Güncelleme Tarihi:
Öğünleriniz sık sık ve az porsiyonlar halinde olmalıdır. Birden çok yemek yiyip uzun süre aç kalınmamalıdır. Yediğiniz gıdalarda çeşitliliğe önem verilmelidir. Bu şekilde pek çok vitamin ve minerali alma şansınız olacaktır. Aldığınız gıdaların taze olmasına dikkat edilmelidir. Konserve, beklemiş gıdalar ve içinde katkı maddesi bulunarak saklanan gıdalar yerine taze ve doğal maddeleri tüketmeye özen gösterilmelidir. Aşırı yağlı, baharatlı, tatlı ve kalorili gıdalar yerine proteinden zengin ve yağ oranı düşük besinlere öğelerine yönelinmelidir. Önemli olan gebenin kilo alması değil, bebeğin gerekli besinleri almasıdır.
Gebelik boyunca bol su tüketilmelidir. Günde en az 8-10 bardak su tüketilmelidir. Yaz aylarında bu miktar arttırılmalıdır. Bol su tüketimi idrar yolu enfeksiyonlarını, bebeğin suyunun azalmasını, erken doğum eylemini, solunum yolu enfeksiyonlarını, kabızlık veya ishal gibi durumları önler veya tedavilerine yardımcı olur.
Gebeliğin ilerleyen aylarında kabızlık sık rastlanan bir durumdur. Kabızlık bol su içilerek, kabuğuyla yenen sebze ve meyveleri kabuğuyla yiyerek, her öğünde sebze veya salataya yer vererek, düzenli ve yorucu olmayan yürüyüşler yaparak önlenebilir.
Gebelikte ilaç olarak alınması gereken besinler sadece demir ve folik asittir. Dengeli beslenen bir gebenin ilaç şeklinde daha başka vitamin ve mineral alması gerekmemektedir.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda gebelikte dışarıdan hap olarak verilen A,C,E vitaminleri ile magnezyum, kalsiyum, çinko, selenyum, bakır, flor gibi eser elementlerin düzenli beslenenlerde gebelik üzerine herhangi olumlu etkilerinin olmadığı gösterilmiştir. Burada kastedilen sağlıklı gebelikte rutin kullanmaya gerek yoktur. Ama bazı özel gebelik durumlarında doktorunuzun tavsiyesi ile kullanılması gerekebilir.
Günde 1-2 bardak süt içmeniz kalsiyum ihtiyacını karşılar. Süt içemeyen gebeler yoğurt, ayran veya peynir tüketebilirler. Süt ve süt ürünlerinin temiz, taze ve pastörize olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Yemeklerde iyotlu tuz kullanılmalıdır. Aşırı tuz kullanımından kaçınmak gerekir.
Genelde sabahları yataktan kalkınca başlayan bulantılarda bir dilim peynir, bir iki grisini veya kuru ekmek, baharatsız bisküvi kullanılabilir. Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında yağsız, kokusuz ve kuru yiyecekler tercih edilmelidir. Mutfak kokularından ve parfümden uzak durulmalıdır. Bulantılı dönemde kraker, patates haşlaması, leblebi, bisküvi türü az ve sık tüketilirse gebeyi rahatlatır.
PROTEİNLER: Gebelikte artan protein ihtiyacını karşılamak için kırmızı ve beyaz et, süt ve süt ürünleri, yumurta, balık, kuru baklagiller (fasulye, mercimek, barbunya…) gibi proteinden zengin besinler tüketilmelidir. Proteinler bitkisel ve hayvansal kaynaklardan dengeli şekilde tüketilmelidir. Hayvansal gıdaların yağlı olmaması önerilmektedir. Balık yağlarının bebeğin zeka gelişimine fayda sağladığı düşünülmektedir.
KALSİYUM: Kalsiyum gebeliğin 2. ayından itibaren oluşmaya başlayan kemik ve dişlerin gelişimi için gerekli mineraldir. Gebelikte kalsiyum gereksinimi iki katına çıkmaktadır. Kalsiyumdan zengin besinler süt, süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzelerdir. Sütün yağı fazla olduğundan yarım yağlı veya yağsız süt tercih edilmelidir.
DEMİR: Gebelikte kan yapıcı yani demirden zengin gıdaların tüketilmesi v özellikle 4-4,5 aydan sonra folik asitli demir ilaçlarının kullanılması önemlidir. Çünkü 4-5 aydan sonra gebelerde kansızlık meydana gelmektedir.
Aşırı kansızlığı olan kişilerde kan haplarına gebeliğin erken dönemlerinde başlanabilir. Ama gebelerde ilk üç ay sıklıkla bulantı ve kusma olduğundan ve demir ilaçları bulantıyı arttırdığından 3. ayın sonundan itibaren başlanılmalıdır.
Gebelikte demir eksikliği halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, çarpıntı e uykuya meyil yapmaktadır. Ayrıca erken doğum, gelişme geriliği ve düşük gibi durumlara neden olabilmektedir. Kansızlık olan hastaların lohusalık dönemleri de zor geçer.
Demir ilaçları süt ile beraber alınmamalıdır. Süt demir emilimini azaltmaktadır.
C VİTAMİNİ: Vücudun direncinin artmasında, büyüme ve gelişmesinde, demirin bağırsaklardan emilmesinde ve metabolizmadaki birçok işlevde görev almaktadır.
C vitamini ihtiyacı gebelerde artar, ama düzenli beslenen gebelerde eksiklik olmamakta ve dışardan ilaç şeklinde alınması gerekmemektedir. C vitamini portakal, limon, biber, domates, çilek, greyfurt, karnabahar, lahana, gibi birçok sebze ve meyvede bulunur. C vitamini vücutta depolanmadığı için her gün alınmalıdır.
Uzun süre saklanan ve pişirilen yemeklerde C vitamini azalır. Besinleri tazeyken tüketmeli, sebzeler iyi yıkanmış olarak çiğ yada az haşlanmış olarak tüketilmelidir.
LİFLİ GIDALAR: Gebelikte sık rastlanan kabızlık ve bağırsak tembelliğinin önlenmesinde yararlı olacaktır. Tüm sebze ve meyveler lif açısından zengindir. Kepekli ekmekte lif içermektedir. Ama kepekli ekmek bazı besin maddelerinin emilimini azalttığı için çok tüketilmesi önerilmemektedir. Lifli gıdalar en çok kepekli ekmek, yulaf ezmesi, barbunya, kuru üzüm, bezelye, pırasa esmer pirinç, kuruyemişlerde vs. bolca bulunmaktadır.
FOLİK ASİT: Bebeğin sinir sisteminin gelişmesinde önemli rol aldığından özellikle gebeliğin ilk haftalarından itibaren folik asit alınması önemlidir. Vücutta fazla depolanmadığı ve gebelik boyunca normalden fazla gerek duyulduğu için her gün alınmalıdır. Taze yeşil sebzeler, ıspanak, yer fıstığı, fındık, karnabahar ve kepekli ekmekte bol bulunur.
Doğal beslenmeyle folik asit yeterli alınamayabileceğinden ilaç olarak alınması gerekmektedir. Gebelik düşünüldüğü andan itibaren( ideali gebe kalmadan 2 ay önce ) folik asit alınmasına başlamak gerekmektedir. Folik asit eksikliğine bağlı olarak bebeklerde nöral tüp defektleri denilen beyin omurilik anomalileri görülmektedir. Ayrıca folik asit eksikliğinin gebelik zehirlemesi riskini arttırdığı bilinmektedir.