Güncelleme Tarihi:
Bir ilişkiyi dünyaya getirmek kolay bir süreç değildir. Emek ve zaman ister. Onu büyütmek ise özen ve özveri gerektirir. Bunun için insan ilişkisini dünyanın tüm kötülüklerinden korumak ister. Aklına gelen her yola başvurur. Ancak bazen beklentileri karşı tarafınkilerle çakışır. Böyle zamanlarda, insan kendini bir yol ayrımında bulur. Ya adı belli olmayan yola sapacak ve bu çatışmayı içine atacaktır ya da tabelada gördüğü dürüstlük ibaresini takip edecektir. Teoride rahat gözüken dürüstlük yolu, pratikte insanı düşündürebilir.
Dürüstlüğü zor yapan en önemli etkenlerden biri karşı tarafın vereceği tepkinin denklemdeki bilinmez olmasıdır. Bir başka deyişle varsayımlar yaparak, dürüstlükten vazgeçmek mümkündür. İnsan belki karşı tarafı kırmaktan belki de kaybetmekten çekindiği için, bazı gerçekleri saklamanın daha doğru olacağına inanabilir. Ancak, en basit gündelik isteklerden en yoğun yaşanan duygulara kadar insan, içinde tutmaya yatkın bir varlık değildir. Her şeyi paylaşarak anlamlandırır ve deneyimler. Bu sebepten dolayı, içine attıkları zamanla yoluna çıkar ve ilişkilerini tıkar. Oysa karşı tarafın tepkisinin olumsuz olma ihtimalini göze alarak gerçeği paylaşmak insanı rahatlatır.
Dürüst olmak da zorlanılmasının bir diğer nedeni, savunma mekanizmalarının devre dışı kalmasıdır. İnsan dürüstçe aklındakini paylaştığında kendini savunmak yerine açıkça anlatmak durumunda kalabilir. Bu da sinir, hırçınlık, çekip gitmek, yatıp uyumak gibi zor duygularla baş ederken kullanılan taktikleri bir kenara bırakmak ve durumla yüzleşmek demektir. Böyle zamanlarda, insan savunmasız hissetmemek için kendinden emin olmalıdır. Ne istediğini ve hissettiğini bilen kişi, karşı tarafın tepkisi ne olursa olsun sarsılmaz. Sonuçta, her paylaşılanın hoşgörü ile karşılanmayacağı en dürüst gerçektir. Her insan farklıdır ve bambaşka değer yargılarına sahiptir. İtirafı, karşı tarafın hemen kabullenmesi ve anlaması beklenmemelidir.
Dürüst olmak ya da olmamak arasında bir tercih yapılması gerektiğinde ilişkilerin dürüstlük temeli ile inşa edildiklerinde daha sağlam olacakları unutulmamalıdır. Dürüst davranmayan kişi huzursuz ve diken üstünde hisseder. Ortada saklanan bir gerçek ve bunun her an ortaya çıkma ihtimali vardır. Bu gerginlik ilişkiye yansır. Yetersiz sebeplerden kavgalar ve tartışmalar yaşanır. Karşı taraf ne olduğundan habersiz, artık eşini ya da sevgilisini anlayamadığını düşünür. Bu da ilişkide yabancılaşmaya ve uzaklaşmaya yol açar. Bunu aşmanın yolu, düşünce ve duyguları dürüstçe paylaşmaktır.
Bunun yanı sıra, ilişkisinde dürüst olan insan, kendine karşı da dürüst davranmış olur. Duygularına sahip çıkar ve çözümü doğru hedefte arar. Örneğin, eşine ya da sevgilisine televizyonda izlemeyi seçtiği kanaldan dolayı sinirlenen kişi, aslında bir önceki gün sarf edilen bir sözden dolayı kırgın hissediyor olabilir. Başka bir duruma öfke olarak yansıttığı duygusunun aslında kırgınlık olduğunu ve söylenen sözden kaynaklandığını bilmek, kişinin kendini daha iyi anlamasını sağlar. Bu keşfini eşi ya da sevgilisi ile dürüstçe paylaşmak, karşısındakinin de onu doğru anlamasına yardımcı olur. Böylelikle ihtiyaç duyulanı, örneğin içten bir özür ise, sağlayabilen karşı taraf ve ihtiyacı giderilen kişi çok daha rahat ve huzurlu hissederler.
İlişkilerde dürüstlük, güçlü bir iletişimi beraberinde getirir. Çiftlerin en çok şikayet ettikleri konulardan biri, birbirlerini anlamamalarıdır. Bunun sebebi iletişimin yerini çatışmanın almasıdır. Suçlama ve yargılarla dolu cümleler sarf edildiğinde, iki taraf da kırılır ve dinlemez. Önemli olan, insanın dürüstçe kendi yaşadığını ve hissettiğini aktarmasıdır. Böylelikle doğrudan suçlamaya maruz kalmayan karşı taraf da sakince dinleyebilir ve anlayabilir.
Dürüstlük kriterleri, kişilere ve şartlara göre, ilişkiye özel belirlenir. Ancak, ortak payda dürüstlüğün dayanılmaz hafifliğidir. Elbette hiç kimse yalanı ya da sır saklamayı tercih etmez. Sadece bunun daha doğru olduğuna inandığında sancılarına rağmen dürüst davranmayabilir. Aslında dürüstlük kısa vadede karşı tarafı incitecek bile olsa, uzun vadede ilişkinin sağlıklı ilerlemesini ve daha olumsuz sonuçlardan korunmasını sağlar. Konuşulmayan her duygu, kırgınlık, sır ve üzüntü, zamanla insanın içinde birikir ve öngörülemez bir sona varabilir. Oysa hisler ve düşünceler yaşandıkça paylaşıldığında, hem paylaşan rahatlar hem de dinleyen karşısındakini daha doğru anlar.