusuz kalır, böyle huzursuz bir gece geçirilir. Özellikle bu durum çalışan anne babalar için daha zordur.
Molfix ile yürüttüğünüz bu iş birliğinde neyi amaçlıyorsunuz?
“Mutlu geceler mutlu gündüzler” döngüsünü birçok aile bilmiyor çünkü yemek yememe, uyumama gibi problemlere odaklanıyorlar. Halbuki biz bu projede probleme sebep olan semptomlara odaklanıyoruz. Konuya “Mutlu bebek için ne gerekir?” diye baktığınızda stres faktörleri azalıyor, dolayısıyla semptom ortadan kalkıyor. Probleme değil, sebep olan faktöre odaklanılması güzel. Molfix vasıtasıyla bu konuyu birçok aile ile paylaşma fırsatım oldu. Bir bebeğin sağlıklı ve mutlu gelişimi için en önemli faktör mutlu gece ve mutlu gündüz döngüsünün sağlanmasıdır. Ayrıca, ailenin mutluluğu için bebeğin mutlu olması, bebeğin mutlu olması için ailesinin mutlu ve huzurlu olması çok önemlidir. Bu iş birliği konuyla ilgili mesajlar vermek için güzel bir vesile oldu.
Röportaj: Melin Kahraman
Fotoğraflar: Emre Mollaoğlu