Hapşırık, öksürük, burun akıntısı... Hepsinin 'mucize' çözümü bir kaşık bal olabilir mi?
Güncelleme Tarihi:
Mevsimsel alerjilerden yaka silken ve doğal çareler arayanların ilk tercihlerinden biri bal. Peki balın gerçekten böyle bir etkisi var mı?
Mevsimsel alerjiler birçok kişiye bahar aylarını zehrediyor. Öksürük, hapşırık, burun akıntısı derken alerjiler nedeniyle rahat bir nefes almak oldukça zorlaşıyor. Bu nedenle alerji sorunu yaşayanlar doğal çözümler peşinde koşuyor. Bu süreçte öne çıkan doğal ilaçlardan biri de bal.
Arı kolonilerinin kendilerini beslemek için ürettikleri bal, binlerce yıldır insanlığın beslenmesinin de bir parçası. Antik çağlarda birçok kültürde balın yaraları iyileştirmek gibi "sihirli" güçleri olduğuna inanılırdı. Günümüzde de boğaz ağrısı denince ilk akla gelen çözümlerden biri bal oluyor.
BAKMADAN GEÇME!
İnsanların bala ilaç gözüyle bakmasının başka sebepler de var. Örneğin kaynağı doğal flora olduğu için balın bağışıklık sistemini alerjilere karşı güçlendirebileceğine inanılıyor.
Ancak balın vücudun alerjilere ve diğer bağışıklık hastalıklarına karşı savunmasını güçlendirmekteki rolü halen çok net değil.
Weill Cornell Tıp Okulu'nda pediatrik alerji uzmanı ve immünolog olan Dr. Priya Katari, National Geographic'e yaptığı açıklamada, "Kişinin yaşadığı bölgede üretilmiş balların mevsimsel alerjilere karşı yardımcı olabileceğine dair çok fazla delil yok. Eldeki deliller de bu iddiaları desteklemiyor" dedi.
BAKMADAN GEÇME!
Balın mevsimsel alerjilere karşı kalkan olabileceği fikrinin ardında, muhtemelen immünoterapinin temel düsturu yatıyor: Çok küçük miktarlarda alerjen maddeye uzun bir süre boyunca maruz kalmak, bağışıklık sisteminin bu maddeyi tolere etmesine yardımcı oluyor.
Dolayısıyla teoride alerjilerden kurtulmak için bal tüketmek mantıklı görünüyor. Ancak maalesef mevsimsel alerjilere yol açan polenler rüzgârla taşınan ağaç, çim ya da buğday polenleri. Arıların bal yapmak için kullandıkları polenlerin kaynağı ise parlak renkli çiçekler. Bu polenlerin havada dolaşan alerjenlere katkısı yok denecek kadar az.
BAKMADAN GEÇME!
Dr. Katari, bu ayrım nedeniyle yakın çevrede üretilmiş ballarda bulunan polenlerin, alerjiye karşı direnci artırmakta rol oynamasının olası olmadığını belirtti.
Bilim insanlarının ortak görüşü, balın alerjik reaksiyonlarla mücadele ettiği iddiasını kesin bir biçimde ortaya koymaya yetecek kadar araştırma yapılmadığı yönünde. Dahası balın böyle bir faydası olsa dahi ne kadar tüketilmesi gerektiği de belli değil. Zira bir porsiyon baldaki polen miktarı, değişiklik gösteriyor. Bir başka deyişle bal alerjilere karşı faydalı olsa dahi markette satılan şişelenmiş ballar, sizin yaşadığınız yerdeki alerjen profilini yansıtmıyor olabilir.
BAKMADAN GEÇME!
Dolayısıyla uzmanlar alerji sorunu çekenlerin reçetesiz satılan ya da doktorlarının reçete ettiği ilaçlara başvurmasının daha doğru olduğu görüşünde.
Dr. Katari, "İnsanlar hastalıklara doğal çareler bulmayı gerçekten çok istiyor ama keşke alerjilere karşı reçete ettiğimiz ilaçların çocuklar dahil genel olarak çok güvenli olduğunu ve yan etki yaratmadığını bilseler. Bazı doğal çözümler, bizim reçete ettiğimiz ilaçlardan daha tehlikeli ve daha az etkili olabilir" dedi.
BAKMADAN GEÇME!
Dr. Katari, 1 yaşından küçük bebeklere bal yedirilmemesi gerektiğini çünkü balda çocuklarda kas zayıflığından solunum güçlüğüne birçok belirtisi olan botulizmle sonuçlanabilen Clostridium bakterisi bulunabileceğini belirtti. Dr. Katari, gingko ve zerdeçal gibi doğal takviyelerin de kanama riskini artırabileceğini söyledi.