Diyetisyen Neslihan Aktepe, bu mücizevi bitkinin faydalarını anlatıyor. Zerdeçal, zencefil ile aynı aileden gelen bir bitkidir. Asya’nın güneyinde tropikal iklimlerde yetişir ve Hint safranı olarak da bilinir. Hepimizin iyi bildiği körinin bileşimde yer alan, ona baskın sarı rengini veren, doğadaki en güçlü anti-oksidanlardan olan curcumin maddesi, zerdeçalın köküne aittir. Diyabet tedavisinin desteklenmesinde sıklıkla kullanılır. Yani obezitenin önlenmesinde ve tedavisinde yardımcıdır. Antibakteriyeldir. Antioksidan ve antikanserojen özelliği vardır. Katarakt oluşumunu önlemede yardımcı olur. Kanın pıhtılaşmasını ve arterlerde plak oluşumunu engeller. Kalp-damar ve dolaşım sistemi (Kardiyovasküler sistemi korur. Hücrelerin hasar görmesini engeller. Dejeneratif hastalıklara karşı beyni güçlendirme özelliği vardır. Alerjilere iyi gelir. Astımı önlemede etkilidir. Alzheimer ve depresyon tedavisinde destek sağlar. Kemik ve diz ağrılarını hafifletir. Sinir sistemini korur. Sindirim sistemine yardımcıdır. İdrarı söktürür. Karaciğeri korur. Toksinleri vücuttan atar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Zerdeçal ve karabiber birlikte kullanıldığında sinerjik etkileri ortaya çıkmaktadır. Zerdeçal + kişniş + kimyon üçlüsünü karıştırarak kullanmak TUZ kullanımınızı azaltmanıza yardımcı olur. Zerdeçalı toz olarak sulu et ve sebze yemeklerine, çorbalara, pilava, omlete ve salatalara ekleyebilirsiniz.