Güncelleme Tarihi:
Bebeği büyütüp besleyecek organ olan uterus (rahim) aslında tamamen kaslardan oluşmuştur. Regl dönemlerinde kasılarak adet kanını dışarı atar ve ağrılar da bundan dolayı oluşur. Gebelik döneminde bu kasılmaların olmaması ve rahmin gevşek kalması için plasenta (bebeğin eşi) yeni hormonlar salgılar. Bu hormonlardan başlıcası olan progesteron hormonudur. Gebelikte meydana gelen duygusal dalgalanmaların nedeni progesteron hormonudur; ani sevinç, ağlama sıklığı, neşe, öfke patlamasında artış görülür. Ağlama atakları, uyku hali, yorgunluk hali de görülebilir.
Hormonların tüm kaslarda yumuşama ve gevşeme yapması nedeni ile bel ve sırt ağrıları, mide ve barsak boşalmasının uzamasına bağlı gaz ve kabızlık ve benzeri problemlerde artacaktır. Bunların olması aslında gebeliğinizin yolunda gittiğinin belirtisidir. Gebelik öncesi henüz büyümemiş ve pelvik bölgede olan rahiminiz büyüyecek ve bu büyüme etkisi ile üzerindeki periton zarı da gerilecektir. Bu nedenle ve barsak hareketlerinizin değişmesi ile de gebelik başından itibaren ara ara kasık ağrıları hissetmeniz de normaldir.
Genel kural olarak tüm gebelik boyunca bol sıvı alıp yatak istirahatı ile geçen ağrıları çok önemsememek gerekir. Ancak sıvı alıp dinlenmenize rağmen sebat eden şikayetlerde mutlaka hekiminiz ile görüşmeniz gerekmektedir.
Gebeliğin olmazsa olmazı bulantı ve kusmalar da çoğu hamilelikte görülür.
Gebeliğin erken döneminde bazen leke tarzı kanamalar olabilmektedir. Bunlar genellikle bebeğin yerleşme kanamalarıdır ve çoğu önemsizdir. Ancak kanama devam ederse hekiminiz ile görüşmeniz gerekmektedir.
Büyüyen rahim ve bebeğin, besin ve oksijen ihtiyacını da anne karşılamaktadır. Bu nedenle annenin vücudunda kan ve sıvı miktarı artacaktır. Bu nedenle kalp daha fazla çalışacak ve çarpıntılar olacaktır. Ara ara olan çarpıntı ve nefes darlıkları da gebelikte normaldir. Özellikle ayaklarınızda oluşacak ödemin de nedeni bu sıvı artışıdır. Ancak yüzde ve ellerde artmış ödem, preeklampsi dediğimiz hastalığın bir işareti olabileceğinden dikkatli olmak gerekir. Gebelik süresince tansiyon ölçümü çok önemlidir. Ancak gebeliğin yaklaşık 26. haftasına kadar tansiyon düşme eğiliminde iken sonrasında yükselebilir. Bu durum bazı gebelerde zaten benim tansiyonum düşük algısı yaratmakta ve tansiyon takibini bırakmaktadır. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Gebelik boyunca tansiyon takibi yapmak son derece önemlidir.
Değişen damarlanma nedeni ile ara ara burun ve diş eti kanamaları da olabilmektedir. Cilt değişiklikleri de gebelikte rahatsızlık yaratan durumlardandır. Ciltte koyulaşma ve kaşıntılar artacaktır. Bazı gebelerde yüzde, karında, kasık bölgesinde sırtta ve kollarda kıllanma artışı olabilir. Bu durum da genellikle gebelik sonrasında gerilemektedir.
Bu değişikliklerin bilinmesi gebenin bu tip sorunları daha sakin karşılamasına ve psikolojisinin daha düzgün olmasına neden olacaktır.