Güncelleme Tarihi:
Boston Çocuk Hastanesi 1869’ da Boston’ın güneyinde kurulmuştu. 2010 yılına geldiğimizde, son 21 yıldır üst üste Amerika’nın çocuk bakımında uzmanlaşmış en iyi kurumu olmayı başardı. Belki de bu yüzden Dr. Richard Ferber, Boston Çocuk Hastanesi dışında hiçbir hastanede çalışmayı düşünmedi. Siz Dr. Ferber’i “Ferber Yöntemi” deyince daha iyi hatırlayacaksınız ancak bilmeyenler için tekrarlayalım.
Dr. Ferber, sadece Boston Çocuk Hastanesi'ndeki “Çocuk Uyku Bozuklukları” bölümünün kurucusu değil. Aynı zamanda medikal çevrelerde ve aileler arasında Ferber Tekniği (Ferber Method) olarak bilinen sistemin de kurucusu.
Süslü bir dille anlatmak gerekirse; Ferber Tekniği için “Bebek eğitimi” demek de mümkün. Bir çeşit bebeğinizin kendi kendini sakinleştirerek, bir yetişkinin müdahalesine gerek kalmadan uyumayı başarabilmesine yardımcı olmak.
Ferber Tekniğini Maddeleyecek Olursak Tavsiye Edilenler Şöyle;
• Duş, masal gibi tekniklerle bebeğinizi uykuya hazırlıyorsunuz.
• Uyku saati gelince bebeğinizi yatağa yatırıp, odadan çıkıyorsunuz.
• Gittikçe aradaki bekleme zamanını açarak belli aralıklarla odaya girip (Bebeğinizi kucağınıza almadan) onu sakinleştiriyor ve tekrar odayı terk ediyorsunuz.
• Her gece bir önceki geceden daha geç odaya girerek kararlılığınızı bebeğinize gösteriyorsunuz. Böylelikle bebeğiniz, “Ne kadar ağlarsam ağlayayım, annem babam yanıma gelmeyecek” diyor ve kendi kendine uyumayı öğreniyor.
Çocuğun ağlamaktan yorgun düşüp sızmasına uyumak diyebiliyorsak, bence Dr. Ferber’in bulduğu yola da yöntem diyebiliriz.
Her fikri savunanlar olduğu gibi karşı çıkanlar da olur. Feber Yöntemine karşı çıkanlar Co-Sleep (Yakın uyuma) metodu denen bir sistemi savunuyorlar. Anne veya baba (Koyun koyuna uyumak bebek boğulmalarına sebep olabileceği için çok sakıncalı ve tavsiye edilmiyor) mümkün olduğunca bebeğine yakın uyuyor.
Bebeğin karyolasını annenin yanına yerleştirmek Co-Sleep’cilerin önerdiği yöntemlerden bir tanesi. Amerikan Pediatri Akademisi bebeklerin anne ve babalarıyla aynı odayı paylaşmasını onaylamasa da Co-Sleep taraftarları aksini düşünüyor. Argümanlarını ise bu şekilde uyuyan bebeklerin, daha az stres hormonu salgıladıklarını ve böylelikle daha sağlıklı büyüdüklerini ispatlayan araştırma sonuçlarıyla destekliyorlar.
Peki Türkiye’de İşler Nasıl Yürüyor?
Ben anne-bebek yazıları yazan blogcuları inceledim. Neredeyse yarı yarıya bir oran söz konusu. Blogcu annelerin yarısı Ferber yöntemini destekliyor, desteklemeyenleri “Türk annesi modeline ters tabi” diyerek alaşağı ediyor ve çocuğunun (Bir blogcunun kendi cümleleriyle) “Kimi zaman 35 dakika boyunca ağlamasına dayanmanın” çok Avrupai bir yaklaşım olduğunun altını çiziyor (Dr. Ferber’in Amerikalı olduğunu hatırlatmama gerek var mı?). Diğer grup bloggerlar ise bebeğin (Henüz bebek olduğu için) ağlamasına göz yummanın anne ve bebek arasındaki güven ilişkisini zedeleyeceği iddiasında ve Ferber Yöntemini kesinlikle tavsiye etmiyorlar.
Benim oğlumda zor uyuyan bir bebekti. Bu yöntem bana önerildiğinde ilk tepkim sorular silsilesiyle öneriyi getireni yıldırmak oldu. Ya karnı ağrıyorsa da ondan ağlıyorsa, ya diş çıkardığı için ağlıyorsa, ya bir sıkıntısı varsa… Ama elbette daha da önemlisi ya sadece minik bebeğim benim kokumu içine çekerek uyumak istiyorsa?
Annesinin güven veren kokusuna doya doya uyumak (Hiçbir sıkıntısı olmasa dahi) bir bebeğin en doğal hakkı değil mi? Tamam, annelerin uyuması, dinlenmesi çok önemli (İnanın bana uyumayan bir bebekle yaşamanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum) ama yine de Ferber Yöntemi bana agresif geliyor.
Elbette bu haberi “Benim ne düşündüğüm” üzerine kurup sözü bağlayacak kadar egomanyak değilim. Bu sebeple Uzman Pedagog Aykut Akova ile görüştüm. Pedagog Akova 0-3 yaş döneminin, bebek ve çocukların özgüvenlerinin gelişiminde çok önemli bir zaman dilimi olduğunun altını çiziyor. “Yalnız bırakılan ve sürekli olarak ağlamasına izin verilen bebek, ihtiyaçlarının karşılanmadığını düşünerek hem anne ve babaya hem de dış çevreye karşı güvensizlik geliştirebilir” diyor.
Sanılanın aksine bu devirde anne-baba olmak çok zor. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes bir şey öneriyor. En iyisi siz herkesi dinleyin ama içgüdülerinizi göz ardı etmeyin. Çünkü hiçbir uzman bebeğinizi sizden iyi anlayamaz.
Hazırlayan: Mehtap Erel