Güncelleme Tarihi:
Fark yaratmak aslında çağımızın ihtiyacı. Tüm dönemlerde değişik alanlarda fark yaratanlar, bugün tarih sayfalarına isimlerini yazdırmış bulunuyor. Fark yaratmak; başkalaşmak, değişmek, alışılmışın dışına çıkmak olduğundan ürün ve hizmet alımında dikkate aldığımız “fark” kavramını kendi hayatlarımız için de önemsemeliyiz. Hele de çocuklarımız için.
Fark yaratmak isteyen anne baba bu tatili hem planlar, hem planlamaz. Eğer çocuk 6, 7 yaşından büyükse planlamaz, çünkü çocukla birlikte işbirliği içinde yapılacakları belirler. Çocuk daha küçükse planlar, ancak burada bile çocuğun iradesi işin içinde olmalıdır. Tatil; hiçbir şey yapmadan yan gelip yatılan bir zaman dilimi olmadığı gibi, sürekli ders ödev kavramları ile boğuşulan bir zaman dilimi olmamalıdır. Tatil sözlüklerde çalışmaksızın geçirilen süre olarak tanımlanıyor. O zaman öğrenmek, denemek, keşfetmek, bulmak serbest.
Henüz okul çağında olmayan çocuklar, oyun çağındadır. Bu çocukların daha çok doğal oyunlarla zaman geçirmeleri için teknolojik aletlerle ilişkisini minimuma indirmesini sağlayacak düzenlemelerle bulunulması, hem aile bireylerinin birbirleri ile daha nitelikli zaman geçirmeleri hem de çocuğun kendisini keşfedeceği alanlar yaratılmalıdır. Çocukla bahçe işleri yapmak, mutfak işlerine ortak etmek, spor sayılabilecek faaliyetlerle tanıştırılarak, okuma saatleri düzenleyerek okuma ve zamanı kullanmayı öğreterek başlanabilir. Bu yaşlar her şeyin inşa edildiği yaşlar olduğundan okul öncesi çocuğu olan anne babaların bu konuya önem vermeleri gelecekte yaşayacakları çok büyük sorunları engelleyici nitelikte olacaktır. 4 yaşında bir çocuk elinde tabletle bütün gün oyun oynuyor, çizgi film izleyerek zamanını hep böyle geçiriyorken 9 yaşına geldiğinde birden bire ben kitap okumaya başlayayım en iyisi demeyecektir. Zaman kavramını küçükken öğretilmediğinde zamanda kaybolan ve kendisini kontrol edemeyen çocuklara dönüşeceklerdir.
Okul çağındaki çocuklarda ise ya aile kendisinin saptadığı eksikliklere göre tatilde açık kapatmak ya da sınav hazırlığı yapmak niyetiyle kendisi ödev gündemi de yaratıyor ya da okulların verdiği ödevler yapılıyor. Ödev yapma ile ilgili dayatma, zorlama, gözdağı verme ya da aşağılama türünden tavırlar sanıldığının aksine iyi motivasyon araçları değildir. Bu konuda çocuğunuzla bir toplantı yapmayı ve bu toplantıyı son derece dengeli yürütmelisiniz.
Toplantıda çocuğunuza kendi eksiklikleri konusunda ne düşündüğünü ve ne yapmayı planladığını sorarak başlayabilirsiniz? Ortaya çıkan eksiklikler için; bunlarla ilgili çalışmaları ne zaman yapmak istersin? Sabah erken mi öğlen mi gece mi gibi seçeneklerle kendi seçimini yapmasını ve bu konudaki sorumluluğu almasını sağlayıcı olabilirsiniz. Kendi seçimlerini yapan ve söz sahibi olan çocuk bunları daha fazla uygulayacaktır. Böylelikle karar alma, uygulama, prensip edinme gibi kavramları öğrenmesine katkı sunmuş oluyorsunuz. Sonra bu çalışmaları sürdürmek için neye ihtiyacı olduğunu ve ona nasıl yardım edebileceğinizi sorun. Ve istekleri ile ilgili mutabakata varın. Hatta bunu yazılı hale getirip bir yere yapıştırın. Bu yaklaşım çocuğunuzu birey hissettirebilecek ve kendi kararlarını almasını sağlayacak ve çocuğunuzun hayatında fark yaratacaksınız.
Ödevler dışındaki zaman için de mutabakata varılmalı. Tatilde neyi deneyimlemek, görmek, öğrenmek, keşfetmek istiyorsun diye sorduğunuzda alacağınız yanıtlara göre planlama yapabilirsiniz. Onun isteklerinin yanına belki bir müze, belki bir doğa yürüyüşü ya da tırmanışı, belki bir seramik atölyesi ziyareti gibi şeyler ekleyebilirsiniz. Belki yıllar sonra çocuğunuz 2017’nin yaz tatilinde tanıştığım müzik, resim, sanat, bilim, kişi hayatımı değiştirdi diyecek. Unutmayın ki fark yaratmak, nasıl fark yaratabilirim sorusundan geçer.