Güncelleme Tarihi:
Duygusal, zihinsel ve bedensel bütünlükten oluşan mekanizmamızın uyum içinde çalışmasını bozan stres, gebe kalma olasılığını da olumsuz etkiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Duman, stresin bu etkisi üzerine açıklamalarda bulunuyor.
Sorunlar Sadece Fiziksel Kaynaklı Değil
İnfertil çiftlerin (1 yıllık düzenli, korunmasız ilişkiye rağmen gebelik olmaması) yüzde 15’inde yapılan araştırmalara rağmen gebelik olmaması nedeninin bulunamadığına dikkat çeken Duman, şöyle devam ediyor:
“İnsanı sadece maddi bedenden ibaret görüp araştırmalarımızı tedavi planlarımızı sadece maddi beden üzerinden yaptığımız sürece de bu çiftlerin infertilite nedenlerini bilemeyeceğiz.
Oysa insan sadece maddeden ibaret değil ki! İnsanın zihni, ruhu, kalbi, istekleri, arzuları ve bilinçaltı programında bir yığın duygu birikimleri var. Eğer kadının bilinçaltında çocuk sahibi olmasını engelleyecek bir duygu birikimi varsa siz bedenle istediğiniz kadar uğraşın, gebelik elde etmeniz zorlaşacak. Veya tüm uğraşlara rağmen gebe kalamayan kadının duygu durumu gebeliğe uygun hale geldiğinde sürpriz bir şekilde gebelik meydana gelecek.”
Sosyal Baskı Stresi Tetikliyor
Toplumun oluşturduğu baskıya da vurgu yapan Duman, şunları kaydediyor: “Toplumumuzda daha evliliğin başında, hatta bazen genç kızlık döneminde ‘Acaba çocuğum olacak mı?’ sorusu zihinleri meşgul edip duyguları yormaktadır. Hele de 1–2 yılı bulmuşsa öncelikle ailenin büyükleri torun sevme telaşına girerler ‘Ölmeden bir torun göreydim, ne zaman hala olacağım?’ cümleleriyle çifti baskı altına almaya başlarlar. İş arkadaşları sormaya ve akıl vermeye başlar. Çok erken dönemde gereksiz bir yığın tahliller yapılırken, her tahlil sonucu gerginlikle beklenir.
Her doktor dönüşü çift ‘suç kimdeymiş’ gibi garip soruların altında ezilmeye başlar. Bu eziklikle bir süre sonra çocuklu ailelerle görüşmemeye başlar gebe kadın görmeye tahammül edemez kadın. Oğluyla maça giden, bayram sabahı oğlunu nasılda namaza götürdüğünü anlatan babaların hikayesini duymak istemez erkek.
Hal böyle olunca beklide sadece zamanı gelmediği için işlemeyen gebelik programı bozulmaya başlar. Gebelik programını bozan stres virüsünü temizlemedikçe gebelik başarı oranı azalacaktır. Her bireyde bilinçaltından bedene ve duygulara tesir eden virüsler farklıdır. Hırsla ve telaşla gebelik isteği (ki bununda geçmişe ait nedenleri olabilir) çevrenin getirdiği gerginlikler gibi yakın dönemde alınmış virüsler kolaylıkla programdan temizlenebilir.”
Cevaplar Bilinçaltında!
İnfertilite nedeninin bilinçaltında aranmasıyla ortaya çıkan sonuçların çok çeşitli olabileceğini söyleyen Duman, şöyle devam ediyor:
Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, cinsel kimlik sorunları, aile içi iletişimdeki sorunlar, kişinin çocukluğuna ait anılarının olmaması, değersizlik inancıyla ortaya çıkan ben iyi bir anne olamam düşünceleri, anne ( baba) olmayı hak etmiyorum düşüncesiyle kendimizi cezalandırma gibi örnekler çıkıyor karşımıza. O halde hastalık dediğimiz vücuttaki her program işleyişinin bozulmasında düzeltmeyi sadece maddi beden üzerinden yapmamız yeterli olmadığı gibi infertilite tedavilerinde, özellikle tüp bebek uygulamasında çiftin ruhsal boyutuyla da ilgilenmeyi öncelikli sıraya almalıyız. İşin ruhi boyutundaki sorunlar özellikle geçmiş yıllara dayanıyorsa sorunu ortaya çıkarmak ve çözmek noktasında hipnoterapi ve E.F.T teknikleriyle hızlı ve kalıcı çözümlere ulaşmak mümkün olabiliyor.”