Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Aile'nin yaptığı "Sizce evliliğin en güzel yanı nedir?" başlıklı anketin sonuçları, çocuk sahibi olma isteğinin açık ara farkla baskın olduğunu gösterdi. Katılımcıların %47'si bu seçeneği işaretlerken %18'i özgürce seks yapmayı, %9'u aileden bağımsız olmayı, %4'ü evde kalmış damgasından kurtulmayı ve son olarak %22'si de "diğer" seçeneğini işaretledi.
Yapılan anket evliliğe bakış açısını yansıtsa da Psikolog Mehtap Tamer, evliliğin eşler arası bir takım çalışması olduğunu söylüyor ve mutlu bir evliliğin olması gereken koşullarını sıralıyor.
• İyi bir evlilik için etkili iletişim gereklidir. Etkili iletişimin ilk kuralı da karşımızdakini dinlemek, onu suçlamadan ve kişiliğine saldırmadan konuşabilmektir.
• Evin işlerini ortaklaşa yapmaktır. Evin bütçesine birlikte karar vermektir.
• Günde en az bir kez, 10 dakika bile olsa, eşler konuşmak, birlikte olmak ve sarılmak için birlikte zaman geçirmelidirler.
• Eşler diğerinin yorgun, sinirli, mutsuz ve stresli olabileceğini unutmamalıdır.
• Eşler birbirlerini değiştiremeyeceklerini ancak birlikte büyüyüp gelişebileceklerini bilmelidirler.
• Eşler zamanı geldiğinde birbirlerine iltifat ve teşekkür etmelidir.
• Eşler hata yaptıklarında özür dilemesini ve hatalardan ders alabilmesini bilmelidir. Eşler kendi davranışlarının sorumluluğunu almalı ve karşı tarafı suçlamayı bırakmalıdır.
• Tartışırken kullandıkları sözcüklere ve ses tonlarına dikkat etmelidirler.
• Ara sıra çocuklar olmadan yalnız veya başka çiftlerle kaliteli zaman geçirmelidirler.
• Eşler birbirlerini sadece güçlü yönleriyle değil zayıf yönleriyle de kabul etmelidir.
• Evliliğin sürekli emek ve çaba istediği unutulmamalıdır.
Aile bireylerinin birbirlerine zaman ayırmayışları, kaliteli zaman geçirmeyişleri, ilişkilerdeki kopukluklar ve iletişim yetersizliği gibi sorunlar çoğu kez kavgaya dönüşen tartışmalara yol açabilir.
Ancak bazı noktalara dikkat edersek tartışmaların kavgaya dönüşmesini önleyebiliriz;
• Konuşmamızı sertleşmeden, olumsuz veya alaycı eleştiriler yapmadan dostça sürdürebiliriz.
• Canımız sıkılsa bile karşımızdakini dinlemeli ve saygı göstermeliyiz.
• Huzursuz olduğumuzda bunun nedeninin bizden mi yoksa karşımızdaki kişiden mi kaynaklandığını düşünüp, duygularımızın ve davranışlarımızın sorumluluğunu kabullenmeliyiz.
• Ağlamak, nefes alamamak, titremek veya baş ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkıyorsa tartışmadan uzaklaşmalı, odayı terk etmeli ve sakinleşmek için zaman harcamalıyız.
• Uzlaşmasını bilmek gerekir. İki tarafın da isteklerinde fedakarlıkta bulunmaları tartışmayı olumlu sonuca götürür.