Güncelleme Tarihi:
Emzirme ile gebelikten korunma arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar sonuçta anne ile bebek arasındaki bu güçlü iletişimin gerçekten de %98’lere varan oranda gebeliği engelleyebileceği sonucuna varmışlar ancak bu durumun gerçekleşmesi bazı koşullara bağlı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Alper Mumcu, bugün kabul edilen duruma göre emzirmenin gebeliği engelleyici bir doğum kontrol yöntemi şeklinde davranabilmesi için 3 koşulun mutlaka karşılanması gerektiğini belirtiyor.
Bu koşullar neler?
1) Annenin adet kanamaları başlamamış olacak (Lohusalık dönemindeki kanamalar adet kanaması olarak kabul edilmemektedir).
2) Bebek tam ya da tama yakın anne sütü ile beslenecek.
3) Bebek 6 aylıktan küçük olacak.
Bu üç koşulun hepsinin de karşılanması durumunda emzirmenin gebelikten koruyuculuğu neredeyse modern tıbbi korunma yöntemleri kadar yüksek. Ancak açıkça görüldüğü üzere bebek 6 ayı geçtikten sonra koruyuculuk giderek azalıyor.
Beslenmenin tanımına bakacak olursak, vitamin ve ilaçlar dışında bebeğe hiçbir gıdanın verilmediği durumlar tam anne sütü ile beslenme olarak kabul edilir. Bebeğin aldığı gıdaların %85’inden fazlasının anne sütü olduğu, bebeğin başka ilaç ve sıvılar almakla birlikte bu verilen maddelerin emzirmeyi ertelemeye neden olmadığı durumlar ise tama yakın anne sütü ile beslenme olarak tanımlanmakta.
Bu üç kriter içerisinde en önemlisi ise adet kanamalarının başlaması. Bu durumda sütün koruyuculuğu neredeyse sona eriyor. Dolayısı ile bebeğini sadece anne sütü ile beslese bile bir kadın eğer adet görmeye başlamış ise mutlaka etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanması gerekiyor. Doğumu takip eden 8. haftadan sonra gerçekleşen herhangi bir vajinal kanamada kadının gebe kalma potansiyelinin geri döndüğünün kabul edilmesi gerekir.
Bu şeklide uygulanan doğum kontrolüne Laktasyonel Amenore Medotu (LAM) adı veriliyor. Kurallara uyulduğu takdirde LAM son derece etkili, maliyetsiz ve doğal bir yöntem.