Ebru Şallı: “Annelik çok zevkli ama zor”

Hamilelik, kilo, yeni projeler, çocuklar ve evlilik derken her şeyi konuştuğumuz Ebru Şallı Tan ile ailesine dair her şey…

İki erkek çocukla hayat nasıl gidiyor?

Annelik esasında çok zevkli ama bir yandan da zor. Çok hızlı ve hareketli geçiyor. Beren okula gidiyor, 2. sınıfa başladı bu yıl. Tabii onun dersleri, bir takım ihtiyaçları var. Pars 14 aylık oldu. Çok meraklı ve hareketli ayrıca yürümeye başladı. Çok dikkat ve ilgi istiyor bu zamanlarda. Beren ise eve gelince çok daha fazla ilgi istiyor. Tüm bunların etkisiyle kıskançlıklar oluyor. Dolayısıyla kolay bir süreç geçirmiyorum şu anda.

Sizin eşinizle olan ilişkiniz bazen beğenilen, bazen de eleştiri alınan bir şey. Gösterdiğiniz ilgi, sevgi ve aşk. Bu duyguyu nasıl koruyorsunuz?

Aşık oluyorsunuz, evleniyorsunuz. Sonuçta sevgi dolu bir aile kuruyorsunuz. Yavaş yavaş büyüyorsunuz ve o şekilde ilerliyor her şey diyebiliriz. Bizde de gerçekten hiçbir şey hızlı olmadı. 12 yıldır beraberiz.

Kadınların evlendikten sonra, kendilerine eskisi kadar bakmamalarını siz nasıl yorumluyorsunuz?

Tabii her kadın için bu durum geçerli değil. Bence sırf kadınlar açısından değerlendirilmemeli bu konu. Erkekler için de aynı şey geçerli. Evlenene kadar iyi, evlendikten sonra göbek falan oluyor. Ama bu özeni devam ettiren birçok insan var benim çevremde. Hem çocuğuna bakan hem kendini bırakmayan hem de giyinen ve bakımlı olan insanları son derece takdir ediyorum. Bakımlı olmak bırakılmamalı ve evlenmeden önce nasılsa, evlendikten sonra da öyle olmalı, hatta daha bakımlı olmalı insanlar.

Biraz gebelikten bahsedelim. İki bebeğiniz de planlı mıydı? 

Beren planlıydı. Evlendikten sonra düşünüyorduk. Evliliğimizin üzerinden zaman geçince, bir de flört dönemimiz olduğu için, birlikteliğin üzerinden dört yıl geçmişti. Bebek düşünmeye başlamıştık. Ama ikinci bebek hiç planlı değildi.

Nasıl hamilelikler geçirdiniz?

İki çocuğumda da ben çok rahat hamilelikler geçirdim. İlk hamileliğimde belki daha az kilo aldım. İlk çocuğumda 7-7,5 kilo aldım. İkinci hamileliğimde 9 kilo aldım. Yani hamileliklerim rahat geçti. Zaten ikisinde de hamilelik pilatesinden yararlandım ve çok büyük faydasını gördüm. Bütün annelere öneriyorum.

Üçüncü bir çocuk düşünüyor musunuz?

Üçüncü çocuğu asla düşünmüyorum.

Hamileliklerinizde az kilo aldığınız için çok eleştiri aldınız. Bu eleştiriler karşısında hamile bir kadın olarak neler hissettiniz?

Ben 1994-1995 yıllarından bu yana bu piyasanın içindeyim. Bu işleri ve yapıyı tamamen çözmüş durumdayım. Birçok şeyi artık takmıyorum desem bile, sonuçta o hamilelik ve hamilelik sonrası süreçte insan oldukça duygusal bir dönem geçiriyor. Biraz ağır oldu, yani normal değildi. ‘Vücudu için çocuğunu erken doğurdu’ gibi bir takım şeyler de yazılıp çizildi ki, çok üzdü bunlar beni. Bunu bu şekilde yazıyorlar ama ben hiçbir annenin bebeğinin ve kendi sağlığını tehlikeye atarak, böyle bir şey yapacağına inanmıyorum. Türkiye’de Ebru Şallı böyle yapıyor gibi yazıp, çizdiler. Yani bu ciddi bir iftira. Bu tür şeylere üzülmedim değil, ama şu an gülüp, geçiyorum. Bir de o zaman hamilelik psikolojisinin de etkisi vardı bende.

Kendinizi nasıl bir anne olarak tanımlıyorsunuz? Telaşlı mı, pimpirikli mi, yoksa rahat mı?

Biraz rahatlık var ama boş vermişlik değil.

Peki, annelinizle ilgili bir müdahale aldığınızda -ki bu genellikle aile büyükleri veya yakın çevreden olur- bu gibi durumlarda nasıl çözümler üretiyorsunuz? 

Aslında ilk hamileliğimde 25 yaşında olduğum için, ilk zamanlarda biraz tepki gösteriyordum ama sonra kendime “Şimdiki doğrular farklı. Sen bunun kitabını yazıyorsun Ebru” dedim. Tabii ki annen veya etraftaki bir takım insanlar “Aman şöyle olsun, böyle olsun” diyecekler. Kimseyi de kırmak tarzım değildir. Ben de kırmadan “Tamam yaparız” deyip geçiştiriyorum. Kendi doğrumdan vazgeçmiyorum.

Eşiniz nasıl bir baba?

O, biraz daha işin eğlence kısmında diyebiliriz. Sevme modunda. Beren’in spor aktiviteleri ve tenisiyle ilgileniyor.

İş yaşamı, aile hayatı, sosyal hayat ve çocuklar derken aktivitelerinizden de ödün vermiyor ve eşinizle gitmeniz gereken yerlere gidiyorsunuz. Bunları planlamak zor olmuyor mu?

Esasında gerçekten kolay bir şey değil bu. Kabul ediyorum. Zaman hızlı, eskisi gibi değil. Herkes öyle hissediyor mu bilmiyorum ama zaman daha da hızlandırılmış gibi. Herkes çok hızlı bir koşuşturmaca içinde. Öyle hissediyorum, dolayısıyla yetişmek zor. Çalışmayı seviyorum. Ben çalışmadan yaşayamam. Üretmeyi, paylaşmayı seviyorum. Türkiye güzeli seçildim, biraz modellik, fotomodellik, televizyon işine girdim, arkasından yemek programları başladı. İki-üç yıl yemek programları yaptım. Daha sonra pilatesle tanıştım. Pilates eğitimleri derken, hem pilates hocası oldum hem de Türkiye’de bir ilk olarak televizyonlarda pilates yaptırmaya başladım. 3-4 yıldır bu şekilde gidiyor. Dört kitap, dört DVD’im var hazırladığım. Şimdi beşinci DVD geliyor: Karın DVD’si. Bunların hepsi bir üretimdir. Çalışmak, emek ve zaman var. Bunların yanında iki çocuk, aile ve bunların organizasyonu. Allah’tan hızlı bir yapım var ama seviyorum böyle yaşamayı.

DVD dışında yeni projeleriniz var mı?

DVD zaten çok yakında, yılbaşından önce çıkacak. Aslında o özel bir DVD oldu, çünkü sadece kadınlara yönelik. Karın savar gibi bir şey. Bayanların doğum sonrası toparlanması ve karın bölgesi ile sorun yaşayan herkese hitap edecek. Onun dışında, Pars ile birlikte yeni kitaplar yapacağım. Biz Beren ile bir çocuk yemekleri kitabı yaptık. Şimdi Pars’tan esinlenerek güzel bir yemek kitabı oluşturmaya başladım. Bebek mamaları üzerine, yenilenmiş tariflerle. Pars’tan yardım alıyorum. O benim ilham kaynağım oldu. Geçen yıl çok yoruldum. Emzirdiğim için doğum izni yapamadım. O yüzden başlarsam Ocak veya Şubat gibi başlarım. Birkaç kanaldan da teklif var. Değerlendirip ona göre karar vereceğim. Ve www.ebrusalli.com’u sağ olsun anneler ve pilates severler takip ediyor. Yenilikler var. Özellikle çocuklarla ilgili de bir yeniliğim var.

Röportaj: Pınar Eslek

Fotoğraflar: Murat Sargın