Güncelleme Tarihi:
Ciddi dudak kayıplarının önüne geçebilecek tekniği geliştiren KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu konuyla ilgili çeşitli bilgiler verdi.
Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu; “Dudak yoksunluğu ilk olarak beslenme şeklini etkiler ve vücut ağırlıklı olarak sıvı besin ya da yumuşak gıda ile enerji ihtiyacını karşılar. Ancak kısıtlı gıda vücut için yetersiz kalabilir ve bağışıklık sistemi zayıflayarak vücut hastalıklara karşı savunmasız kalır.
Dudaklarını kaybeden hasta için konuşmak artık sıradan bir eylem olmaktan çıkar ve iletişim kurma güçlüğü yaşamaya başlar. Birçok sesi tam olarak çıkaramaz. İletişim zorlaştıkça da birey kendini yalnız ve savunmasız hissedebilir. Kişi aynaya baktığında kendisini fiziksel görünüş olarak eksik bulabilir ve bu farklılık kişide depresyon, bunalım ya da özgüven sorunları gibi psikolojik travmalara zemin hazırlayabilir.
Cilt kanserinin sıklıkla görüldüğü dudak bölgesinde hastalığın ilerlemiş olduğu durumlarda ciddi dudak kayıpları yaşanabiliyordu ve yukarıda saydığım tüm problemler ne yazık ki bu hastalar için kaçınılmazdı. Ancak geliştirmiş olduğumuz teknik sayesinde dudak bölgesinde görülen cilt kanserlerinde dudakların aşırı küçültülmesi artık problem olmaktan çıktı” dedi.
Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, ”Hastaların dudaklarındaki cilt kanseri geç tanı konmuşsa ya da büyükse, bu durumda ameliyat sırasında dudaklarının büyük kısmının alınması gerekebilir. Bu durum hastanın dudaklarının küçülmesine yol açar. Unutmayın ki bazen dudaklarının yarısından fazlasının alınması gereken hastalarla karşılaşabiliyoruz. Dudakları küçülen hastalarda etkili konuşma ve yemek yeme gibi yaşamsal fonksiyonlarda ya da estetik anlamda sorunlar yaşanabilir. Ancak dudakların aşırı küçülmesi durumu, geliştirdiğim cerrahi teknik sayesinde hastalar için bir sorun olmaktan çıktı” dedi.
Cilt kanserlerinin baş ve boyun bölgesinin büyük bir kısmında saptandığını belirten Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, “Vücudumuzun en büyük organı olan derinin birçok işlevi bulunmaktadır. Derimiz altında bulundurduğu kas ve organları korur, muhtemel yaralanmaları ve sıvı kaybını önler. Aynı zamanda bakterilere ve zararlı ultraviyole ışınlarına karşı da koruma sağlamaktadır. Cilt kanseri, birçok etkenden dolayı deride oluşan kötü huylu (malignant) büyümedir. Vücudumuzun en fazla güneş gören yerleri baş ve boyun bölgesidir. Aynı zamanda cilt kanserlerinin en sık görüldüğü yerler de baş ve boyun bölgeleridir. Cilt kanseri baş ve boyun bölgesinin neredeyse yüzde 90’ından fazlasının saptandığı alandır. Ancak cilt kanserlerinin çok azı ölümle sonuçlanmaktadır. Hastaların yüzde 99’u başarılı bir cerrahi müdahale sonucu hayati tehlikelere ortadan kaldırılabilmektedir” diye konuştu.
Kayabaşoğlu, “Bu teknik sayesinde artık kanserli alan ne kadar yayılmış olursa olsun, ameliyattan sonra hastaların yaşamsal fonksiyonları o denli etkilenmeyecek. Hastalar eskisi kadar büyük dudak kayıpları yaşamayacak. Beslenme ve konuşma problemleri yaşama olasılığı çok ciddi anlamda düşmüş ve birçok hasta için de tamamen ortadan kalkmış olacak.
Ağzı çok küçüldüğü için bir çorba kaşığını bile ağzına götüremeyen, bu nedenle beslenmesi çok zorlaşan, ayrıca kozmetik görünümü nedeniyle kendini kötü hisseden ve toplumdan uzaklaşan ne yazık ki birçok hasta mevcut. Bu teknik sayesinde cilt kanserinin dudakta görüldüğü vakalar artık hayatlarına çok daha kaliteli bir şekilde devam edebilecek. Yaşamsal fonksiyonlar ve estetik dış görünümde artık hastalar büyük kayıplar yaşamayacak” şeklinde konuştu.