Güncelleme Tarihi:
Hormonlu gıdalar, fast foodlar, işlenmiş ya da katkılı gıdalar derken hayatımıza giren ve gerek kendimizin gerekse ailemizin, özellikle de çocuklarımızın beslenmesinde bizleri korkutan yeni bir kavram, GDO’lu ürünler girdi hayatımıza…
Bağımsız araştırmalar GDO’lu tohumların antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji gösterdiği, uzun süreli hayvan deneylerinde organ hasarı, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, kısırlık, ölü doğum oranında artış, gelecek nesillerde boy ve tartı eksikliğine yol açtığını ortaya koymuştur.
Günümüzün anneleri doğal yollarla yetiştirilmiş ya da organik ürün kullanma konusunda bilinçli, bilinçli olmasına da çocuklar bu ürünleri tüketip kendilerine sakıncalı olabilecek diğer besinlerden kaçınma konusunda anneleri kadar hassas olmayabiliyor. Açıkta üretilen ya da satılan besinler, etiketsiz ürünler, içeriği belli olmayan paketlenmiş gıdalar anneleri kendinden uzak tutarken, çocuklara bir o kadar cazip gelebiliyor.
GDO’lu Ürünü Anlamak Zor
Dış görünüşünden bir ürünün GDO’lu olduğunu anlamak mümkün değil. Bunun için laboratuar analizi yapmak gerekli. Tüketicinin bu anlamda alışveriş yaparken kendini koruması mümkün değil. Eğer korumadan söz etmek gerekiyorsa bu, tüketicinin TBMM’de görüşülen biogüvenlik yasa tasarısının doğru bir şekilde çıkarılmasını sağlamak amacıyla girişimlerde bulunmaları olacaktır.
Antibiyotiğe Karşı Direnç
Canlılarda gen aktarımının başarılı olup olmadığının tespiti amacıyla antibiyotik direnç genleri kullanılıyor. Bu genler özellikle insan sindirim sistemindeki bakteriler tarafından bünyelerine kolayca alınabilmekte. Bu da insanda antibiyotik direnci oluşturuyor. Bugün GDO’ların anavatanı ABD’de her yıl on binlerce kişi antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybediyor.
Anne Sütünde Zirai İlaç
Anne sütü bir bebeğe verilebilecek en temiz gıdadır. Türkiye’de yapılan resmi araştırmalarda anne sütü analiz edilmiş. Anne sütündeki zirai ilaç oranı yüzde 37.7. Bu inanılmaz bir olay. Denetimsiz zirai ilaç kullanımının yanı sıra meyve- sebzeler tezgahta güzel gözüksün, albenili olsun diye mumla parlatılıyor. Tüm bunlar suyla yıkandığında çıkmayan maddeler. Bu meyve ve sebzeleri temizlemek için özel bazı maddeler var. Suyun içine bu maddeleri koyup meyve ve sebzeleri beklettiğinizde bu oranı düşürebiliyorsunuz. Ama yine yüzde 20’sini eksiltebiliyorsunuz. Yüzde 13-15’i içeride kalıyor.
Meyve ve Sebzeleri Alırken Dikkat!
* Organik ve doğal ürünler tercih edilmeli. Organik tarım disipline edilmiş, yani insan sağlığına zarar vermeden, her kimyasalın uygun ölçülerde kullanıldığı bir tarımdır. Alırken organik olmasına dikkat etmek gerekir.
* Yaz meyve ve sebzeleri yazın, kış meyve ve sebzeleri kışın tüketilmeli.
* Mümkün olduğu kadar naylonla ya da plastikle buzdolabına koymamak gerekir. Buzdolabına konan sebze ve meyveleri naylon ya da plastik kaplara koymak yerine kağıt paketlerde korumalı.
* Buzdolaplarındaki meyveliklerin altına karton koyulunca tazeliğini koruyor.
* Sebze ve meyveyi alırken az alıp çabuk tüketilmeli.
Dr. Gökhan Günaydın