Güncelleme Tarihi:
Ketojenik diyet, vücudun yağ yakımını hızlandırmak amacıyla karbonhidrat alımını sınırlayan, yüksek yağlı ve düşük karbonhidratlı bir beslenme şekli olarak tanımlanıyor. Bu diyette, normalde enerji kaynağı olarak kullanılan glikoz yerine vücut yağlarının yakılarak enerji elde edilmesi amaçlanıyor.
Bu sürece ‘ketozis’ adı veriliyor. Son yıllarda ketojenik diyetin popülerliği, kilo kaybı, kan şekeri ve insülin seviyelerinin kontrolü, enerji seviyelerinde artış ve zihinsel konsantrasyon gibi birçok potansiyel faydası üzerine dayanıyor.
Ancak, ketojenik diyete ilişkin olumsuz etkileri konusundaki tartışmalar da devam ediyor. Bazı araştırmalar, kilo kaybı, kan şekeri kontrolü ve enerji seviyelerindeki potansiyel artışları desteklerken, diğerleri bu diyetin kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini öne sürüyor.
Bazı uzmanlar ise ketojenik diyetin birçok besin gruplarının tüketimini sınırlayarak dengesiz bir beslenme modeline neden olabileceğini belirtiyor.
Son olarak, Science Advances dergisinde yayımlanan bir araştırma, ketojenik diyetin sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine dair yeni kanıtlar sunuyor. Araştırmacılar, altı fareyi üç hafta boyunca ketojenik diyetle besleyerek bu etkileri incelediler.
Hayvanların aldığı kalorinin en az yüzde 90'ı yağdan, yaklaşık yüzde 1'i de karbonhidratlardan geliyordu. Kontrol grubundaki farelerse kalorinin yaklaşık yüzde 17'sini yağlardan, yüzde 58 kadarını da karbonhidratlardan aldıkları standart bir diyetle beslendi.
Daha sonra farelerin organlarından alınan örnekleri analiz eden araştırmacılar, ketojenik diyetle beslenenlerin özellikle kalp ve böbreğinde ciddi derece aşlı hücre gözlemledi. Hücre yaşlanmasında işlevini yerine getiremeyecek hale gelen hücreler, ölmek yerine zombi benzeri bir duruma geçti.
Bu hücrelerin sayısı yaşla birlikte artarken, yeni araştırma uzun süreli ketojenik diyetin doku ve organ yaşlanmasını hızlandırabileceğine işaret ediyor.
Araştırmanın yazarlarından David Gius ise New Scientist’e yaptığı açıklamada bu sonuçların ketojenik diyetin nasıl uygulanması gerektiğine dair önemli klinik bilgiler içerdiğinin dikkat çekti.
Gius, “Hücresel yaşlanma organ hastalıklarının patolojisinde rol oynadığından, sonuçlarımız ketojenik diyetin nasıl uygulanacağını anlama açısından önemli klinik sonuçlar içeriyor. Ketojenik diyet büyük bir ihtimalle iyi bir şey ama herkese göre olmadığı artık çok açık. Daha da önemlisi sürekli olarak uygulanmamalı mutlaka ara verilmeli” ifadelerini kullandı.
ABD’de kardiyoloji alanındaki güncel araştırmaları ve sorunları ele alan bir akademik dergi olan Current Problems in Cardiology’de mart ayında yayımlanan bir çalışma da ketojenik diyetin yüksek yağ ve düşük karbonhidrat içeren gıdalara odaklanmasının potansiyel riskleri vurgulandı.
Joanna Popiolek-Kalisz tarafından kaleme alınan makalede, ketojenik diyetin bazı parametrelerinin sorgulandığı üzerinde duruluyor.
Özellikle, birçok kişinin (diğer diyet değişikliklerinde olduğu gibi) hızlı kilo kaybı yaşamasına rağmen, bu kaybın çoğunlukla sadece su kaybından kaynaklandığı ve gerçek anlamda sağlıklı değişikliklerin olmadığı vurgulanıyor. Popiolek-Kalisz, “Ketojenik diyetin sağlıklı bir diyet standardını karşılamadığını” belirtiyor.