Kış aylarını yavaş yavaş geride bıraktığımız şu günlerde, ilkbahar yüzünü yağmurlarla birlikte göstermeye başladı. Tabi sıcaklıkların artmasıyla birlikte manavlarda, pazarlarda değişik sebze ve meyvelerle karşılaşmaya başladık. Peki, bu mevsimde hangi sebzeleri daha fazla tüketmeliyiz? Beslenme ve Fitoterapi Uzmanı Ece Günay Akkuş, şifa kokan sebzelere dikkat çekiyor. Karbonhidrat içeriği yüksek olduğu için özellikle kilo problemi ve şeker problemi olan kişilerin dikkatli tüketmesi gereken bir sebzedir. Bunun yanında tam da bir şifa deposudur. Tüm renkli sebze ve meyveler de olduğu gibi antioksidant içeriği yüksek anti-kanserojen bir besindir. Aynı zamanda demir içeriği yüksek olduğundan özellikle kadınlarda sıklıkla görülen demir eksikliği probleminde tüketilmesi gereken bir besindir. Lif oranı yüksek olduğu için sindirim sistemi rahatsızlıklarında hazmı kolaylaştırır, bağırsakları çalıştırır. Pancar suyu kan basıncını düşürür. Özellikle spor öncesi tüketilen pancar suyu, kişinin aktiviteye dayanıklılığını ve toleransını arttırır. Çevresel strese karşı vücudumuzun bağışıklığını kuvvetlendirir. Vücuda dinçlik ve zindelik getirir. Kanda ve karaciğerde biriken toksik maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırarak vücutta detoks etki gösterir. Minerallerin kraliçesi pırasa: 100 gr pırasa da 83 gr su, 1,5 gr protein, 14 gr karbonhidrat ve eser miktarda yağ bulunur. Vitamin ve mineral bakımından zengin bir sebzedir. VitA, VitB6, folik asit, VitC, VitK, demir ve magnezyum içerir. Pırasa kanserle savaşta etkilidir: Kanserli hücrelerin büyümesini engeller. İçerisinde bulunan flavanoidler sayesinde serbest radikallere karşı vücudun savunma mekanizmasını kuvvetlendirir. Çalışmalar, sarımsak, soğan ve pırasanın kan basıncını düşürücü etkisi olduğunu göstermektedir. Kilo verdiriyor: Zayıflama diyetlerinde en çok tercih edilen sebzelerden birisidir. Kalorisi düşük, lif içeriği yüksek olduğu için uzun süre tokluk hissi verir. Sindirim siteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. İçeriğinde buluna folik asit sayesinde, gebelikte yaşanması mümkün olan erken doğum ve düşük riskine karşı koruyucu etki gösterir. Kuvvetli bir antioksidan olduğu için yaşlanma karşıtı etki gösterir. Karaciğerin daimi dostu enginar: Yumru şeklinde, kalın yaprakları olan vitamin ve mineral deposu bir sebzedir. Özellikle bu mevsimde yaygın olarak kullanılır. Karaciğer de biriken toksik maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Karaciğer problemlerinde iyileşme süresini hızlandırır. İçeriğinde kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor gibi önemli mineralleri barındırır. Kan şekerini dengeler, bağırsakları çalıştırır, zihinsel ve bedensel yorgunluğa iyi gelir. Kuru bakla taze baklaya göre daha besleyicidir. B1, B2, B6 ve K vitaminin yanı sıra magnezyum, potasyum, kalsiyum ve demir içerir. Lif içeriği yüksektir. Belli miktar protein ihtiyacını karşılamak için et tüketmeyen kişilerin fayda görebileceği bir besindir. Bağırsak parazitlerini düşürür, idrar yollarını temizler. Kötü kolesterolü düşürür. Kanın pıhtılaşmasını önler. Kadınlarda regl öncesi tüketildiğinde, adetin kolay gelmesine yardımcı olur. Bakla, böbreklerden taş ve kum dökmeye yardımcıdır. İyi bir folik asit ve K vitamini kaynağıdır. Demir, manganez, bakır, çinko ve kalsiyum içerir. Kemik sağlığının korunmasına yardım eder. Sindirim sistemini çalıştırır, probiyotik etkisi vardır. Kalp ve damar sağlığını korur. Çocuklar için besleyici ve ideal bir besindir, enerji verir, içeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklığı kuvvetlendirir. Bezelye yemeğine eklenen havuç, patates ve soğanda hem lezzetine hem de şifasına şifa katar.