Güncelleme Tarihi:
62 araştırmanın analiz sonuçlarına göre, gebelik diyabeti tanısı alan 4 kadından birinde depresyon görülüyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın ise "Bu durum tedavi edilmezse doğacak çocuk ilerki yaşamında depresyona meyilli ve içine kapanık olabilir" dedi.
Gebelik sırasında depresyona yakalanma riski tıp dünyası tarafından araştırılıyor. İngiltere kökenli Diabetic Medicine dergisinde yayınlanan yeni bir makale, gebelik diyabeti ve depresyon ilişkisini ortaya koydu. Bu makale gebelik diyabeti olan kadınlarda depresyon riskinin 2 kat daha fazla olduğunu gösterdi. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, yapılan 62 araştırmanın analiz sonuçlarına dayanarak elde edilen çalışmanın sonucuna göre gebelik diyabeti tanısı alan her 4 kadından birinde depresyon bulunduğunu söyledi.
Diyabet ve depresyon arasındaki ilişkinin uzun zamandır birçok araştırmaya konu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hasan Aydın, “Toplumda en yaygın görülen diyabet olan tip 2 diyabetin depresyona neden olduğu biliniyordu. Bununla birlikte gebelik diyabeti alan kadınlarda da doğum sonrası daha fazla depresyona rastlandığını çalışmalar göstermişti. Ancak gebelik sırasında depresyona yakalanma riski açısından yeterli bilgi bulunmuyor. Yapılan bu meta analiz çalışması gebelik diyabeti tanısı alan her 4 kadından birinde depresyon görüldüğünü ortaya koydu. Gebelik diyabeti olan kadınlarda tanı konduğu anda depresyon riski 2.08 kat artıyor. Bu sonuç, 'Acaba bu kadınlarda depresyon mu diyabet gelişimini tetikliyor' sorusunu akla getirdi. Ancak bu soruyla ilgili çalışmalar sürdürülüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Gebelikte depresyonun önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Aydın, "Gebelikte depresyona maruz kalmış annelerin çocuklarına baktığımızda bunlarda gelişim geriliği gözlemleniyor. Bebekler küçük bebek olarak dünyaya geliyor. Bununla birlikte bunların doğum sonrasında depresyona meyilli içine kapanık çocuklar oldukları görülüyor. Uzun dönem takiplerde bu çocukların suça eğilim ve bağımlılık oranlarının yüksek olduğu biliniyor. Dolayısıyla depresyon gebeliğin parçası olarak görülmemeli tespit edilerek tedavi edilmeli” diye konuştu.
İlk defa gebelikte ortaya çıkan şeker yüksekliği olarak tanımlanan gebelik diyabeti hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Aydın şöyle devam etti:
“Gebelik diyabeti, hem dünyada hem de ülkemizde yaygın olarak görülen ve sıklığı giderek artan bir sorun. Bu konuda gerçekleştirdiğimiz bir çalışmada Türkiye’de her 7 gebeden birinde gebelik şekeri tespit edildi. Hastalığın gelişimine neyin neden olduğu tam olarak bilinmiyor. Ailevi ve genetik faktörler, gebelik öncesi veya gebelikte alınan fazla kilo, hareketsiz yaşam, gebelik öncesinde şeker bozuklukları, polikistik over sendromu, daha önceki gebeliklerde 4 kg’dan fazla bebek doğurma öyküsü gibi bazı risk faktörlerinin hastalık gelişiminde rol oynadığı biliyor. Bu çalışma depresyonun da yeni bir risk faktörü olarak hastalık gelişiminde rolü olabileceğini göstermektedir.”
Gebelik diyabetinin varlığının hem anne hem fetüs hem de yeni doğan bebek için önemli bir risk faktörü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hasan Aydın, “Bu durum, annede gebelik sırasında tansiyon yüksekliği ve preeklampsi gelişimine neden olabileceği gibi, fetüste sakat doğum, erken doğum, ölü doğum, plasental problemler gibi riskleri doğurmaktadır. Yeni doğan bebeklerde ise solunum problemleri, hipoglisemi (şeker düşüklüğü), 4 kilogramın üzerinde doğum gibi sorunlara yol açmaktadır. Ancak gebelik döneminde şeker yükleme testi ile zamanında tanı konup, tedavi uygun şekilde yapılırsa tüm bu sorunla minimuma indirilebilir.”
DHA