Güncelleme Tarihi:
Onlar aslında uzun süredir yeni bir soundla performanslarını sergiliyorlar. Yarattıkları müzikle farkını gösteren Grup 123, dünyaca tanınan Norveçli Grup Kings of Convenience ile aynı sahneyi paylaşarak bu farkı tekrar ortaya koydu. Bir dinleyenin bir daha asla vazgeçemeyeceği grup; davulda Berke Can Özcan, orgda Burak Irmak, bas ve gitarda Feryin Kaya ve vokal olarak Dilara Sakpınar’dan oluşuyor. Gruptan Berke Can Özcan, 123’ü bize yakından tanıtıyor.
Kings of Convenience ile aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu? Bu şansı nasıl yakaladınız?
Kings of Convenience ile 2 gece aynı sahneyi paylaştık, onların şarkılarına eşlik ettik. Nordik Festivali’nde biz yine Norveç'li olan trompetçi Gunnar Halle ile birlikte çalıyorduk, Kings of Convenience'ın iki üyesinden biri olan Eirik hastalandığı için Erlend tek başına çalmak zorunda kalmıştı. King of Convenience başka gruplarla sahne paylaşma alışkanlığı olan bir grup, bu tarz birliktelikleri daha önce birçok yerde yapmışlar. Telafi olarak yeniden 3 gece İstanbul'da çalmaya karar verdiklerinde bizi düşünmüşler. Derken yazışmaya başladık ve aynı sahnede prova yaptığımız öğle vakti çattı geldi ardından.
Sizin albümleriniz de Norveç’te miksleniyor diye biliyorum. Norveç’li Grup Kings of Convenience’ı orada takip etme şansınız oldu mu?
Biz son albümümüz LARA'nın miksini Norveç'te Halden adında küçük bir kasabada yaptık. Bir haftalık vaktimizin hepsini stüdyoda geçirdiğimiz için pek sosyalleşemedik.
Fotoğraf: Rahşan Umay Karamanlar
Akustik ve melodik tarzlarınız birbirine benziyor, bu sebeple şarkıya eşlik ederken hiç zorlanmadınız diye düşünüyorum. Öyle değil mi?
Evet, bize çok aykırı bir durum yaşamadık. Gayet rahat anlaştık. Daha önce mail yoluyla nasıl bir şey yapacağımızı tartışmıştık zaten. Konser günü önceden buluşup ufak bir prova da yaptık ama o kadar rahat oldu ki prova şarkıları sonuna kadar çalmadan geçiyorduk.
Daha çok festivallerde mi sizi görmemiz mümkün? Sizi izlemek isteyenler size nasıl ulaşabilirler?
www.123theband.com adresindeki resmi sitemizden tüm konserlerimizi görebilirsiniz. Festivallerde, küçük kulüplerde, konser salonlarında ya da hiç akla gelmeyecek yerlerde karşınıza çıkabiliriz.
Fotoğraf: Rahşan Umay Karamanlar
Grubu tanımayanlar için bir araya gelme hikayenizi de dinleyelim istiyorum. 123 tam olarak ne zaman çıktı? Dilara, aranıza sonradan katıldı diye biliyorum.
123 daha çok elektronik altyapılar üzerine doğaçlamalar yapan bir trio olarak 2004 yılında kuruldu. O zaman hepimiz için yan bir projeydi. İlk albümümüz "Aksel"i 2009 yılında çıkardığımızda vokalistimiz Dilara gruba katılmıştı ama albüm kayıtlarını birkaç ay ile ıskalamıştı. O yüzden bu ilk albümdeki kadromuz 3 kişidir.
Kaç albüm çıkardınız şu ana kadar, son albümünüzü biraz anlatır mısınız?
4 albümümüz var, hepsini kendi plak şirketimiz "Aisha Records"dan çıkardık. Albümlerimiz "Aksel", "Stereo Love", "Arve" ve "Lara". Son albümümüz LARA ocak ayında yayınlandı. Baştan sona vokalli olan ilk albümümüzdür, bu yüzden Dilara'nın “Lara”sı albüme adını vermiş oldu. 13 şarkının 3'ü Türkçe, 10'u İngilizce sözlere sahip. Albümde konuklar da var: Sun in the arms of Love isimli şarkıda saksafonda İlhan Erşahin, Trip isimli şarkıda perküsyon ve vokalde Arto Tunçboyacıyan, Yokuz isimli şarkıda ise gitar ve vokalde Hakan Kurşun var.
Yeniliği seven bir grupsunuz, tam olarak kendi tarzınızı yorumlamanız gerekirse neler söylemek istersiniz?
Bize indie jazz diye bir tarz uydurup yakıştırdılar. Bunun ne demek olduğunu biz de tam olarak bilmiyoruz (gülüyor). İlk albümümüz Aksel'de gayet sinematikken, ikinci albüm Stereo Love'da oldukça elektronik, üçüncü albüm Arve'de gayet akustik ve dramatik, son albüm Lara'da ise kendimize göre oldukça pop'uz. Senfoni orkestralarıyla konser yaptığımız da oldu. Değişimlere açığız kısacası.
Müzik zevkiniz birbirine benziyordur ama kim daha çok, ne tarz müzik dinlemekten hoşlanıyor?
Ben Kuzey Avrupa cazından hoşlanıyorum, Jaga Jazzist, Arve Henriksen, Nils Petter Molvaer gibi isimler seviyorum. Feryin, grubun Amerika'lı yanını temsil ediyor, Mice Parade, Mutemath gibi grupları seviyor. Burak şimdilerde Gonzales, Brad Mehldau ve Mark Guiliana ikilisinin Mehliana projesini dinliyor. Dilara ise İsveç'li Little Dragon ve Avustralya'lı Hiatus Kaiyote gibi grupların peşinde.
Ekipte herkes gerçekten çok başarılı yalnız Dilara’nın sesi çok huzur veriyor ve İngilizce şarkıları muhteşem söylüyor. Bu tecrübe nasıl kazanıldı, başka dillerde de şarkı söylüyor musunuz?
Dilara yarı İsveç'li, ailesinin Amerika'lı bir yanı da var. O yüzden hep İngilizce konuşmuş küçüklüğünden beri. Bu yüzden İngilizce yazıp söylerken daha rahat ediyor ama Türkçe şarkılar da yazıyor. Henüz İsveç'çe bir şarkımız yok.
Kendinize has bir dinleyici kitleniz oluşmuştur ama daha çok kişiye seslenmek için yaptığınız çalışmalar var mı? Mesela Okan Bayülgen’in programına çıkmışsınız birkaç sene önce bunun gibi adınızı başka yerlerde de duyacak mıyız?
Bizim asıl amacımız farklı ülkelerde konserler vermek. Tabii promosyona yönelik çalışmalarımız da oluyor bu yolda mecburen. Kimi reklamlar ve filmler için müzik yapmışlığımız da oldu. Mesela Network'un reklamlarında ve Unutma Beni İstanbul isimli filmde de müziklerimiz yer aldı.
Ekipten birkaç kişinin müzisyenlik ailesinden geliyor sanırım, doğru mudur?
Dilara'nın babası çok değerli bir orkestra şefi, dayısı ise saksafoncu İlhan Erşahin. Burak'ın babası ülkemizin en değerli neyzenlerinden Ercan Irmak. Aileden gelen bir şeyler var yani (gülüyor).
123’e bu değerli paylaşımları için çok teşekkür ediyoruz. Benim gibi 123’ü geç keşfedenler üzülmesin, 17 Ekim’de Salon İKSV’de bu grubu canlı canlı izleyebilirsiniz!
123'TEN AGAIN- DİNLEMEK İÇİN TIKLA!
[video=hurriyetaile_video/123againklibi.flv]
Röportaj: Nilay Uzun
Ana sayfa fotoğraf: Volga Yıldız