Güncelleme Tarihi:
Folat, besinlerde B9 vitaminin doğal olarak bulunan şeklidir. Folik asit ise sentetik olarak üretilen folat türevidir. Bu vitamin çeşitli gıdaların içeriğinde doğal olarak bulunur. İç Hastalıkları Uzmanı Rıfat Bozkuş, konuyla ilgili detaylı bilgiler verdi.
Anne karnında bebeğin gelişimi için çok önemli bir vitamin olup; Erken doğum veya doğumsal anomali gelişimi riskini azaltıcı etki gösterir. Düşük ve nöral tüp defektlerine karşı korunmak için hamilelik sırasında yeterince folik asit alınması önerilmektedir. Düşük folat düzeyinin, artan depresyon riski ve antidepresan tedavisine yanıtın zayıflığıyla ilişkili olabileceği gösterilmiştir.
Kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Folik asit takviyelerinin çeşitli kalp rahatsızlıkları ile ilişkili olan homosistein seviyesinin düşürülmesine katkıda bulunduğu görülmüştür. Homosistein seviyelerindeki artış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğundan, bazı araştırmacılar folik asit ve B12'nin kardiyovasküler hastalık riskini azalttabileceğini öngörmektedir.
Bazı kişiler planlı olmayan gebeliğinin farkında olmayabileceği için üreme çağında bulunan ve gebelik istemi olan kadınların folik asit desteği alması yada folat düzeylerini tetkik ettirererek gerekirse takviye almaları önerilir.
İstemli ve planlanmış gebeliklerde bazen istenilen folat düzeyine ulaşmak 5-6 aylık bir süreyi bulacağı için anne ve baba adaylarının bu hususta bilinçlendirilmesi gerekir.
Folik asit vücudun birçok farklı fonksiyonunda görev almaktadır. Hücre bölünmesi ve gelişiminde önemli görevler üstlenen folik asit, özellikle kırmızı kan hücrelerinin olgunlaşmasında da kilit rol oynar.
Folik asit eksikliği, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda "makrositik megaloblastik anemi" olarak bilinen bir kansızlık durumunun gelişmesine neden olabilir. İnsanlar ve diğer hayvanlar folik asit sentezleme yeteneğine sahip değillerdir. Vücutları için gerekli folik asiti gıdalar ve ihtiyaç durumunda takviye ürünler vasıtasıyla almak zorundadırlar.
Folik asit eksikliği ile birlikte kırmızı kan hücrelerinin yapımı sekteye uğrayarak kansızlık ortaya çıkar. Kansızlık olması durumunda özellikle gebelikte bebeğin yetersiz oksijen alması bebeğe zarar verebilmektedir. Ayrıca anemiye bağlı olarak nefes darlığı, baş dönmesi, solgun görüntü, çabuk yorulma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Folik asit eksikliği belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, uyuşukluk gibi genel belirtilerin yanında; mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, kilo kaybı gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları, depresyon, zihinsel karışıklık, hafıza sorunları, anlama ve karar verme problemleri gibi psikolojik sorunlar; batma, yanma, karıncalanma gibi nörolojik problemler sayılabilir. Ayrıca büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği. Baş ağrısı, baş dönmesi, nefes almada zorlanma, solukluk ve kaslarda güçsüzlük belirtilerde görülebilmektedir.
Daha nadir olarak çarpıntı ve nefes darlığı, kalpte üfürüm, yutma esnasında ağrı, ciltte kızarıklık ve pullanma, dilde hassasiyet, ağızda yaralar ve çatlaklar görülebilmektedir.
Yetişkinlerde sağlıklı bir yaşam için günlük 400 mcg folik asit alınması gereklidir. Günlük öğünlerle bu ihtiyaç karşılanmaktadır. Ancak gebelik veya emilim bozukluğu gibi durumlarda takviye alınması gerekebilir.
Baklagiller: Baklagiller folik asit açısından oldukça zengindir. Özellikle mercimek, barbunya, fasulye, bezelye tercih edilebilir.
Yeşil yapraklı sebzeler: Folik asit kelime kökeni olarak Latince folium yani yaprak kelimesinden türetilmiştir. Bunun sebebi yeşil yapraklı sebzelerde folik asidin bol bulunmasıdır. Özellikle ıspanak, lahana, roka, karalahana, nane, maydanoz, marul gibi sebzelerde bol miktarda bulunmaktadır.
Kuşkonmaz, turunçgiller, brokoli, avokado, fındık, karaciğer ve böbrek, pancar, yumurta,ay çekirdeği, muz, çilek, kereviz, tahin, ceviz, buğday, papaya, Brüksel lahanası, soya fasulyesi, bamya, domates suyu, bal kabağı gibi bir çok besin folik asit için zengin kaynaklardır.
Folik asit eksikliğinin tedavisi için öncelikle altta yatan bir emilim bozukluğu olup olmadığı saptanmalıdır. Eğer böyle bir durum varsa altta yatan hastalık tedavi edilmeli ve folik asit takviyesi yapılmalıdır.
Alım yetersizliğine bağlı folik asit eksikliği varsa folik asit takviyesi yapılarak eksiklik giderilmeye çalışılır. Bu takviyeler tablet veya kapsül formunda, enjeksiyon şeklinde yapılabilir. Genellikle ağız yoluyla alınması önerilir.
Çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler için folik asit çok fazla önem taşıdığı için kan tetkikleri ile folik asit düzeyine bakılmalı ve takviye alınması önerilmektedir. Folik asit takviyelerinin kullanımı kolay, yen etkileri az olan ilaçlardır. Tedavide başarı oranı yüksektir.