Güncelleme Tarihi:
22 Kasım 2001 kabul tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 1 Ocak 2002 de yürürlüğe girmiştir. Bu kanundan önce eşler arasındaki yasal mal rejimi mal ayrılığı iken, bu kanunla birlikte eşlerin tabi olduğu yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma” olmuştur. Eski Medeni Kanun’da kanuni mal rejimi mal ayrılığı olup, o tarihte mal kimin adına ise onun kabul ediliyorken; bu değişiklikten sonra malın kimin adına olduğu önemini kaybetmiş, malın nasıl edinildiğine bakılarak mal paylaşımına gidileceği düzenlenmiştir.
Mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı, kanuni mal rejimi olan edinilmiş mal rejimi dışında, eşlerin seçebileceği diğer mal rejimleridir. Eşler herhangi bir mal rejimi seçmedikleri takdirde kanuni mal rejimi olan edinilmiş mal rejiminin hükümlerine tabi olurlar.
Edinilmiş Mal Rejimi
Kanuni mal rejimidir. Eşler aksine bir sözleşme yapmadıkça edinilmiş mal rejimi kurallarına göre malları paylaşırlar. 1 Ocak 2002 ve sonrasında evlenenler için evlendikleri tarih bu mal rejiminin başlangıç tarihidir. Kişisel mallar ve edinilmiş mallar bu rejimin içeriğini teşkil eder. Bir malın edinilmiş olması için karşılığının verilerek edinilmiş olması gerekir. Çalışmanın karşılığı olan edinimler, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacıyla kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel malların gelirleri, edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş malları oluşturur.
Edilmiş Mallar için Bir Örnek
Evlilik süresince eşlerin çalışması karşılığı alınanlar edinilmiş mal olup kimin adına olduğuna bakılmaksızın ortaktır. Bu mal rejimini bir örnekle izah etmek gerekirse; 1 Ocak 2002 tarihinden sonra Ayşe ve Ali evlenmiştir. Ali ve Ayşe’ye düğünde toplam 50.000 TL civarında takı takılmıştır. Ayşe ev hanımı Ali ise ücretli çalışmaktadır. Ali evlendiğinde bir evi vardır. Bu ev kiradadır. Evlendikten sonra 1 ev alırlar ve bu evde otururlar.
Ali Milli Piyango’dan 400.000 TL kazanır. Bu parayla bir ev daha alır. Bu arada Ayşe’nin babası vefat eder ve Ayşe’ye babasından 1 ev ve 1 tarla kalır. Bu ev ve tarla kiraya verilir. Ali’nin babası da oğluna bir araç bağışlar. Ali bu arada emekli olur, toplam 400.000 TL emeklilik ikramiyesi alır. Ayşe, Ali’den boşanırsa mallar ne şekilde paylaşılacaktır?
Düğünde takılan takılar bağış olup, her bir eşe takılan onun kişisel malı olmakla paylaşıma tabi değildir. Ali’nin evlenmeden önce aldığı ev onun kişisel malı olup paylaşıma tabi değildir. Ancak bu ev kiraya verildiğinden bu evin kira geliri eşler arasında ortak paylaşılacaktır. Bu evin geliri ile başka bir eşya alınmış ise aynı şekilde eşler arasında ortaktır. Evlendikten sonra çalışma karşılığı alınan ev, eşler arasında ortaktır. Ancak mal rejimi boşanma davasının açılması ile sona erdiğinden bu hesaplamalarda boşanma davasının açıldığı tarih önem arz eder.
Ali evlendikten sonra piyangodan para kazanmış ise de çalışması karşılığı elde edilen bir mal olmadığından bu para paylaşıma tabi değildir, Ali’nin kişisel malıdır. Bu parayla alınan ev de aynı gerekçeyle Ali’nin kişisel malı olup paylaşıma tabi değildir. Ayşe’nin babasından kalan ev ve tarla miras olup miras kalan mallar paylaşıma tabi değildir. Ancak miras kalan kişisel bu mallar kiraya verildiğinden kişisel malın geliri yani kira geliri paylaşıma tabidir. Ali’nin babası tarafından bağışlanan araç da kişisel mal olduğundan paylaşıma tabi değildir. Ali’nin çalışması nedeniyle hak ettiği emeklilik ikramiyesinin evlilik süresine tekabül eden kısmı kadarı üzerinde Ayşe tasfiyede alacaklı olur. Çünkü emeklilik ikramiyesi edinilmiş maldır.
Borçların Değerlendirilmesi
Edinilmiş mal rejiminde eşlerden her biri kendi borçlarından dolayı 3. kişilere karşı kişisel kendi malvarlığı ile sorumludur. Bir eşin borçlarından diğer eş sorumlu tutulamaz. Ancak eşlerden biri tarafından yapılmış olsa dahi evlilik birliğinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ve evlilik birliğini temsil çerçevesinde yapılan borçlardan her iki eş müteselsil sorumludur. Ancak bunun dışında eşlerin sorumluluğu bulunmamaktadır. Örneğin; eşlerden birinin işinden kaynaklı borçlarından diğer eş sorumlu değildir. Bir eşin malvarlığının borca batık olması veya eşlerden birinin evlilik birliği ve malları tehlikeye düşürmesi söz konusu ise diğer eş mahkemeye başvurarak mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesini isteyebilir. Bu takdirde dava açan eş hem kendi katılma alacağı hakkını korur, hem de ileride tasfiye halinde kendi edineceği mallar üzerinde 3. kişilerin işlem yapmasını engeller.
Bu konuyla ilgili önemli diğer bir husus ise evlilik birliğinin ölümle sona ermesi halinde, sağ kalan eş 1 yıl içinde tasfiye davası açarak mal paylaşımı talep etmelidir. Bu dava ile sağ kalan eşin tasfiye hakkı belirlendikten sonra kalan malvarlığı üzerinde yasal mirasçılar miras hukukuna göre paylaşıma gidecektir. Kabaca sağ kalan eş evlilik birliği sırasında edinilen malların yarısını tasfiye davasında alır. Kalan yarısı da miras kabul edilerek sağ kalan eş ve ölenin diğer mirasçıları arasında paylaştırılır. Sağ kalan eş 1 yıl içinde bu davayı açmaz ise eş sıfatından kaynaklı mal rejiminin tasfiyesini dava açma hakkı zamanaşımına uğrar.
Avukat Birgül Sönmez Şimşek