Güncelleme Tarihi:
Araştırmacılar, antioksidan bakımından zengin kızılcığın atardamarlardaki kan akışı üzerindeki etkilerinin sadece iki saat içinde başladığını öne sürüyor. Çalışma kapsamında günde 100 gram ekşi meyve tüketen erkekler, bir ay sonra kalp fonksiyonlarında önemli iyileşme belirtileri görmeye başladı.
Daha önceki çalışmalar kızılcığın idrar yolu enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olabileceğini ve diş eti hastalığı, mide ülseri ve kanser riskini azaltabileceğini göstermişti. İltihabı önleyip ve hücreleri hasardan koruyarak kalbi sağlıklı tuttuğu ise uzun süredir şüpheli bir şekilde tartışılıyordu. Doktorlar, genellikle şeker yüklü olan kızılcık suyunu tüketmek yerine çiğ veya harmanlanmış olarak tüketilmesini öneriyor.
Çalışmaya katılan Surrey Üniversitesi'nden kardiyovasküler uzmanı Profesör Christian Heiss şunları söyledi:"Bulgularımız, kızılcığın düşük kardiyovasküler riski olan kişilerde bile kalp damar sağlığını önemli ölçüde etkileyebileceğine dair sağlam kanıtlar sağlıyor. Bu çalışma ayrıca kızılcık tüketiminden sonra kanda bulunan spesifik metabolitlerin yararlı etkilerle ilişkili olduğunu gösteriyor.”
Kalp damar sağlığındaki bu iyileşmelerin her gün makul bir şekilde tüketilebilecek miktarda kızılcık ile görülmesi, bu meyveyi genel kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde önemli bir unsur haline getiriyor. Ancak bağlantıları kanıtlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut bu meyvenin neredeyse bütün vitaminleri içerdiğini, C vitaminini bol miktarda bulundurduğunu, mineral açısından zengin ve doğal bir antioksidan bir meyve olduğunu söylüyor ve kalp damar sağlığına etkileri hakkında şu noktaların altını çiziyor:
“Kızılcık içerdiği polifenol ve flavonoidler ile damar sertliğine karşı savaşır. Kızılcığın damar sertliğine karşı koruyucu etkisi bilimsel olarak gösterilmiştir. Damar yapısını koruyan nitrik oksit miktarını artırır ve kolesterol dengesine olumlu yönde etki yapar.”
Kızılcığın insülin direncini düzeltici etkisinin olduğunu, vücuttaki iltihabi olayları baskılayarak damar sertliği gelişimini yavaşlattığını da vurgulayan Karabulut, bu gruptaki meyvelerin etkisinin kısa sürede başladığını ve ne kadar uzun süre kullanılırsa, yararın o kadar fazla olacağını sözlerine ekliyor.
Vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren kızılcığın kanser hastalarında da faydalı etkileri olduğunun bilindiğini sözlerine ekleyen Karabulut, kızılcık meyvesinin doğrudan tüketilebileceğini ama en sık tüketme yönteminin komposto şeklinde olduğunu, özellikle çiğ meyveden yapılan kızılcık şerbetinin kanı sulandırdığını belirtiyor. r.
Karabulut diğer mevsimlerde de kurutulmuş kızılcık ile şerbet ya da çay yapılabileceğini, bu ürünleri diyabet hastalarının da rahatlıkla tüketebileceğini ancak komposto ve marmelata kesinlikle şeker eklenmemesi gerektiğini vurguluyo
Peki kızılcığın kalp sağlığına etkileri dışında ne gibi faydaları bulunuyor? Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Berkan Reşorlu, İç Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Ümit Geçkil ve Diyetisyen Gülçin Işık ile bu meyvenin diğer organlarımıza ve sağlığımız üzerine etkilerini konuştuk.
Geçkil, kızılcığın kalp damar sağlığı açısından çok faydalı olduğunu, kanı sulandırıp kan basıncını düşürdüğünü, aynı zamanda iltihap azaltıcı etkisinin olduğunu hatırlatıyor ancak fazla tüketiminde ishal ve mide ağrısı yapabileceği konusunda uyarıyor. Geçkil, doğal bir kan sulandırıcı olan kızılcığın bu etkisi nedeniyle fazla tüketilirse ciltte kanama ve morluklara neden olabileceğini de önemle vurguluyor.
Diyetisyen Gülçin Işık, kızılcık meyvesinin kendisinin de suyunun da oldukça faydalı olduğunu, sadece tadının mayhoşluğunun doğrudan tüketimi zorlaştırdığını, bu yüzden de evde suyunu hazırlayarak tüketebileceğimizi söylüyor.
Bu meyve suyunda şeker yerine bal veya doğal tatlandırıcıların kullanabileceğimizi, şekersiz mayhoş suyunu salataya, çorbaya sos yapabileceğimizi, hatta kimi zaman sirke ve balla karıştırıp etlerin üzerine de sürülebileceğini belirten Işık, tansiyon düşüklüğü, ülser, gastrit gibi problemlere yol açacağı için fazla tüketimden kaçınmamız gerektiğini hatırlatıyor.