Güncelleme Tarihi:
Gebelik döneminin en riskli hastalıklarından biri olan Preeklampsi; halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinir. Gebelik tansiyonu veya gebede idrarda protein kaçağı gibi isimlerde kullanılmaktadır.
Tüm dünyada ciddi anne ölüm nedenleri arasında yer alan bu hastalık gebeliğe özgüdür.
Aslında tansiyon yükselmesi bu hastalığın bir sonucudur. Bu hastalıkta görülen tansiyon ile diğer hastalıklarda görülen tansiyonun oluş mekanizması farklıdır.
Gebeliğin ilk oluşum aşamasında bebeğin eşi olan plasentanın anormal yerleşimi sonucu salgılanan faktörler bu hastalığa neden olmaktadır. Anne adayının yaşının çok genç veya çok ileri olması, gebelik öncesi yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, bağışıklık sistemi hastalıkları veya önceki gebeliğinden gebelik şekeri veya preeklampsi geçirmiş olması riski artırmaktadır. Ayrıca çoğul gebeliklerde riski artırmaktadır.
Mutlaka her gebenin risk durumu belirlenmeli ve düzenli tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Bu hastalıkta salgılanan faktörler böbrek damarlarını da etkilemekte ve böbrekten protein kaçağına neden olmaktadır. Bu gebelerde düzenli idrar tetkiki yapılması da bu hastalığı erken teşhis etmeye yardımcı olacaktır.
Preeklampsi hastalığı tanı almaması ve tedavi edilmemesi durumunda; anne de rahim kasılmalarına bağlı erken doğuma, beyin kanaması, körlük ve böbrek yetmezliğine, karaciğer kapsül yırtılmalarına bağlı şiddetli iç kanamalara, kalp yetmezliği ve akciğer ödemine, pıhtılaşma bozukluklarına neden olabilir.
Bebekte ise; gelişme kısıtlılığı ve plasentanın ani ayrılması ve kanamasına bağlı olarak ani bebek ölümü sendromuna yol açabilir.
Tedavi preeklampsi şiddetine göre farklılık gösterir. Kesin tedavi yöntemi ''DOĞUM'' dur. Hafif preeklampsi durumunda tansiyon takibi ile 37. gebelik haftasına kadar beklenebilir. Şiddetli preeklampsi durumunda ise 34. haftadan sonra bebeğin akciğer gelişimi için kortikosteroid tedavi verilip doğumunuz yaptırılabilir.
Sonuç olarak; preeklampsi gebeliğin riskli durumlarından biridir. Tecrübeli hekim, yenidoğan yoğun bakım şartlarının olduğu bir yaklaşım ile takip ve tedavi edilmelidir.