Güncelleme Tarihi:
“Sünnetin gelenek olarak uygulanması Ortadoğu kökenlidir ve muhtemelen bu geleneği uygulayan toplumların günlük yaşamlarında sünnetin kök salmasının nedeni de hijyendir. Savaşlar nedeniyle aylarca yıkanamayan, zaten çöl ve kurak iklimlerde suya kolay ulaşamayan toplumlar sünnetin avantajını hissetmişlerdir.
Sünnet uygulamasının en belirgin kurallarla uygulandığı toplum, Yahudi toplumudur. Sünnet Hazreti İbrahim'e zorunlu kılınmıştır ve Allah, Hazreti İbrahim'e her Yahudi erkeğinin doğumu izleyen 8. günde sünnet edilmesini farz kılmıştır. Günümüzde de her Yahudi erkeği, doğumu izleyen 8. günde, bayram ya da tatil gününe denk gelse bile muhakkak sünnet olmaktadır. Ülkemizde dini nedenlerle her erkek çocuk sünnet edilse de sünnetin ne zaman, nerede ve kimin tarafından uygulanacağı konusu halen tartışmalıdır.”
“Erkek cinsel organının tepe kısmını örten ve idrar yolu çıkış deliğini, dış etkilerden koruyan cilt kıvrımına sünnet derisi ismi verilir. İşte bu sünnet derisinin bir cerrahi işlemle alınması, sünnet olarak adlandırılır. Sünnet ülkemizde dini bir gelenektir ve Müslüman ailelerde her erkek çocuk sünnet olur.
Sünnet uygulamasının en büyük yararı, erkeklerin hijyenine, genital bölge temizliğine katkı sağlamasıdır. Sünnet ilk kez suyun kıt olduğu çöl toplumlarında uygulanmıştır. İdrar yolu enfeksiyonu ya da AIDS gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğunu gösteren araştırmalar da mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, 2007 yılında AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü ile hastalanma ihtimalinin sünnetli erkeklerde yüzde 60 oranında daha az olduğunu bildirmiş ve HIV virüsünü taşıyan bayanlardan erkeklere virüsün bulaşma ihtimalinin sünnetli erkeklerde belirgin olarak azaldığını vurgulamıştır.
Ayrıca sünnetli erkeklerin genital organlarına insan siğil virüsü de daha nadir yerleşebilmektedir. Bu da çok önemlidir çünkü insan siğil virüsü erkeğin cinsel organlarına yerleştiğinde erkeğin bu durumdan haberi bile olmaz, hiçbir belirtisi yoktur. Virüs cinsel ilişki sırasında bayanlara da bulaşabilmekte ve rahim ağzı kanserine yol açabilmektedir.
Sünnetin tüm dünyada mutlak tıbbi zorunluluk olarak uygulanmasının şart olduğu durumlar da vardır. Böbrekten başlayarak tüm idrar yolları boyunca herhangi bir noktada doğumsal anomalisi olan bebeklerde ve çocuklarda, enfeksiyon riski artığından, sünnet tıbbi bir zorunluluktur. Böylesi bir durumda sünnet artık bir dini gelenek nedeniyle değil, tıbben şart olduğu için uygulanır.
Geçmişten süregelen alışkanlıklarımız ile çoğu zaman çocukların sünnet psikolojisini ikinci plana atıyoruz. Üstelik söylediklerimiz ya da yaptıklarımızın olumsuz sonuçlar doğuracağından haberdar değiliz. Pedagog Elif İpek, yapılan hataları ve çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatıyor.
“Sünnetin çocuk tarafından ruhsal bir travmaya neden olmadan gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Genellikle aileler, büyük çocuklarını, küçük yaştaki erkek çocuklarının da belli bir olgunluğa gelmesi, sünneti ve sünnet düğününü bir arada yapabilmeleri için sünnet ettirmez, bekletirler.
Okul dönemine gelen çocuk için aileden çok arkadaş çevresinin belirleyici olduğu ve çocukluk, ergenlik dönemlerinde çocukların hemcinsleri ile cinsel içerikli konuşmalar yaptıkları, toplumumuzda sünnetin erkekliğe geçiş adımı olarak yansıtıldığı düşünülürse, bu küçük operasyonun önemi artar. Sünnet olamamış okul dönemi çocuğu (özellikle 9 yaş ve üstü) arkadaşları arasında kendini eksik hisseder, bu durumu bir alay konusuna dönüşebilir.”
Operasyon ile ilgili yanlış bilgilendirmeler, kimi yetişkinlerin sakacı bir tavır olduğunu düşündükleri yaklaşımlar (Ucundan azıcık, pipini kesecekler, etli pilav yiyeceğiz, bir şey olmaz erkek adamsın sen, korkulur mu hiç gibi), çocuğun bu operasyon ile ilgili yaşadığı kaygıyı artırır. Bunun yerine çocuğun düzeyine uygun bir dil kullanarak gerçekleri anlatmak daha uygun olur.
Durumun sağlık acısından gerekliliğini, operasyonu ve operasyon sonrası yaşanacakları abartmadan veya hafife almadan anlatmak, çocuğun ruhsal olarak hazırlanmasını kolaylaştırır. Örneğin; ‘Acımayacak’ yerine ‘Biraz acıyıp geçecek, acı hissetmemen için küçük bir iğne vuracaklar, sünnet olduktan sonra çabuk iyileşmen için pansuman yapmamız gerekecek’ gibi bilgilendirmeler uygun olacaktır.
Operasyonun sünnet düğünü günü yapılması ise ayrı bir fiziksel zorluk doğurur. Aile, konuklar ve çocuğun sağlığı arasında bölünür. Çocuk da konuklar ile koşup oynarken zarar görebilir. Bu nedenle operasyon ile düğün arasında birkaç gün olmasının daha uygun olduğu düşünülebilir.