Güncelleme Tarihi:
Son zamanların popüler estetik türü olan 'dijital gülümseme tasarımı' ya da 'gülüş tasarımı' yüze bambaşka bir ifade katmaya yardımcı oluyor. Ağız içindeki dişlerin yapısının büyük rol oynadığı gülümseme, diş eksikliğinde ise yüzde kırışıklığa da neden oluyor. Dijitalleşmenin artmasıyla adını gülüş tasarımı olarak duyduğumuz ugulama hakkında bilgi veren Diş Hekimliği Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Yeliz Çavuşoğlu Yüce, diş sağlığı ve tasarımı hakkında bilgiler verdi.
Gülümseme tasarımının her zaman kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Yeliz Çavuşoğlu Yüce, "Diş tedavisinde herhangi bir uygulama yapılacaksa zaten bu yüzdeki gülümsemeyi de etkileyeceği için amaç görüntüyü düzeltmek. Önceden de tasarım işlemi vardı. Sadece bunun adına gülümseme tasarımı denmiyordu. Buradaki yenilik, eskiden teknisyen bunu eliyle tek tek yapar hastaya çok müdehale ettiremezdi. Şimdi ise daha en baştan ‘yuvarlak formlu’, ‘kenarları üçgenli’, ‘uçları tırtıklı’ dişler istiyorum gibi bir ifade de bulanabiliyor hasta. Biz onu birebir seçip ya da dijital kütüphaneden yüzlerce seçenek arasından hastanın hoşuna giden modeli seçerek, kendisinin fotoğrafı üzerinde gösterebiliyoruz. Hasta birebir kendi seçmeye başladığı için daha çok hastaya ulaşmaya başladı bu uygulama" diye konuştu.
'Ağız içindeki dişlerin formu yüzdeki ifade üzerindeki etkisi büyük' diyen Doç. Dr. Yeliz Çavuşoğlu Yüce şöyle devam etti:
"Arka dişleri sadece fonksiyon diye düşünüyoruz çünkü estetiği görünmezdir bizim. ‘Julia Roberts’ gülüşü dediğimiz bir gülüş vardır. Eğer öyle bir gülüşünüz yoksa normal şarlarda arka dişleriniz, estetik bölge değildir. Fonksiyon görür, nedir bu fonksiyon? Çiğnemenizi sağlar mesela. Ama arka dişler kaybedildiği zaman, hem yanaklarda bir çökme oluyor hem de burun ile çene arasındaki mesafede bir küçülme oluyor. Dolayısıyla yanlarda kırışıklıklar ortaya çıkıyor ve dişler eksik olduğunda yüz çöküyor. Bu durum devam ederse, yani hasta ön dişleriyle çiğneme devam ederse, dişlerde açılmalar meydana geliyor. Bu sefer de hastanın dikey boyut kaybı dediğimiz, alt üst yüksekliği kayboluyor. Yani burun ile çene arasındaki mesafe gibi. Bu da otomatikmen yüzü değiştiriyor. Halbuki arka dişleri sabit protezlerle düzgünleştirdiğimiz zaman hastanın çene boyutları yeniden normale geliyor. Bu da yüze yansıyor. Ön bölgede ise otomatikman dudakların desteği dişler zaten. Burada dişler kaybolduğu anda çene kemiklerinde de küçülme olur. Örneğin, dişiniz çekildiği zaman çekim yerine baktığınızda bir çukur görürsünüz. Çünkü, kemikte erime olur. Dudak desteği dişlerden geldiği için diş gittiği zaman dudak da içeri çökeceği için yine kötü bir görüntü olacaktır. Ağız içindeki ufak tefek dolgular hariç, çoğu resterasyon hastanın estetiğine doğrudan etkisi var."
Gülüş tasarımı uygulamasının belli bir yaştan sonra yapılmasının daha doğru olacağını söyleyen Doç. Dr. Yeliz Çavuşoğlu Yüce, "Gülüş tasarımı için öncelikle detaylı bir muayene gerekiyor. Dişlerin kesilmesini minimum yapmak isteriz. Minimum yapabilmek için de dişin belli bir diziliminin olması gerekir. Diş doğru pozisyonda değilse öncesinde ortodonti tavsiye ediyoruz. Genelde 20 yaş öncesine tavsiye etmiyoruz. Çünkü hem büyümesi devam ediyor hem dişleri çok yeni oluyor, zamanla yüz yapısı değişiyor. Diş eksikliğinde hangi dişin eksik olduğu önemli. Dişlerin yapısını ve yerini belirlerken iki faktör var. Birincisi, çene kemiğinizin boyutu ve sizin dişlerinizin toplam ölçüsü ve boyutu. Bunlar anne ve babadan genetik olarak alınır. Diyelim ki babadan büyük çene, anneden küçük dişler adınız. Dolayısı ile sizin dişleriniz aralıklı dağalır. Bunların arasında diş eksikliği olduğunda otomatikman dişlerde daha büyük bir boşluk olur ve sizi daha fazla etkiler. Ama tam tersi olduğunda, hasta o kadar eksikliğini hissetmeyebiliyor. Vucuda yüzde 100 zararlıdır denilemez. Her diş eksikliği için hasta genç yaşta önlem almak için mutlaka diş hekimine başvurmalı" tavsiyesinde bulundu.
DHA