Güncelleme Tarihi:
Yağ enjeksiyonlarının en büyük özelliği, elde edilen materyalin hastanın vücuduna ait olup diğer ürünler gibi kadavra, hayvansal veya sentetik kaynaklı olmaması. Elde edilen sağlıklı ve doğal sonuçlar, yağ enjeksiyonu yönteminin el üstü, diz kapakları ile kadın ve erkek genital bölgeleri gibi vücudun yeni bölgelerinde de tercih edileceğini gösteriyor.
Estetik ve kozmetik cerrahide son yıllarda yağ enjeksiyonu ve lipo-lifting işlemlerinin yükselişi dikkat çekiyor. Özellikle yüzdeki hacim kayıpları ve yüz germe gibi mikro lifting işlemlerinde başarılı sonuçlar veren yağ transferi aynı zamanda Brezilya popo estetiği ve meme büyütme gibi işlemlerde silikon yerine daha natürel ve sağlıklı bir yöntem olan yağ enjeksiyonu tercih ediliyor.
İnsan vücudunda en sık yağ alınan yerler arasında karın, bel, basen ve bacaklar gelir. Son yıllarda yağ transferinin alanları gittikçe genişliyor popo, meme, yüz ve dudaklar gibi. Elde edilen yağ sadece kozmetik cerrahide değil doku düzensizliklerinden, yara izlerine ve hatta yanık izlerinin tedavisinde de olmak üzere birçok yerde tedavi amaçlı olarak kullanılıyor.
Yağ enjeksiyonlarının en büyük özelliğinin, elde edilen materyalin hastanın vücuduna ait olup diğer ürünler gibi kadavra, hayvansal veya sentetik kaynaklı olmaması olduğunu belirten Uçkunkaya, şöyle konuştu:
“Yağ enjeksiyonları yabancı madde olmadığı için de alerjik reaksiyon riski taşımıyor. Bunun yanında yağ enjeksiyonları şu anda piyasada olan dolgulardan daha uzun süre kalıcılık gösteriyor. Plastik cerrahide son yıllarda yabancı madde yerine hastanın liposuction yöntemi ile yağlarının alınıp kendi yağları kullanılarak vücut şekillendirme işlemi oldukça sık kullanılmaya başlandı. Hastaların bu tekniği tercih etmelerin en önemli sebebi yabancı madde reaksiyonu ve implant ile ilgili oluşabilecek risklerin olmaması.”
DHA