Güncelleme Tarihi:
Psikolog Emre Altınel, engelli çocuğu olan ailelere önerilerde bulundu.
• Engelli bireyleri görmezden gelmek ne kadar sakıncalı ise durumundan dolayı bireyi ‘farklı’ görmek ve bu farklılığı her açıdan ön planda tutmak da rahatsızlık verici olabilir. Normal olan durumları görmemizi zorlaştırabilir ve toplum içerisinde bu kişilerin farklılaştırma adı altında etiketlenmesine neden olabilir.
• Engellilik kişinin kendi için olduğu kadar çevresindeki bireyler için de baş edilmesi gereken duyguların yoğun olduğu, hayal kırıklıklarının fazlaca yaşanabileceği zor bir durumdur. Bu anlamda hassaslık yani kırılgan olmak daha kolay gerçekleşebilmektedir. Ancak koruyan ve kapsayan bir sosyal çevre ile durumla baş etmek kolaylaşmaktadır. Güven duygusunu geliştirilebileceği, içinde yaşanılan toplumun değer yargılarının iyi işlediği bir ortam, engelli bir birey, ailesi ve çevresi için daha olumlu olmaktadır.
• Anne baba olarak engelli bir çocuğa sahip olmak konusunda ailelerin hem destekçi olması hem de desteğe ihtiyaç duyması gözlenen en önemli konudur. Aslında bu iki durum belirli bir ihtiyacı ve giderilmesini ortaya koymaktadır. Destekçi olmak olumlu duygular uyandırmakla beraber uzun sürmesi halinde tükenmişlik, yalnızlık, yetersizlik duygularını yaşatabilmektedir. Bu duyguların hissedilmesini azaltmak için desteği çevremizden veya bir uzmandan sağlamak da gerekebilmektedir.
• Engelli bir anne babanın çocuğu olarak hissedilen yalnızlık, güvensizlik gibi duygularla baş etmek için de öncelikle çocuğun çevresinin sağlamlaştırılması, destek sağlayıcı olması gerekmektedir. İhtiyaçlarının karşılanması sağlanabilmeli ancak zor bir durum karşısında yeterliliğini desteklemek, tamamlamak anlamında da yardımcı olunmalıdır.
Çocuk sahibi olmak isteyen her kadın için hamilelik çok önemli bir dönemdir. Bu dönemin her aşaması çocuğunu merak ederek ve çocuğunun geleceği ile ilgili hayaller kurarak geçer. Anne karnında ya da doğduktan sonra bebeğinin fiziksel ya da zihinsel engelli olduğunu öğrenen aile uzun ve zorlu bir yola çıkmıştır. İşte bu yolda fayda sağlayacak bazı bilgileri Psikolog Çisem Doğanlaroğlu Özkan sıraladı.
1. Çocuğunuzun engel durumunu araştırın: Çocuğunuza tanı koyan uzman doktorunuzdan engel durumuyla ilgili ayrıntılı bilgi talep edin.
2. Bilgi kirliliği yaratacak kaynaklardan uzak durun: Çocuğunuzun engeline ilişkin her duyduğunuza inanmayın. Unutmayın ki sizin çocuğunuz ile aynı tanıya sahip başka bir çocuk daha farklı özellikler gösterebilir. Her çocuk biriciktir.
3. Erken tıbbi ve rehabilitasyon desteğinin önemi: Çocuğunuzun zihinsel ya da fiziksel farklılığında hayat boyu desteğini görebileceğiniz tıbbi ve rehabilitasyon modellerini denemekten çekinmeyin.
4. Umutlu olun: Doğan her güneş, çocuğunuz için yeni bir umut demektir. Sizi karamsar hissettiren kişi ve durumlardan uzaklaşın.
5. Beslenmenin önemi: Araştırmalar ikinci beyin olarak bağırsaklarımızın önemine dikkat çekiyor. Çocuğunuzun zihinsel sağlığı beslenmesiyle doğrudan ilişkili olduğundan paketli gıdalardan ve katkı maddeli besinlerden uzak durmaya çalışın. Yerini kendi mayaladığınız yoğurt, probiyotik turşu gibi anne eli değmiş dost bakteri yanlısı besinler alsın.
6. Sanatın iyileştirici gücü: Müzik, tiyatro, dans gibi sanatsal aktiviteler çocuğunuzun engeline bağlı yaşadığı sosyal yaşam becerilerini geliştirmede etkili bir güce sahiptir. Dil ve konuşma becerilerini destekleyen programlar dışında mutlaka sanatın şifasından da faydalanın.
7. Eşinizle iş birliği yapın: Çocuğunuzun sorumluluklarını eşinizle paylaşırsanız yaşadığınız kaygı ve stres azalacaktır.
8. Rehabilitasyon merkezi seçerken dikkat edin: Rehabilitasyon merkezi seçerken merkezin fiziki koşullarının çocuğunuza rahat ve konforlu bir eğitim imkanı sağladığından emin olun. Merkez personellerinin diplomalarının çocuğunuza eğitim vermek için yeterli olup olmadığını araştırın.