Güncelleme Tarihi:
Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kekeme olan bireylerin özellikle heyecanlandıklarında, baskı altına girdiklerinde, stres yaşadıklarında, sinirlenince, yeni kişilerle konuşurken, toplum karşısında konuşurken, önemli bir kişiyle konuşurken takılmanın arttığını belirtiyor.
Kekemelik ne zaman ortaya çıkıyor?
Kekemelik, genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkıyor (2-6 yaş). Çocuklarda, 1,5-2 yaşına dek süren dönemin ardından düşünce gelişimi, konuşma gelişimine göre daha ön planda olduğu için düşüncesini kelimelere aktarması sorun olabilir, bu da kekemeliğe yol açabilir. Kekemeliğin daha çok belirgin olduğu ortalama yaşı 5 yaş civarıdır.
Erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla kekemelik daha çok görülmektedir.
Neden kaynaklanıyor?
Kekemeliğin birden fazla nedeni vardır. Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, bu durumun psikolojik, fizyolojik ya da kalıtımsal nedenlerden kaynaklanabildiğini belirtiyor. “Fizyolojik olarak beyin dalgalarından gelen iletim bozuklukları kekemeliğe neden olabiliyor. Solunum bozukluğu ve nefesi doğru kullanamama da nedenler arasında yer alıyor. Çocukların psikososyal anlamda sıkıntı veren çevrelerde bulunması, ailevi problemler, herhangi bir şeyden duyulan şiddetli korku da kekemeliğe sebebiyet verebiliyor. Baskı ve stres altında kalmaları, onlardan büyük beklentilerin olması, titiz ve kontrolcü bir çevrede yetişmesi nedeniyle kekemelik ortaya çıkabilir. Genelde kekemeliği başlatan korku ve strestir. Kekemeliğin çok görüldüğü bir neden de travma durumlarıdır. Birey ani korku, kaygı gibi ağır ve ani duygu değişlerinden sonra kekeleyebilir veya konuşamayabilir. Kekemeliğin nedenlerinden biri de ev içerisinde ebeveynler ya da yakın akrabalardan birinin kekeme olmasıdır. Çocuk bu durumda o kişi ile özdeşim kurarak kekemelik gösterebilir.”
Ailelere düşen görevler
Çocuğun ilk sosyalleştiği ortam aile olduğundan kekeme çocukları olan anne – baba ve diğer aile bireylerine önemli görevler düşüyor.
Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, öncelikle çocuk kekelediği zaman kesinlikle alay edilmemesi gerektiğini belirtiyor. “Çocuk kekelediğinde yüzünüzde oluşacak üzülme ya da acıma ifadelerinden kaçınmalısınız. Düzgün konuşması yönünde ısrarlı şekilde telkinde bulunmak, çocuğun sözünü yarıda kesip cümlesini tamamlamak çocuk üzerinde bir baskı ve heyecan oluşturacak ve daha çok kekelemesine neden olacaktır. “Kekeme” terimi çocuğun duyabileceği ortamlarda vurgulanmamalıdır. Sabırlı olmanız, çocuğunuzu konuşurken dinlemeniz ve düzgün konuşmanızla çocuk için rol model olabilirsiniz. Konuşması sırasında kekeme çocuklar göz teması kurmaktan kaçınabilirler, ancak siz yine de çocuğunuz ile göz teması kurmaya çalışın ve konuşurken dudaklarına bakmayın” şeklinde ifade ediyor.