En iyi anne benim!

Güncelleme Tarihi:

En iyi anne benim
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00

Birbirimizden yeni şeyler öğrensek daha iyi olmaz mı?

Haberin Devamı

Bir senedir evimizde yatılı bir yardımcımız var. Bundan bir sene öncesine kadar "Çocuğuma üç sene kendim baktım. Bundan sonra da bakarım evelallah" diyen ben, ikinci çocuğumun doğumunu takip eden günlerde, çocuklarımdan biri kucağımda diğeri eteğimde ağlarken kendimi pencereden atmanın eşiğine geldiğimi fark edince eve yardımcı almaya karar verdik.

Yardımcımız ağırlıklı olarak ev işleriyle ilgilenmek için geldi. Geçtiğimiz bir senede birbirimize alışınca çocuklarla da ilgilenmeye başladı. Şimdi evimizin bir ferdi o da, "ne iş olsa" yapıyor. Kâh yemek hazırlamamda yardımcı oluyor, kâh ben meşgulsem çocukları parka indiriyor.

Evde yatılı bir yardımcı olması, sanırım evinde yardımcı olmayan annelere göre "daha az yorulduğum" anlamına geliyor. Daha doğrusu, evinde yardımcı olmadan bütün işlerin altından kalkan anneler daha kahraman anneler oluyor da, benim gibi yardım alan anneler işi kolaylamış olarak görülebiliyorlar.

Bu böyle olacak ki, ne zaman çocuklarla evi derli toplu tutmanın zorluğundan bahsedilse "Ama senin yardımcın var. Bende o da yok" diyen birileri çıkıyor.

O an oturup da açıklamıyorum: Yahu kardeşim. Benim yardımcım var da... Sen benim evimi biliyor musun? Düzenim hakkında bir fikrin var mı? Belki benim çocuklarım seninkilerden daha hareketli? (Ki öyle olduğu konusunda iddialıyım). Belki benim kocam seninkinden daha dağınık, ya da her şey önüne konsun istiyor? Belki, belki, belki... Böyle bir yarışa, böyle bir kıyaslamaya girmek neden?

Geçen hafta sitemizin parkında çocuklar oynarken yine böyle bir sohbet sırasında evimizin nasıl dağıldığından bahsediyordum. "Yardımcımız Cumartesi sabah izne çıkıyor, cumartesi öğlen bizim eve gelen bir insan bu evde yatılı yardımcı olduğuna inanmaz" dedim. "A-aa, demek ki sen yeterince kural koyamıyorsun" dedi bir anne. "Benim kızım ortalığı dağıtır, ama sonra kendi toplar. Ama senin yardımcın var tabii, ben böyle olmak zorundayım."

Başka bir anne imdadıma yetişti. "Öyle deme," dedi, "kız çocuklarıyla erkek çocukları çok farklılar."

"Yok," dedi tertipli-düzenli kız annesi, "benim eltimin oğlu da çok hareketlidir, çok dağınıktır ama annesi bir bakış fırlattı mı süt dökmüş kedi kesilir."

Ne diyeceğimi şaşırdım. "Demek ben bir şeyleri yanlış yapıyorum" diye mi düşünmeliyim, oturup "Ben var ya ben! İstersem bütüüüüün evi toplatır, sonra da camları sildiririm, n'olmuş?!" diye ilkokul çocukları gibi yarışa mı girmeliyim, bilemedim. "Hafta sonu evi toplamakla ailecek vakit geçirmek arasında tercih yapmak zorunda kalıyoruz. Biz vakit geçirmeyi tercih ediyoruz" deyip sustum. Ama "yardımcısı-olduğu-halde-evini-pislik-götüren-ve-bu-arada-çocuklarına-da-söz-geçiremeyen-pasaklı-ve-otoritesiz-anne" yaftasını da yemiş oldum.

Anneler arasındaki "Ben senden daha çok çalışan, daha çok yorulan, daha sağlıklı besleyen, daha [boşluğu siz doldurun] bir anneyim" yarışından ben çok yoruluyorum. Biri bana "O da bir şey mi... Ben var ya..."dediği zaman, "Aferin, madalya takalım sana o zaman" demek istiyorum.

Herkesin evi, işi, düzeni, çoluğu, çocuğu farklı. Böyle tuhaf yarışlara gireceğimize farklılıklarımızdan faydalansak, birbirimizden yeni şeyler öğrensek daha iyi olmaz mı?

Blogger Elif Doğan

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!