Güncelleme Tarihi:
Okul çağındaki çocuklarda görülen saldırganlık giderek daha çok karşımıza çıkan bir durum olmaya başladı. Hemen hemen her okulda, her mahallede çevresindekileri rahatsız etmekten hoşlanan bir veya daha çok çocuk bulunuyor. Okulun ya da mahallenin kabadayılarının üstünlük taslamaları, güçsüz olanları itip kakmaları, yaşıtlarını olduğu kadar ebeveynleri de rahatsız ediyor.
Bir yandan diğer çocukları korumak, bir yandan da hırçın çocuğa yardım amacıyla çeşitli yöntemlere başvuruluyor. Çocuğun saldırganlığına çare bulunamazsa, diğer çocukların anne babaları olaya karışmaya ve sorunlu çocuğun o ortamdan uzaklaştırılmasını istemeye başlıyorlar.
Bugüne kadar, agresif çocukların kendilerine güvenleri olmadığı ve daha fazla dikkat çekmek için takındıkları rolde ısrarlı oldukları düşünülüyordu. “Öz güveni olmayan hırpalanmış çocuk, fiziksel gücünü ispat etmek için bu yola başvurur” deniliyordu. Bu davranışın düzeltilmesi için de bütün dikkatler agresif çocuğun öz güveni üzerinde yoğunlaşıyordu.
Yapılan araştırmalarda ise kavga çıkaran, etrafındakileri itip kakan, dalga geçen çocukların bilinenin tersine çok yüksek öz güvenleri olduğunu ve arkadaşları arasında istenmeyen değil, tersine popüler kişi olduklarını ortaya koydu.
Yetişkinler onların davranışlarını eleştirse de, yaşıtlarının onlara hayran olması kendilerini iyi hissetmelerine neden oluyor. İşin ilginç yanı, çocukların çoğu saldırgan çocuğa sempati duyuyor. Saldırgan çocuklarda bu nedenle depresyon, yalnızlık ya da endişe görülmüyor.
Ne var ki saldırgan çocuklar etraflarına olduğu kadar kendilerine de zarar veriyorlar. Bu çocuklar o an için durumlarından memnun olsalar da, ileride kendilerini daha büyük bir tehlike bekliyor.